GERÇEK DÜNYAYA HOŞGELDİNİZ..

33 gün rahat ettiniz..

Evde yemek yoksa bile mahallede belediyelerin kurduğu iftar sofraları vardı..

Belediyelerden gelen iaşe paketlerindeki nohutla da sahur aşı kaynattınız..

Yine belediyelerin öncülüğünde kurulan Ramazan Sokağı’nda her Terahvih-Sahur arası Şükür empoze eden Pollyanalar ücretsiz olarak size ‘İyimserlik’ aşıladı..

Bayramda bütçeye biraz dokunmak gerekiyordu, Çalışma Bakanı imdadınıza yetişti ve emekli maaşlarınız arefeden bir gün önce hesaplarınıza yatırıldı.

Ramazan iaşesinden kalan nohut ile bayram sabahı için ‘Yahni’ de tamam..

3 Bayram günü ziyaretlerde su böreği, tatlı, içecek gani..

Ve bu sabah gerçek dünyaya uyandınız artık.

Emekli maaşı suyunu çekti.

Sokakta sofra kurulmuyor artık.

İaşe paketinin de dibi gözüktü.

Kredi kartında limitler aşıldı.

Çarşı-Pazar ateş pahası..

Kasap dükkanlarının önünden bile geçilmiyor.

Neyse ki önümüz kurban bayramı.

Et alınmasa da olur.

Ama elektrik, ama doğalgaz, ama telefon faturaları 3 ay beklemez.

Bankalardan gelen uyarı mesajları bu sabahtan itibaren yoğunlaşmaya başlar.

İlk pişmanlık “Keşke emekli maaşlarımızı bayram sonrasına bıraksalardı” noktasında başgösterecek.

Sonra haber bültenlerine göz atacaksınız, bu sabahtan itibaren zaten Ramazan ve Bayram atmosferinde bile gergin olan siyaset mekanizması yeni salvolarla huzursuzluğumuzun katmerlenmesine yol açacak.

Ana Muhalefet Lideri ‘Herkes için adalet’i TEM’de aramaya devam edecek.

MHP Lideri Bahçeli de AKP Sözcülüğündeki konumunu,  CHP’ye karşı biraz daha sertleşerek sürdürecek.

İktidarımız, Fetö’yle mücadele adı altında arkası olmayanları kamudan temizlemeye ve yerlerine yandaşları doldurmayı sürdürecek.

KPSS engelini aşabilmiş okumuz işsizlerimiz, önlerine konulan mülakata kurban edilmeye devam  edecek.

Dış politikada, kıbleyi karıştırmış beynamaz edasıyla yaslanacağımız yeri aramaya devam edeceğiz.

Asrın Lideri Avrupa’dan sonra bu kez de Katar dışındaki Körfez Ülkelerine efelenmeyi sürdürecek..

Bize de, “Bakın Yunanistan’a, emekli maaşı 1500 Avro, iflas noktasına geldiler. Avrupa batıyor, halinize şükredin” ninnileri çalınacak yine.

Canlı Hayvanı Amerikadan, Mercimeği Kanadadan, Buğdayı Rusyadan,  karkas eti Balkan ülkelerinden almayı sürdürerek, Alman’ın, İtalyan’ın  eti 20-25 liradan tüketmesini gıptayla seyretmeye devam edeceğiz.

Gübre ve Mazota yapılacak yeni zamlarla, ayakta kalmayı başaran çiftçiye darbe vurmayı sürdürecek, Afrikada büyük çiftlikler kurup tarımı teşvik etmeyi sürdüreceğiz.

Lüks Yatlar ve pırlantaya vergisizlik döneminden sonra. Bu iki önemli ihtiyaç kalemlerine yenilerini ekleyerek teşvik de vermeye başlayacağız.

Kulağımız, ‘Doğu ve Günaydoğu’da göreve gönderdiğimiz kınalı kuzular bu gün de sağ salim birliklerine dönebildi mi acaba’ diye telefonda olacak.

İşsiz ve geleceğinden umudunu kesme noktasına gelmiş gençlik sabah ilk İşkur’a yeni bir başvuru yapacak,  sonra da kapı kapı iş araya devam edecek.

Yandaş sermaye yeni kölelik düzenlemeleri konusunda iktidar kanadına baskısını sürdürecek.

Toplumun genleri ile oynanmaya devam edilecek ki, bunun belirtilerini zaten büyrüm öncesi aldık.

Eğitim kurumlarını, bilimsel noktadan biraz daha uzaklaştıracak yeni programlar devreye sokulacak.

Hastanelerde dolaylı soygunla vatandaşın sağlığını sermaye edenler biraz daha palazlanacak.

Yani işin özeti;

Oruç ayı bitti..

Bayramı yaptık.

Gerçek Dünyaya Hoşgeldiniz..

Köşe yazısı