Orhan KARAKAYA

10 EKİM ANKARA BARIŞI İSTEMEK

Orhan KARAKAYA

Her dönem barışı savunmak, barışı istemek zor olmuştur.

Bugünlerde o dönemlerden biri, bugünlerde ülkemizde barışı istemek, silahlar sussun demek, kimse ölmesin, öldürülmesin demek hainlik, teröristlik olarak görülüyor, gösterilmek isteniyor.

Ama evlatlarımızı feda etmeye hazırız diyenler, ülkenin ortak değeri olan bayrağı alarak sözde teröre hayır eylemleri yapmak adına sokaklara çıkarak, parti binalarını, işyerlerini basıp yakanlar, sırf Kürt olduğu için insanları linç edenler alkışlanıyor, kahraman ilan edilmeye çalışılıyor.

Neticede ülkemize ve dünyaya barış, savaş çığlıkları atarak, parti binaları, işyerleri yakılarak, komşu ülkelerin içişlerine müdahale ederek, Emevi Camisinde namaz kılmaya niyetlenerek, aşağılık, insanlığa düşman İŞID teröristlerine destek sunularak ve emperyalist devletlerin politikalarına yedeklenerek gelmeyecektir.

Barış asıl olarak savaşın bedelini en ağır şekilde ödeyen kadınların, çocukların, babaların, annelerin ve çıkarları birlikte yaşamaya bağlı olan halkların mücadelesiyle gelecektir.

Barış, silahlanmaya harcanan paranın, eğitime ve sağlığa harcanmasını istediğimizde ve gerçekleştirdiğimizde

Barış, ölenin kimden olduğuna, kim olduğuna bakmadan ölümlere hayır dediğimizde

Barış, barışı istemenin çok zor olduğu, faşizmin, ırkçılığın yükseldiği, yükseltilmeye çalışıldığı dönemlerde inadına barış diyebilmekle gelecektir.

Evet 7 Haziran seçimleri sonrası ortaya çıkan tablonun birileri tarafından, özellikle Cumhurbaşkanı tarafından beğenilmemesi üzerine iç savaş provasını da içeren, çatışma süreci başlatıldı. Özellikle AKP dışında ki yapıların hükümet kurmaması, kuramaması savaş isteyenleri, cesaretlendirmiş, savaş planların devreye sokulmasına neden olmuştur. Başkanlık uğruna, tek başına iktidar uğruna gencecik insanların, çocukların, sivillerin ölmesini göze alanların Barış söylemleri de, istemleri de sahtedir. Devletleşenlerinde ülke halklarına savaştan, ölümden, kandan, gözyaşından başka verebilecekleri bir şey de yoktur. Tıpkı şuan yaşadıklarımız gibi

 

Bu nedenledir ki 10 Ekim Cumartesi Ankara da KESK-DİSK-TTB-TMMOB birlikte yapacağı “emek, barış ve demokrasi” mitingi çok önemli ve anlamlıdır. Faşizmin, milliyetçiliğin, ırkçılığın hakim kılınmaya çalışıldığı, kardeş kavgasının başlatılmak istendiği bir süreçte barıştan, kardeşlikten, emek ve demokrasiden yana güçlerin, seslerinin çıkması, bir araya gelmesi, savaş isteyenlerin sesini kısacak, bulutlu havayı dağıtacak bir rol oynayacaktır.  Bu hava sadece Ankara da yapılacak mitinge kitlesel katılımlarla değil Ankara da yapılacak eyleme katılamayacak kitlelere de ulaşmakla mümkün olacaktır. Barışı sadece Ankara da 10 Ekimde on binlerce insanlarla birlikte dile getirmekle değil, mitinge gelemeyen ama yüreği Barıştan yana atan, o gün yüreği Ankara da olacak milyonları çoğaltmakla mümkün olacaktır. Bunun yolu da işyerlerine yönelik çalışmalardır. Mitingin niçin yapıldığı, niçin mitinge katılmak gerektiğinin anlatıldığı bildiri ve broşürlerin işyerlerinde dağıtılması, işyeri toplantıları, işyerleri önlerinde yapılacak basın açıklamaları, barışın sesinin daha da yükseltilmesi anlamına gelecektir. Savaş çığırtkanlığı yapanları, savaş isteyenleri geri püskürtecek yol barış çığlıklarının, barış isteğinin her yerden yükselmesine bağlıdır. Sadece kadrolarla, yöneticilerle barış istemek, Ankara da yapılacak mitinge katılmak barışı güçlendiremeyecektir. Asıl görevimiz 10 Ekim mitinginden sonrada devam edecektir. Miting sonrası barışa dair yapılmayan işyeri, yerel çalışmalarının yapılması, yapılan işyerlerinde ise devam ettirilmesi ülkemize, bölgemize barışın gelmesine, mitingin yapılmasına hizmet edecektir.

10 Ekim mitingi önemlidir. Çünkü çatışmaları başlatanların, savaş planları yapanların gözü kulağı bu mitingde olacaktır. Bu mitingin kitleselliğine ve etkisine göre hamlelerini yapacaklardır. O nedenle oturduğumuz yerden barışı istemek yerine HAYDİ ANKARA ya HAYDİ BARIŞ MİTİNGİNE… Barışın senin sesine ihtiyacı var. İnadına barış, hemen acilen barış…  

Yazarın Diğer Yazıları