Birinci çözüm sürecinin yaşandığı günlerdi.
Hükümet harekete geçmiş, devlete kurşun sıkanları affederek, yıllardır devam eden bir sorunu çözmeye çalışıyordu.
O günlerde Kayseri’de dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, katıldığı bir cenaze namazında Şahin Şimşek isimli öğretmenin yumruklu saldırısına uğramıştı.
Şahin Şimşek’i affetmesi yönünde oluşan çağrıyı yanıtlayan Taner Yıldız, söz konusu yumruğun kendisine değil devlete atıldığını söyleyerek Şimşek’i affetmeyeceğini söylemiş ve affetmemişti.
O günlerde yazdığım köşe yazısında sorduğum soruyu bir kez daha sormak istiyorum: Taner Yıldız’a atılan yumruk devlete atıldı da askere, polise, öğretmene, yol işçisine PKK’li teröristler tarafından sıkılan kurşun neydi?
Askerler, polisler, öğretmenler, yol işçileri tarla kavgası yüzünden mi, yoksa trafikte yol verme kavgası yüzünden mi şehit edildi?
Yumruk atanı affedemeyenler kurşun sıkanı affediyordu.
Bugün Yeni Yol Grubu’nun haftalık toplantısında konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan’ın dinlerken o günler yeniden aklıma geldi.
Arıkan, ‘Barış’ın İmralı ile sınırlı olmaması gerektiğinin altını kalın çizgilerle çizerek, “Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonunun çalışmalarına sağlıklı devam edebilmesi için; Biz tüm varlığımızla, Anayasa Mahkemesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının tanınmasını istiyoruz. Kürt Meselesinin çözümünü istiyoruz. Hak ve özgürlüklerin önündeki kısıtlamaların kaldırılmasını istiyoruz. Kayyım rejiminin son bulması istiyoruz. KHK mağduriyetlerinin giderilmesini istiyoruz. Harp okulu öğrencilerinin serbest kalmasını istiyoruz. Barış akademisyenlerinin kürsülerine kavuşmasını istiyoruz. Hukuka rağmen tahliye edilmeyen Can Atalay’ın, Osman Kavala’nın, Selahattin Demirtaş’ın özgürlüklerine kavuşmasını istiyoruz. Bütün bu adımların atılması için iktidarın ada seferleri düzenleyip durmasına gerek yok.” dedi.
Yeryüzünün en güzel sözcüğü BARIŞ…
Ama barış için önce samimiyet gerekir.
Yaptığı yorumdan dolayı Gazeteci Fatih Altaylı’nın ceza aldığı bir süreçte; Can Atalay’ın mahkeme kararlarına rağmen tutukluluğunun devam ettiği bir dönemde toplumsal barışı sağlayamazsınız.
Barış için samimiyetinizi göstereceğiniz en güzel şey ise askere sıkılan kurşunu affetmekten önce kendinize atılan yumruğu affetmekten geçer.
