Dünya İkincisi Türkiye ve Topal Eşeğin Hikayesi
Prof. Dr. Sinan KARAOĞLU
Son OECD raporuna göre MR tetkikinde ABD'den sonra Türkiye 2. Sırada yer almış. Yani MR çektirme konusunda dünya ikincisiyiz. Ama ne hikmetse, en azından benim gördüğüm kadarıyla, ülkemizde hastalar hala doktorlara yeterince MR çektirmedikleri konusunda sitem ediyorlar ("sitem" kelimesini kullanarak kibarlık ettim galiba :) , baskı da olabilirdi) Biraz istatistiklere ve bazı gerçeklere bakalım: Ülkemizde 1 milyon kişiye düşen MR cihaz sayısı Avrupa ülkelerindekine yakın ancak ABD'nin altındadır. İşin ilginç tarafı raporlar incelendiğinde görülüyor ki tetkikte bu kadar önde olmamıza rağmen nüfus başına düşen hastane yatak sayısı, doktor sayısı, sağlığa yapılan kişi başı harcamalarda çok geri kalmış bulunmaktayız. Burada dikkat çekmek istediğim nokta çok fazla tetkik yapılmasının kaliteli tedavi anlamına gelmediğidir (Bu bilgilerin derlenmesinde katkısı bulunan aynı zamanda meslekdaşım da olan kızım Dr. Melike Karaoğlu'na teşekkür ederim).
Peki neden Türkiye bir çok konuda ABD'nin gerisindeyken bu konuda dünyada 2. sıradadır?
Hastaların en büyük korkusudur, ileri tetkik edilmedikçe yeterli muayene olamadıklarını düşünmektedir. Bunun da en önemli sebeplerinden biri son yıllarda doktorlara karşı yapılan algı operasyonları ve hasta-doktor arasındaki güven bağının yıkılmaya çalışılmasıdır. Hasta, doktora gittiği zaman hangi tetkikin kendisine yararlı olacağını doktoruna öğretmek yerine şikayetini belirtmeli ve bu kararı doktoruna bırakmalıdır :) çünkü gereksiz yapılan tetkikler ülke ekonomisine ağır bir yük oluşturmakta hem de tedavi gerektirmeyen çeşitli bulguların saptanmasıyla hastalarda gereksiz endişeye yol açmaktadır.
Ayrıca hastaların yapılmış tetkiklerini dosyalayarak bir sonraki vizitelerinde yanlarında bulundurmaları bu sayıyı azaltmaya yardımcı olacaktır.
Elbette hiç bir olaya tek taraflı bakmamak gerekir. Bu duruma gelmemizde, doktorların içinde bulunmak zorunda bırakıldığı sistemin de çok büyük payı vardır. Hasta sayısının fazlalığı, doktorlarımızın etkin muayene yapmalarına engel olmakta bu da fazla sayıda tetkikle tamamlanmaya çalışılarak malpraktisten (yanlış veya eksik uygulama nedeniyle dava edilme) korunmak hedeflenilmektedir. Amerika'da da malpraktis korkusu oldukça fazladır doktorlarda acımasız bir sistem gereği. Amerika'da yaşamış birisi olarak en yadırgadığım şeylerden birisidir sokaklarda yollarda neredeyse dört "billboard"dan birisi avukat ilanı şeklindedir, tedaviden memnun kalmadıysanız doktora yüz binlerce dolarlık dava açalım diye. Ülkemizde de gidişat bu yönde malesef.
Görüntüleme yöntemleri, doğru tanı ve tedavi için gerekli olmakla birlikte tüm bu sorunlara yol açmamak adına gereksiz yere kullanımlarından kaçınılmalıdır. Doğru ve bilimsel olan budur.
MR gibi ileri tetkikler çok hassas yöntemler olduklarından bazen semptomatik olmayan (yani belirti vermeyen) bazı durumları da gösterirler ve yorum hatalarına sebep olabilirler. Bu yüzden doktorlar öncelikle hastanın şikayetini ve belirtileri dikkate almalıdır. Zira yapılan bilimsel araştırmalarda 40'lı, 50'li yaşlardan sonra dizinde hiç şikayeti olmayan kişlerde dahi MR'larda %30-50 arası sıklıkta yırtık görüntüsü tespit edildiğini göstermektedir. Bir başka deyişle dizimiz ağrıyor ve MR'da menisküs yırtığımız varsa, ağrımızın sebebi MR'da gözüken menisküs yırtığı olmayabilir ve ameliyat sonrası ağrılarımız geçmeyebilir. Biraz da mizah katarak bu durumu çok sevdiğim bir hikaye ile pekiştirelim. Topal bir eşeği olan hikayemizin kahramanı eşeği satmak ister ve nasıl daha fazlaya satabilirim düşüncesiyle bir kurnazlık planlar. Zira eşek bu topal haliyle 100 lira ederken sağlam eşekler 750 lira etmektedir. Bizim kurnaz eşeğin topal ayağına bir çivi sokar ve 500 lira fiyat ile pazara çıkarır. Hikayemizin yine kurnaz geçinen ama aslında kurbanı olan kahramanı ise eşeğe alıcı olur ayağındaki çiviyi görerek ve içinden "satıcı amma da safmış, eşeğin ayağındaki çiviyi çıkarınca topallığı geçer ve ben de 750 liralık eşeği 500 liraya almış olurum" diye söylenir. Biraz da adet yerini bulsun diye pazarlık yapıp 450 liraya eşeği alıp heyecanla eve gelir ve hemen çiviyi çıkarır eşeğin ayağından. Ama ne yazık ki aradan günler geçmesine rağmen eşek hala topal eşektir, düzelme olmaz.
Tekrarlamakta fayda var; MR gibi ileri tetkikler, doğru tanı ve tedavi için zaman zaman gerekli olmakla birlikte tüm bu sorunlara yol açmamak adına ve kafa karıştırmamak adına gereksiz yere kullanılmamalıdır. Atalarımız boşuna dememiş; azı karar çoğu zarar :))
Sağlıklı günler dileklerimle.