Orhan KARAKAYA

DÜN NİYE SAHİPLENEMEDİNİZ

Orhan KARAKAYA


Silah yüklü Tırlar yakalandığında kem küm edenler, “Türkmenlere gıda götürüyordu” diyenler, bugün çıkmış “O Tırlarda silah olsa ne olur, olmasa ne olur” diye açıklama yapıyor. O zaman tırlar yakalandığında niçin bu kadar yüreklice sahiplenilmedi? Bugün edilen laflar niçin o gün edilmedi, edilemedi. Üstelik Tırlardaki silahların haberlerini, görüntülerini yayınlayan, ortaya çıkaran gazeteciler, savcılar niçin tehdit edildi, davalar açıldı? 

Şimdi Başbakan Ahmet Davutoğlu, “O yardımlar engellenmeseydi, bugün bunlar yaşanmazdı” diyerek, Türkmenlere yönelik söylemlerle (çünkü Türkmen bölgesi 2-3 yıldır El Nüsra nın kontrolündedir. İŞİD 2014 yılında Irak bölgesinde bulunan Türkmen bölgelerini işgal etmiş, köylere saldırmıştı. O zaman Türkiye hükümeti AKP bu duruma sessiz kalmıştı.) olayların adete üstünü örtmeye çalışıyor.

Aynı zamanda da Türkiye'nin Ortadoğuya yönelik emperyalist müdahalesini, Türkiye’nin bir savaş bataklığına saplanma anlamına da gelen Suriye'nin iç işlerine karışmasına karşı çıkan Türkiye'deki muhalefetin sesinin de kısılması isteniyor. Muhalefetin, savcıların, basının tüm çabalarına, Tırlarla silah sevkiyatı yapıldığına yönelik görüntülere, fotoğraflara rağmen kamuoyu yanıltılıyor, gerçeklerden uzaklaştırılmak isteniyor. Yani gerçek Başbakan’ın söylediği gibi değildir. Silahlar Türkmenler’e gitmemiştir.


ABD ve emperyalist ülkeler ülkemize konuşlanmışken, İncirlik üssü benzeri alan tahsisi yapmışken ve ülkemiz her zaman başta ABD uçakları olmak üzer Yunanistan, Rusya vb. ülkeler tarafından hava sahamızı ihlal ederken, ne oldu da şimdi uçak düşürmeye karar verdik. 

Birinci ve ikinci dünya savaşlarının nasıl başladığını hepimiz biliyoruz. Birbirine düşmanlık besleyenler, emperyalist çıkar peşinde koşanlar, ufacık olayları büyüterek ya da piyonları harekete geçirerek emellerine ulaşmak istemişler ve dünya savaşlarını başlatmışlardır. Bir ülke savaş uçağı ülkeniz topraklarına ya da sizin savaş uçaklarınıza ateş açmıyor ve sınırınızın kıyısından geçerek sınırınızı ihlal ediyor gerekçesiyle 3. Dünya Savaşı'na da neden olabilecek bir hamle yaparak savaş uçağını düşürmek özellikle yanı başımızda Ortadoğu’daki kaos ve savaşlar düşünüldüğünde akıl karı değildir. Akıllı bir iş değilse siz milliyetçiliği, ulusalcılığı arkanıza almak için bu işi yaptığınız anlamına gelir. Bu şekilde davranmaya ülkemizi savaşa sokabilecek hareketlerde bulunmaya kimsenin hakkının olmadığını düşünüyorum. 

Yanı başımızda Ortadoğu coğrafyasında Irak'ın, ABD tarafından işgali ile başlayan ve 20-25 yıldır kan ve göz yaşının eksik olmadığı, milyonlarca masun, sivil insanların hayatlarını kaybettiğini, yerlerinden yurtlarından edildiğini görüyor, biliyoruz. Savaşın, halklar açısından, kadınlar, çocuklar ve masun insanlar açısından acı ve gözyaşından başka bir anlamı ve sonucu yoktur. Savaştan çıkarı olmayan, kazancı olmayan, savaşın bedelini en ağır şekilde ödeyen, ödeyecek olan hiç kimse savaş isteyemez istememelidir. Ülkemizin sırf sınırını ihlal etti diye ülkemizin savaşa girmesine neden olabilecek ve Rusya savaş uçağının bu niyetle de sınırımızı ihlal edebileceği düşünülerek bir ülkenin savaş uçağı hemen düşürülmemelidir. Bir savaş uçağı düşürüldükten sonra da savaşın bedelini her yönüyle en ağır şekilde ödeyecek halklar, sivil insanlar savaş uçağının düşürülmesine sevinmemelidir. Ülkesi adına gurur duymamalıdır. Neticede o ülke ile savaşmıyoruz, ortada çıkmış bir savaşta yok. Ama savaş istiyorsanız orasını bilemem! Çıkacak savaşta da savaşı isteyenleri önde görmek isterim!

Ama ben kendi adıma ne olursa olsun savaş istemiyorum, barış için elimden geleni de yapmaya devam edeceğim…  Sözde “İstikrar” adına oy kullananlara da bu yaşananlar istikrar getirir mi? diye de sormak isterim.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları