Cumhuriyet Halk Partisi’nin il kongresi tamamlandı.
Bugün de halefin olduğu ama selefin olmadığı bir devir teslim törenine tanıklık ettik.
Sadece selef değil, ona destek veren bazı ilçe başkanları da yeni başkanın ilk gününde yanında durmadı.
Bu tablo, konuşmasında birlik beraberlik konusuna dikkat çeken kongrenin kazananı Ümit Özer’in işinin zor olduğunun da bir göstergesiydi.
Kongre sürecinde büyük laflar edilse de kongrenin kaybedeninin olmadığı söylense de realite hiç de öyle görünmüyor.
Demokratik olgunluk bir yana bu tablo Keskin ve Keskin’e destek veren ilçe başkanlarının daha ilk günden yeni başkana savaş ilan ettiklerinin de resmi olarak dikkat çekti.
Hatta yakında Kayseri’den de, CHP’nin her kongresini, her kurultayını mahkemeye taşıyan Hatay eski Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ların çıkması da şaşırtmayacak beni…
Bu koşullar altında Ümit Özer’in işi gerçekten zor.
Ama Özer, il başkanı olarak çekilen kılıçlara gülle karşılık vermek, savaş nidalarına karşı barış güvercinleri uçurmak zorunda…
*
Şeriatın kestiği parmak acımaz
Özer’in barış konusunda attığı adımlara nasıl karşılık bulur, bunu süreç gösterecek.
Ancak barış çağrılarının karşılık bulmaması durumunda Özer’in yapması gereken şey, savaş ilan etmek değil, ‘Şeriatın kestiği parmak acımaz’ diyerek parti tüzüğünün gereklerini uygulamak olmalıdır.
İhraç ise ihraç, görevden almaysa görevden alma…
CHP’de en büyük eksik de bu…
CHP’de parti içi demokrasi çoğu zaman keyfilikle, disiplinsizlikle karıştırılıyor.
Ve birilerinin ‘demokrasi’ diyerek savunmaya kalktığı bu görüntü CHP’nin kamuoyundaki imajını zedeliyor.
Daha önce de yazdım, ‘Kavgalı eve kız vermezler’
CHP’nin bu kavgalı görüntüsünden acil olarak kurtulması gerekiyor.
Demokrasi ile keyfiliğin, disiplinsizliğinin arasına bir duvar örmedikten sonra Özer’in işi gerçekten çok zor.