
KIZ ÇOCUKLARI,KIZ EVLATLAR...
Serap Şule Kalın
“Oğlanlar evlenesiye, kızlar ölesiye kadar evlatlık yaparlar” Anonim
Kız çocukları…Kız evlatlar…
Ne kadar da özel yaratılmış ,anne ve baba için ne kadar da önemlidirler aslında. Toplumun büyük bir kısmında “erkek evlat” makbul görülse de , ilerleyen dönemlerde ve hayatının her anında anne ve babanın farkındalığı ile birlikte olurlar. Okumak ya da çalışmak için başka şehirlere gitseler de, hayatın mutad işlerine hiçbir vakit dalmazlar. Anne ve babalarının yanına gidip hasret giderme telaşı her an içlerindedir ve ilk fırsat bulduklarında farklı atraksiyonlarda bulunmak yerine kendilerini yuvalarına atarlar.
Hayatlarının ilk evrelerinden başlamak suretiyle anne ve baba ile farklı bir diyalogları vardır kız çocuklarının. Anne önlerinde rol model olarak bazen kıskanılan bazen de özenilen kişidir. Baba ise “ilk aşkı,ilk sevgilisi” ve herkesten kıskandıkları bireyler olurlar. Babalarının eve gelmesini dört gözle beklerler ve geldiklerinde gözlerinde sevgi çiçekleri açar.
Sadece anne ve babaları için değil, tüm aile çevresi için kız çocukları özeldir.
Her gün sabah yüzüne baktığımda cenneti gördüğüm,evimin neşesi,hayatımın serveti bir kız evladım ve iki de kız yeğenim var…
İlki ; Gözlerimden her damlayan yaşta içlenen ve gelip dizlerime oturup, “Halaaaaa,lüpfen ağlama” diyen bir ilk göz ağrım,” gönül alanım”…Dilâra’m…
Birisi canımı yaktığında benden çok o kişiye öfkelenen ve gıyabında o kişiye savaş ilan eden bir sahiplenme ile sever sevdiklerini… Kimi zaman öfkeli,kimi zaman nazlı, kimi zaman en merhametli odur. Her şeyi bilir,her şeyi anlar, hoşuna gitmeyen durumlar sezerse sessizce ortamdan uzaklaşır. Basbayağı bir karakterdir, senden –benden çok daha insan… O bir kız çocuğudur… Kız çocuğu olmanın tüm özelliklerini en zirvesinde yaşayan yaşatan gerçek bir Prensestir…
Ve bir de ikincisi; her gülüşü ile “gönlümü aydınlatanım”, Dilay’ım…
Güler yüzlüm , miniğim… Kız evlat olma gerçekliğini iliklerimize kadar yaşatan ve eve her gelen konuğu güler yüzü ve sempatikliğiyle karşılayan bir başka Prenses…
Ve Zeynep’im…“Lâl” ‘im, hayat pınarım,gözümün nuru,ömrümün neşesi… Hayatımda aldığım hediyelerin içerisinde ne pırlantaların ne altınların yerini tutabilecek eşsiz bir “mücevher”. “En değerli taşım” , kimi zaman kız kardeşim, kimi zaman evladım,kimi zaman sırdaşım olacak bir mücevher… “Lâl” ‘im, “Naz” ‘ım, mücevherim, Zeynep’im…
Aynen benim anneciğime olduğum gibi…
Hangi mekânda, şehirde, durumda olursam olayım annemin kucağının en değerli, en güvenli ve en güzel yurt olduğunu bilmek ömrüme ömür katan bir gerçeklik…
Kız çocukları… Kız evlatlar…
Bir gün yuvadan uçup gitme gerçekliğine kesin gözüyle bakılsa da, zamanın şartlarında erkek çocuğunun da yuvadan uçup gitmediğini söylemek aptalca olsa gerek… Hele ki; Yuvası nerede olursa olsun, anne, baba ve tüm aile fertlerine olan düşkünlüğü kız çocuklarını her zaman özel ve farklı kılmakta… Yüreği,bedeni ve tüm sevgisi ile sevildiğinizi size yansıtması ise bir ömre bedel…
Kıymetli taşların değerini ancak mücevherden anlayan bilir, anlamayan ise savurup atar. Kızlar masum, onlar tertemiz yaratıldılar, annelere yetiştirilmesi, babalara da korunması için emanet edildiler. Bu konuya ilişkin Hadis-i Şerif’ leri biliyorsunuzdur;
İki kızı veya iki kız kardeşi olup da, maişetlerini güzelce sağlayanla Cennette beraber oluruz.Hadis-i Şerif
İlk çocuğunun kız olması, kadının bereketindendir. Hadis-i Şerif
Allahü teâlâdan hayırlı evlat istedim. Bana kız çocukları ihsan etti. Hadis-i Şerif