Serap Şule Kalın

MİLLETİMİZ ŞAHİT OLSUN

Serap Şule Kalın

Evvelsi gün MHP Kayseri İl teşkilatının düzenlediği 5. İstişare Toplantısına katıldım. Salona girer girmez uzun süreden beridir hazzına ulaşamadığım birlik, beraberlik ve huzuru yakaladım. Kayseri’de mevcut bulunan eski, yeni, küskün, barışık ve heyecanını , ümidini bir şekilde değişik sebeplerle kaybetmiş ülkücülerin bir arada olması ve yüreğimize nakşetmiş her bir isimle yeniden karşılaşmak bana keyif verdi. İl başkanı Sn. Baki Ersoy’un salona girmesiyle birlikte coşku, heyecan ve ümit had safhaya ulaştı. Bir taraftan başkanın da dediği gibi “Bizleri hep 18 yaşında tutan” Ülkü Ocaklı genç kardeşlerimiz ve gönüllerimizi titreten sloganları, bir taraftan da vakar ve duruşlarıyla bizleri davayı öğreten Taş Medreseli elleri öpülesi büyüklerimiz, bir tarafta yürekleri teşkilatlarına faydalı olmak adına güm güm eden ilçe başkanlarımız, bir tarafta gururlarımız belediye başkanlarımız, bir tarafta ise mevcut görevlerinden istifa etmek suretiyle,  ülkenin mevcut durumuna daha fazla  göz yummamak adına vatan ve millete hizmet etme aşkıyla yola çıkmış hepsi birbirinden kıymetli, hepsi kendi alanında birbirinden uzman milletvekilleri adaylarımız.

Allah hepsinden ayrı ayrı razı olsun. Hepsinin de ayrı ayrı yolları, izleri açık olsun…

Gönül insanıyız bizler. Ne kadar çok gönle ulaşırsak o kadar keyiflidir zira yaşamak ve varoluş mücadelemiz. Ne kadar çok insan ile hasbihal edip, onların yüreklerine dokunabilirsek o kadar değişir vizyonumuz. Mizacımızda her daim bir sertlik ve vakarlı bir duruş hâsıl olsa da, gönlümüz her daim ipeğe sarılmış çelik tadındadır.

Helal saydığımız her değerimize, helal saydığımız her inanışımıza göz diken olmadığı müddetçe kişisel hesaplarımız, şahsi menfaatlerimiz yoktur bizlerin. Bunun aksinde düşünen ve hisseden herkeste pirinç tanesinin içerisindeki siyah taşlar gibi hemen belli eder kendisini ve ayrıştırır bütünlükten benliğini.

Dün akşam ki toplantıda Milliyetçi Hareket Partisi MYK üyesi Başbuğ Pınarbaşı Bey’in de konuşmasında bahsettiği gibi anne babalarımız bize büyürken en çok da haram ve helal konuların da telkinlerde bulunur. Çünkü bilinir ki bir Müslümanın imanının gerçek zevkine varması sadece farz ve sünnetlere riayet ederek gerçekleşmez. Şüpheli olan her durumdan çekinerek helal yemek ve yedirmek, gizli ve açık olan her türlü haramdan uzak kalmak ve ölüm gelinceye kadar bu durumu devam ettirmek bizlerin şeksiz şüphesiz biatımızı tamamlayan unsurlardır. Bu unsurları gerçekleştirmeyen ve hayat tarzı olarak benimsemeyen insanlar -yine de Allah’ın yüce takdirine kalmıştır-  fakat Müslümanlık konusunda eksik kalacaklardır.

Mevcut hükümet , kararları, icraatları, her geçen gün bir yenisi eklenen bitmek tükenmek bilmeyen herzelerini düşünecek olursak , özellikle bir kesimin İslamiyet ile birlikte  andığı yapıları yukarıda saydığım gerçeklerden oldukça uzaktır. Ülke gündemi ile ilişkilendirmek durumunda özellikle kul hakkının her türlüsünü yemeleri haram ve helal konusundaki hassasiyetlerini çürütmektedir.

Kendi bünyelerinden çıkan ve hiçbir şekilde kendilerinden bağımsız düşünmediğim Paralel yapının dinlemelerinin çok az bir kısmını DHKP-C ‘yi dinlemek ile geçirselerdi yine dün akşam yaşanan savcımız Mehmet Selim Kiraz’ın şehadetini engellemiş olurlardı. (Allah rahmet eylesin )

Zamanında Süleyman Şah türbesine füze atmak suretiyle Suriye’ye savaş ilan etmeyi düşünüp daha sonra büyük operasyon adı altında türbeyi Kürt yönetiminin yardımıyla belli bir bölgeye taşıyan zihniyetin vatan, millet hassasiyetinden bahsetmesi mümkün olmadığı gibi, kendilerine inanan vatandaşlarımızın hakkını yiyerek, kendilerine oy vermiş insanları gözlerinin içerisine baka baka aptal yerine koymaları da helal –haram mevzularından oldukça uzak olduklarını göstermektedir. 

Ayakkabı kutuları içerisinde para taşıyan, taşıtan, nemalanan, nemalandıran zihniyetin sonra bunu inkâr etmesi ve daha sonra inkâr ettiği paraları faiziyle birlikte iade etmesi ve bunu kendisine oy vermiş olan halkın gözlerinin içine bakarak gerçekleştirmesi helal dairesinin oldukça dışında kalmaktadır.

Türlü çeşit algı operasyonlarıyla Türk milleti kavramını silmek isteyerek, sözde Kürt halkının sözcüsü olduğu teröristlerle aynı masaya oturarak saraylarda ağırlamak ve kan ile kazandığımız helallerimizden nemalanarak, Atatürk’ü görmezden geldikleri bir senaryo çerçevesinde,  kendilerinin inandığı şekilde millete de empoze etmeye çalıştıkları hikayeleri  anlatarak , Çanakkale Zaferinden bile faydalanmaya çalışmaları helal çizgisinden oldukça dışarıda olduğunu göstermektedir.

Bu coğrafyada Türklüğü muhafaza etnik unsurların huzuru, Müslümanların esenliği için elzemdir. Tarih buna her daim şahittir.

Milletimiz de şahit olsun .

Milletimiz şahit olsun.

Milletimiz şahit olsun…

Milletimiz; kendisinden oy isteyen, her türlü helalini mecliste kendisini temsil için icazet verdiği bu hükümete emanet eden, kanıyla kurmuş olduğu bu Cumhuriyetin tüm kazanımlarını yavaş yavaş değişik algı operasyonlarıyla bitirmeye ve yok etmeye çalışan bu insanları görsün, tartsın, tahlil etsin.

İtikattaki samimiyet ameldeki riyadan çok daha önemlidir.

Milletimiz şahit olsun… 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları