Şölene Davet
Prof. Dr. Sinan KARAOĞLU
Bu gün şölenimiz var. 19 mayıs 1919, Türk tarihindeki en önemli günlerden birisidir. Ülkemizin ve Cumhuriyetimizin kuruluşundaki yıllarda yaşananları ve Cumhuriyetimizin kazanımlarını unutmamak gerekiyor ki benzer zor durumlara tekrar düşülmesin. Tarihten ders almak gerek. Zaten her sene kutlama ya da anma etkinlikleri yapmanın amacı da bu değil mi? Bu gün 19 mayıs ve bu akşam saat 19.19 da bir etkinlik yapıyoruz. Özel idare salonunda ve saat 19.19'da. Eşim Dr. Sema Karaoğlu ve benim yanım sıra Akademi Müziğin çok değerli elemanları ve genç arkadaşımız Yunuz Emre Temir ile beraber. Bir müzik şöleni hazırladık, yurdun her yöresinden ve Ata topraklarından da ezgilerle bezemeye çalıştık. Geçen sene de bir konser vermiştik eşim ve Akademi müzik ile beraber ve adı "Memleketim" idi. Çok beğenildi. Güzel, olumlu tepkiler aldık. Bu konserimizin adı da yine benzer temalı ve adı "Vatanın Sesi" Özellikle repertuarımızdaki bir Kars/Iğdır türküsü "Asker olup vatana hizmet eylerem men" ya da kısa adıyla "Vatan" türküsü favorimiz ve günün anlamını ifade edecek umuyoruz.
Türkünün kalan sözleri şöyle;
"Asker olup vatana hizmet eylerem men Çağrılmadan esker olup giderem men Giderem gurbet ele yar sana gurban olim Gurban olim vatana vatanın bayrağına Onu candan severem gurban olim ayına Ayın yıldızına onu candan severem"
Evet ay yıldızlı bayrak ve vatan çok önemli ve tekrar tekrar bu kazanımları ne zorluklarla başarmışız buna bakmamız ve hatırlamamız gerekiyor.
Yurdun her köşesinden katılımla bu vatanı savunduk, etnik ayırım, mezhep ayırımı, yapmadan tek yumruk olup düşmana indik. Vatanın her köşesinde şehidimiz oldu her ilimizden gazilerimiz oldu.
Hani şiirde diyor ya; "Şimdi sen Edirne'de, Sivas'ta , Ardahan'da
Şimdi İzmir'de, Afyon'da ,Van'da...
Yükselen dağ dağ, serilen yayla yayla
Düşünen köy köy, kasaba kasaba
Nefes alan her canda"
Bir başka şiirin adı "Davet", bu yazımın amacına uygun bir adı var;
Davet
"Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket, bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu davet bizim....
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine,
bu hasret bizim...
Yani güzel insanlar, bu günkü köşe yazım bir davet oldu. Biz heyecanlıyız elimizden gelenin en iyisini yapmaya gayret ettik. Hepinizi bekleriz.
Tüm okurların bayramını kutluyor ve Mustafa Kemal Atatürk'ün bir anısıyla köşe yazımı bitirmek istiyorum.
'Ben Samsun'u ve Samsun halkını gördüğüm zaman , memlekete ve millete ait bütün düşünce ve kararlarımın yerine getirilebileceğine dair bir defa daha kuvvetle inanmıştım. Samsunluların hal ve durumlarında gördüğüm, gözlerinden okuduğum vatanseverlik ve fedakarlık ümit ve tasavvurlarımı olumlu bir inanca götürmeye yetmişti.'
Sağlıklı günler dileklerimle.