İnsanlar, bu ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü sever, saygı duyar, minnet duyar, anlar ama Atatürk’ü anlayan hiç kimse Atatürk’e tapmaz.
Atatürk’ü anlayan insan, puta tapmadığı gibi; ölülerden de medet ummaz.
Atatürk’ü anlayan insan puta tapmadığı gibi; ağaca bağladığı çaputtan çare aramaz.
Atatürk’ü anlayan puta tapmadığı gibi; kerameti kendinden menkul şeyhlerin peşine düşmez.
Atatürk’ü anlayan kişi aklın, bilimin, gerçeğin peşine düşer.
Atatürk’ü tanıyan kişi Allah ile arasına aracı koymaz, aklını kiraya vermez.
Onun içindir ki; din tüccarları, aklını kiraya verenler Atatürk’ü sevmez.
Atatürk’ten nefret edeler.
Cebinde İngiliz pasaportu taşıyan Meczubun ‘Atatürk İngiliz ajanıydı’ sözlerine inanıp, Atatürk’e düşmanlık eden, ‘Cebindeki İngiliz pasaportu ne iş? Sen İngilizlere bu kadar düşmansın da İngilizler sana neden vatandaşlık verdi? diye sormaz, Atatürk’e düşmanlık besler.
On binlerce vatan evladının kanlarıyla ‘Çanakkale geçilmez’ diyerek tarihe not düştüğü bu topraklarda, düşman gemilerinin İstanbul Boğazı’na neden demirlediğini ve sonrasında nasıl ve içinde kimlerle terk ettiğini sorgulamaz ama Kurtuluş Savaşı’nı inkar eder.
Atatürk’ü sevmezler çünkü Atatürk onları kendisine kul yapmamış, bu ülkeye yurttaş yapmıştır.
Oysa isteseydi kendini padişah ilan ederdi,
İsteseydi, ‘Ben halifeyim’ derdi, demedi.
Peki, ne dedi?
‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ dedi.
Bir kişinin kulu olmayı, kölesi olmayı, müridi olup, aklını kiraya; egemenliğini şeyhe, şıha, padişaha verenler söz konusu milletin egemenliği olunca rahatsız oluyor.
İşte bu yüzden 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında kendini meydana atıp, ‘Puta tapmayın!’ diye hezeyanlarını ortaya saçıyor.
Onlar hezeyanlarını ortaya saçmaya devam etsin.
Bu ülkenin insanları, büyük çoğunluğu, Atatürk sevmeye, saygı duymaya, minnetle anmaya ve anlamaya devam edecek.
Ve Atatürk’ü seven, saygı duyan, minnetle anan, anlamaya devam eden insanlar hiçbir puta tapmadıkları gibi, din simsarlarına da izin vermeyecek.
