
GÜNDEM VE SANAT ADAMI
Nurkal Kumsuz
Tarih boyunca gündemin belirlenmesinde, yönlendirilmesinde ve istenildiği gibi sonuçlandırılmasında sanat adamlarının yani -şair, yazar, düşünürlerin- büyük rolü olmuştur. Bugün ise durum tamamen tersine dönmüştür. Sanat adamları gündemdeki konular karşısında sönük kalmıştır.
Gündemdeki konularla ilgili olarak milletin duyuş ve düşünüşünün edebî kaydını yapanlar yüzyıllar boyunca meselelerin çözümüne ışık tutarak bugüne ulaşmışlardır. İslamiyet öncesi Türk hayatında, İslamiyet’in kabul edilip yayılmasında, Anadolu’nun vatanlaşmasında, karışık dönemlerde, Milli Mücadelede, Cumhuriyet Devrinde… Sanat adamları mevcut olanı sahiplenerek ileriye seslenme yolunu tuttukları için kendi çizgilerinde zirveleşmişlerdir. Daima toplumun bir adım önünde yürüyerek farklı dünya görüşünü paylaşanların hepsini birden kucaklamışlardır. Toplumu duyarlı hale getirerek; bozulmaya, çözülmeye zemin hazırlayacak saptırmalara müsaade etmemişlerdir.
Bugünkü sancıların temelinde sanat adamlarının gündemi belirleyemeyişinin yanı sıra çarpıcı bir biçimde gündeme getirilmeye çalışılan konuların geçersizliği yatıyor. Kendi kendilerinden ibaretmiş gibi hiçbir kaygı taşımadan konularını soyutlaştırarak nefeslenmek; tek gelişmiş yanları olan “cinselliği” irdeleyerek sebeplenmek; hastalığı teşhis etmeden reçete yazmak felaketine benzer. Bu durum hastalığın yayılmasından başka bir işe yaramayacaktır. Aynı dünya görüşünü benimseyenlerin hayatında yer eder, fakat hayatî konular da gündemin dışına itilmiş olur. Çelişkilerin, aksaklıkların ördüğü gündem konuları, kaygan bir zemine çekilerek hataların zincirine bir halka daha eklenerek devam eder.
Gözlerine perde çekip bunduğu köşeden olayları seyredenleri, zalime taş çıkartırcasına ortaya çıkanları sanat adamı saymadığım için gündem konusunda onların üzerinde durmuyorum. Böyleleri her zaman vardı ve bundan sonra da olacaktır. Gerçek sanat adamları daha zor şartlarda umut oldukları için bugün gerekeni yapmalarını engelleyen olumsuzlukları da aşacaklardır. Şahsi çabalar olmakla beraber toplumun her kesimine ulaşamıyor ve ferdî etki ile sınırlı kalıyor. Sesin bu karmaşalık içinde yayılmasının, herkese ulaşmasının zorluğu bilinen bir gerçek. Yine de sanat adamı “Bakî kalan bu kubbede bir hoş sâda” olarak bütün sesleri bastıracak güce sahiptir.
Sanat adamları konuşmaya başlayınca; duygular filizlenecek, düşünceler çiçek açacak, ruhlar aydınlanacak, yalan simsarlarına rağmen yüreklere sevgi ısmarlanacak. Kabaran öfkeden kaskatı kesilen yürekler yumuşayacak. Yokluğa itilmek istenen insan, insanlığıyla yeniden kendi olacak. Kahredici belirsizlik vefâ ile şekillenecek. Sökülüp atılmayan yanlışlıklar düzelecek. İhanetler, milletin huzuruna saplanan zehirli bir hançer olmayacak.
Gündemde sanat ve sanat adamı olduğu zaman güzellikten, doğruluktan, iyilikten, saygıdan, hoşgörüden başka konu olmaz. Yeter ki gerçek sanat adamı gündemdeki yerini alsın.
Çok şey mi istiyoruz acaba?