Orhan KARAKAYA

YASALARI BİZDE TANIMASAK MI?

Orhan KARAKAYA

Ülkemizde hukuk var deniyor. Yasalar var deniyor. Evet bu ülkede yasada var hukuk da var.

Bu ülkenin Anayasasında işçilerin sendika ve grev hakkı tanımlanıyor, yazıyor. Ama işçi sendikaya üye oldu diye, anayasal hakkını kullandı diye işten atılıyor.

Sendika da anayasal hakkını kullanarak uyuşmazlığa, çözümsüzlüğe giden TİS (Toplu İş Sözleşmesi) sonrası Grev kararı alıyor. Ama grevleri Bakanlar Kurulu ile milli güvenliği tehdit, ekonomiye tehdit gerekçesi ile sendikanın Grevini yasaklıyor, erteliyor. Greve giden işçiler ellerinde ki alet takımlarıyla, darbe yapacaklar o nedenle milli güvenliği tehdit ediyorlar.

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununun İKİNCİ BÖLÜM Güvenceler Başlıklı Sendika üyelerinin ve yöneticilerinin güvencesi (1) Madde 18- (Değişik: 24/6/2004-5198/3 md.) “Kamu görevlileri, iş saatleri dışında veya işverenin izni ile iş saatleri içinde sendika veya konfederasyonların bu Kanunda belirtilen faaliyetlerine katılmalarından dolayı farklı bir işleme tâbi tutulamaz ve görevlerine son verilemez. Kamu işvereni, işyeri sendika temsilcisi, sendika işyeri temsilcisi, sendika il ve ilçe temsilcisi ile sendika ve sendika şube yöneticilerinin işyerini (…) (1) sebebini açık ve kesin şekilde belirtmedikçe değiştiremez. (1)”diyor.   

Peki bu yasalara uyuluyor mu? Bu yasayı yapanlar kendi yaptıklarına saygı duyuyorlar mı?

Yasalarına dahi uymadıklarına bu günlerde bir kez daha şahit oluyoruz. Yasalara göre faaliyette bulunan sendikamız SES Kayseri Şubesi yasalar ve Çalışma Bakanlığınca onaylanan sendika Tüzüğü doğrultusunda Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sendika İşyeri Temsilcisini seçiyor. Ama hastane idaresi masa başına oturttuğu, asıl görevi hastalara servislerde sağlık hizmeti sunmak olan, onlarca hemşireleri memur olarak çalıştırmasını yok sayarak, yasal güvencesi olan sendika işyeri temsilcisi hemşireyi alıp hastane dışında bir birime Erkilet Çocuk hastanesine gönderiyor. Şimdi Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi/Yöneticisi Doç Dr. İbrahim ÖZCAN, Sağlık Hizmetleri Müdürü Sultan OĞRAŞ  bu hukuksuz, yasadışı uygulamanın cesaretini kimden ve nereden almaktadırlar.

Eğer bu ülkede yasalara ve kanunlara uyulmayacaksa, bizler de bundan sonra uymayalım, orman kanunlarına dönelim, güçlü olan kazansızın. Yada kanunlar uygulanmayacaksa öncelikle o kanunlar niye yazılmaktadır, bizlere dayatılmaktadır. Bu sorular son günlerde kafamızı çokça meşgul etmektedir.

Vatandaşa sağlık hizmeti sunmak öncelikli görevi olan bir hemşireye niçin masa başında memurluk yaptırılır. Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi idaresi bu hemşireleri hemşire olarak çalıştırmaz.

Fiilen hemşirelik görevi yapmamasına rağmen idareciler niçin bu kişilere hemşire, sağlık memuru maaşı öder. Ödenmesine izin verir.

Sonra da hemşire sayısı az diyerek niçin hemşirelerin, sendika işyeri temsilcilerinin yerlerini değiştirir, sürgün eder. Hastane yöneticilerinin bu işten çıkarları, beklentileri nedir.

Bu uygulamadan hastaların yarar görmediği, çalışanların yarar görmediği, eksik hemşireyle hastalara hizmet sunmaya çalıştıkları, fazla nöbet tutmak, çalışmak zorunda kaldıkları ortadadır.  Kadrosu hemşire ama bizzat hemşirelik yapmayan, bu kişilere hemşirelik maaşı ödenerek kurumun zarara uğraması, bu kişilerin haksız kazanç elde etmesi söz konusudur. Bu konuyu kamuoyunun takdirlerine sunuyorum. Gelecek haftalarda Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi idaresinin uygulamalarına değineceğimizi belirtiyorum. İlgisini çeken halkımıza ve Cumhuriyet savcılarına duyurulur.

Yazarın Diğer Yazıları