
BİLİMİ KARIŞTIRMA..
Ahmet ZORLU
Türkiye’nin çevresine tel örgüsü örerek, herkesin Fetö’den cezaevi hayatı yaşamasını öneren Büyükşehir Belediye eski Başkanı, partinin gözdesi Mehmet Özhaseki, “Bilim adamları AKP’yi incelemeli. Seçim sonuçları şimdiden belli. Yine 1'inci parti olacağız” buyurmuşlar.
Orada durun Sayın Özhaseki, işin içine bilimi karıştırmaya kalkarsanız Vallahi de, Billahi de neye uğradığınızı şaşırırsınız..
Zira bilim adamları devreye girerse, uyuyan kitleler uyanır ve bir de bakarsınız ki, bir Mart Ayı’nda bir sabah “Abovv ne oluyor” tepkisi ile karşı karşıya kalırsınız.
Doğru, partinizin aldığı sonuçlar siyaset bilimine temelden aykırı!
Ondandır, referandumda YSK’ya karar aldırıp ‘Sandığa ne girdiyse geçerlidir’ diyerek dediğinizi yaptırmanız.
Ondandır, geride bıraktığımız seçimlerde, bir zamanlar “Koskoca Uluslararası bir büyük oyunun piyonu” dediğiniz Ülkücü Hareketle kol kola girmeniz.
Ve bilim tehlikeli bir kelimedir.
Ne diyor sizden önceki kıdemli Kayseri Bakanı, “Eğitim seviyesi arttık partimize olan destek azalıyor..”
Ne diyor, YÖK Üyesi yaptığınız Prof., “Eğitimli kesimi düşündükçe beni hafakanlar basıyor. Türkiye’nin geleceğini cahil halkın feraseti kurtaracaktır..”
Siz de çıkmışsınız, bilim adamlarını göreve çağırıyorsunuz.
Bilim adamları bilmiyor mu, başlarına gelebilecek felaketi de, AKP’yi bilimsel açıdan incelesinler.
Baksanıza, iktidarınız sayesinde bilime bulaşanlar toz oldu memleketten.
250 binden fazla beyaz yakalı sayenizde ülkenin geleceğinden umudunu kestiği için yurtdışına gitti.
Sırada olanların oranını bilseniz şaşarsınız.
“Cahilin ferasetine” sırtını dayayan iktidarlar için ‘bilim’ tehlikeli bir yaklaşımdır.
Ondandır, Lise Ders Kitaplarında “Cin’ler ve büyü bozma yöntemleri” gibi hurafelerle cehalet ateşinin daha gür yanmasına vesile oluyorsunuz.
Aslında Sayın Özhaseki, “Bilim adamları AKP’yi incelemeli” derken, farklı bir şeyi ima ediyor.
Demek istiyor ki, “Siyaset bilimcileri AKP Seçmenini incelemeli. Yapacağız dediğimiz hiç bir şeyi yapmadığımız gibi, ülkeyi yangın yerine çevirdiğimiz, vatandaşın cebindeki parayı bile kullandığımız halde neden bize hala destek veriyorlar” demek istedi.
Doğru da söyledi.
“Apo övüldü” alkışlattınız kendinizi.
Her türlü Milliyetçiliği ayaklar altına aldık dediğiniz halde Milliyetçi geçinenler ile kol kolasınız.
“Fetullah Gülen Hocaefendi” dediniz alkışladılar.
Okyanus ötesi dediniz aynı adamlar yine alkışladı.
Fetullah Gülen teröristtir dediniz yine alkışlandınız.
Türk Telekom ile Et ve Balık Kurumu başta olmak üzere, şeker fabrikalarına kadar ne varsa sattınız yine alkışlandınız.
Dış Güçler adı altında hayali düşmanlar ürettiniz, yine de alkışlandınız.
ABD’ye kızıyor gibi yaptınız, binlerce liralık telefonları parçaladı yandaşlarınız.
Hollanda’ya kızıyor gibi yaptınız, bıçaklanmadık portakal bırakmadı yandaşlarınız.
İsrail’e kızıyor gibi yaptınız, Coca colayı protesto eden yandaşlarınızın masalarında fanta içtiklerini gördük.
Çinli diye Koreliyi dövecek kadar uyanık! bir seçmen profilinden bahsediyoruz.
Ama artık yolun sonu.
Çünkü ekonomik çaresizliğiniz yüzünden vatandaşın cebi boşaldı.
Şimdilik hala, ‘Reis yumruğu masaya vuracak, her şey eskisi gibi olacak’ sanan bir kesim kaldı çevrenizde.
Onlar da, tuvalet ihtiyaçları sırasında kendilerini karşılayan ‘WC-2 TL’ yazısını gördükçe, içerde geçirdikleri süre zarfında sizi hayırla yad ediyorlar!
O nedenle bilim adamlarının incelemesine gerek kalmadı.
Bana göre, Mart seçimleri, yeni rejimin ve iktidarın güven oylaması gibi olacak.
Zira bu kış sizin için çok rahat, bizim için ise çok zor geçecek.
Yani Bahar’ı bulabilirse millet, bilim adamlarına yaptığın çağrının aslında,“Ey muhalefet boşuna uğraşma, yerel seçimlerde bostan korkuluğunu diksek Cumhuriyet Meydanına, yine biz kazanırız” anlamına geldiğini ve seçmenin de alaya alınmayı hazzetmediğini sandıkta gösterecektir.
Tabii, muhalefetin de artık kendine gelip, sizin teknenizin yelkenine rüzgar olma sevdasından vazgeçmesi şartıyla.