
SANALLIĞA GEÇİŞ
Nurkal Kumsuz
Zaman ve mekân ne olursa olsun, her şeyin son dayanak noktası insanlık.
İnsanlık ise bugün, teknoloji ile bütünleştiğinden bunalımın eşiğinde.
Hayatı her yönüyle kuşatan teknoloji kültürü problemleri çözmek yerine insanlığı oyalıyor.
Duygular, düşünceler ve tavırlar birbiriyle uyumsuzluk içinde.
Bu kafa karışıklığı içinde her şey bir anda binbir kalıba girebiliyor.
Sevgi akmayan kalplar hırs dolu.
Yeni düşüncelerle beslenmeyen beynin cılızlaşan son ışık huzmesi de söndü.
Herkes bir şeylere öfkeli.
Hayat, başlanıp bitirilemeyen iş alanlarıyla dolu.
Tembellik ederken bile zamana sığmıyoruz.
Problemleri çözmeyen fikirler, bıçak yarası gibi iz bırakıyor.
Ağızdan dökülenler, dokunduğu her yeri yakıyor.
Bütün gerçeklikler içinde insanlık bir sanallığa geçişi yaşıyor.
Hayat, gelişen teknoloji ile dünyayı değiştiren sanallığa tutsak.
Bütün yanlışları doğru göstererek benimseten, doğruları da yanlış öğreterek yanıltan sanallık...
Belki bu yüzden sorgulayamıyoruz kendimizi.
Elimiz, gözümüz, yüreğimiz, zihnimiz bağlı.
İçimizi yakan da bu...
Benliğimizdeki sanallık.
Halbuki her şey birden bire öylesine kolay ve çözülebilir görünüyordu ki; sahip olduklarımızla her kapıyı açabilecek donanıma sahiptik.
Medyanın da etkisiyle hayatın iç dokusunu tahrip ederek sanallığa zemin hazırlandı.
Çağdaş değerlerin kaynağını ayrı bir çabaya gerek kalmadan kuruttu.
Her şey birbirine bağlı olarak hızla sanallık âlemine kaydı.
Filimler, pembe diziler, şovlar, yarışma programları hayatımızı işgal etti.
Futbol coşkumuzun, müzik duygumuzun, ucuz politika ve fikirsiz tartışmalar düşüncemizin yerini aldı.
Futbolcular, sanatçılar, yıldızlar, politikacılar akrabalarımızdan ve komşularımızdan daha yakın bize.
Büyüyünce ne olacağını düşünmüyor çocuklar artık. Örnek modelleri hazır!
Hayaller insanı bir adım öteye taşımıyor. Sanal âlemde renkli bir gezinti, hayal ötesi bir cazibe merkezi.
Kendi eliyle yıktığını yine kendi eliyle düzeltebilecek güce sahip olan insanlık, sanallığın gerçekleşip öne çıkmasıyla perişanlığı gömüldü.
Kim bilir, insanlığın tükenişini yansıtan bu sanallık ne zamana kadar öylece kalacak?
Sanallıktan geriye dönüşle insanlığın kurtuluşu için hâlâ umut var ama...
Şimdilik sadece sanal bir umut!..