Orhan KARAKAYA

77 MİLYON 1 KİŞİDEN BÜYÜK

Orhan KARAKAYA

Yazıdaki başlık içe dönük politikayı ustaca kullanan ve G8, AB benzeri toplantılarda dünyaya böyle diyen Başbakan ve Cumhurbaşkanın söylemini kendisi için hatırlatmak istedim. 

Eve sırf konuşmak, gündemde kalmak adına muhtarlarla toplantısında konuştu R.Tayyip ERDOĞAN ne söylediğini boş verin takındığı üslup ve yüz ifadesi ülkemizde daha çok çatışma, kan ve gözyaşı olacağına, toplumumuzun daha çok kutuplaşacağına işaret ediyordu. Çünkü söylemi ayrıştırıcı, tehditkardı.

Her zaman olduğu gibi 18 Ağustos tarihinde muhtarlarla yaptığı toplantıda Cumhurbaşkanı değil Başbakan, bir partinin başkanı gibi konuştu. Muhalefetin tamamına kin kustu.

Konuşmasının bir yerinde anlattığı hırsız hikayesi muhalefeti değil kendini anlatır gibiydi. Çünkü 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarında ortaya çıkan, ses kayıt ve diğer belgelere göre yakalanan kendisi ve yakınlarıydı. Yargı karşısına çıkmayan, yakınlarının yargılanmasına izin vermeyenin de, iktidarını bırakıp gitmeyeninde kim olduğunu toplum çok iyi bilmekteydi. Anlattığı hikaye “bir babanın oğlu hırsızı yakalıyor ve baba hırsızı yakaladım diyor. Babası hırsızı getir diyor. Oğlan hırsızın gelmiyor diyor. Babası o zaman bırak gitsin diyor. Oğlu bıraktım gitmiyor diyor.”

O konuşmasında MHP liderinin “ver Bilal i al hükümeti” lafını dile getirerek MHP liderini suçlamış ve yine çok yakışık olmayan bir üslup ile çocuğu olmayan kişi ifadesi kullanarak Devlet BAHÇELİ ye hakaret etmiştir. Ama benim asıl üzerinde durmak istediğim konu bu sözlerinin sonunda “ sen kim oluyorsun da bu şekilde konuşuyorsun, benim oğlumun bir suçu varsa buna sen değil, yargı karar verir demesidir.” Ama önce o yargının karşısına da kişiler çıkılmalıdır, çıkarılmalıdır.

Evet bir kişinin suçlu olup olmadığına yargı karar vermelidir. Her ne kadar AKP döneminde yani şimdiki Cumhurbaşkanında etkisiyle ortada yargı ve hukuk kalmasa da yinede hukuk devletinde bir kişi hakkında karar vermesi gereken merci yargıdır.

Ama sorun şura da sen adı 17-25 Aralık yolsuzluk olayına ve başka şaibeli olaylara karışmış oğlun Bilal ERDOĞAN ın AKP yargısına çevrilmiş yargı sistemine dahi güvenmediğin için, makamını kullanarak yargılanmasına dahi izin vermedin. Niye…

Adı aynı yolsuzluk olaylarına karışan 4 bakanın TBMM de ki yüce divan oylamasında da senin isteğin doğrultusunda AKP milletvekilleri sayesinde bu 4 bakan yüce divana gönderilmedi. Niye…

Yani evet senin oğlun Bilal hakkında da başka kişiler hakkında da suçlu olup olmadığına karar verecek merci yargıdır. Ama sen oğlunun ve bakanlarının yargının önüne, mahkemenin huzuruna çıkmasına izin vermedin. Peki bu durumda oğlunun, bakanların, suçlu olup olmadığına, adlarının yolsuzluk olayına karışıp karışmadığına, rüşvet alıp, rüşvet vermediğine, senin paralarını sıfırlayıp, sıfırlamadığına nasıl ikna olacağız. Senin oğluna kefil olmana mı inanacağız? Ben toplumun çoğunluğunun bu hırsızlığın, yolsuzluğun olduğuna ikna olduğu kanaatindeyim. Asıl önemli olanında halkın vicdanında aklanmak olduğuna inanıyorum.

Evet sayın Cumhurbaşkanı sen %52 oyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olabilirsin ama bugün itibarıyla %26 CHP, % 16 MHP, % 13 HDP ve % 6 diğer oy oranlarını topladığımızda %52 den büyük oluyor mu, olmuyor mu? Yani size verilen %52 oy baki değildir ve sizlere oy verenler kafanıza ve bireysel çıkarlarınıza göre her şeyi yapın diye vermedi. Başkan olmak için bu ülkede tekrar gençlerimiz ölsün, öldürülsün, analar ağlasın diye oy vermedi. Siz kendi ve partinizin çıkarları için tekrar çatışma çıkarın, muhalefetin tamamına yüklenin, onları karalayın diye oy vermedi. Belki de 2-3 yıl çatışma olmuyor, hiçbir gencimiz ölmüyor, öldürmüyor diye oy verdi. Kürt sorunu varlığı sizin tarafınızdan ifade edildi, dile getirildi diye bu kadar oy aldınız.

 Halkımız size hep milli irade dediğiniz, sözde saygı duyduğunuz milli iradeye, halkın 7 Haziran seçimlerinde ortaya koyduğu sonuçlara saygısızlık yapın diye sizi Cumhurbaşkanı yapmadı. Nerede kaldı milli iradeye saygınız. Niçin seçim sonuçlarının gereği olan koalisyonun oluşmasına çaba harcamak yerine seçimlerin hemen sonrasında yeni bir seçimi dillendirdiniz ve koalisyonu kurulmasını istemediniz.

Kısacası 7 Haziran seçimleri sonucunda ortaya çıkan oy oranı da, sizin aldığınız oydan büyük. 77 milyonda sizden çok çoooook büyük… Artık bu halk gerçekleri daha iyi görmekte ve kimin ne için siyaset yaptığını daha iyi anlar noktadadır.

Yazarın Diğer Yazıları