Çok klasik olacak ama beni bilen bilir;
Ben hiçbir zaman ırkçı olmadım.
Hiçbir zaman yabancı düşmanlığı yapmadım.
Benim için insanların rengi, dili, dini önemli değildir.
İnsanların kimlikleri beni ilgilendirmez.
“Acı duyabiliyorsan, canlısın
Başkasının acısını duyabiliyorsan, insansın” diyenlerdenim…
Diyenlerdenim ama Suriyelilerden, Afganlardan rahatsızım…
Onlar Suriyeli ya da Afgan olduğu için değil benim rahatsızlığım…
Aynı koşullarda Suriyeliler değil de Almanlar, İtalyanlar, Fransızlar da olsa rahatsız olur, itiraz ederdim.
Benim itirazım; bu insanların kimliklerine değil.
Benim itirazım;
Amerikan emperyalizminin çıkarları için Türkiye’nin demografik yapısının bozulmasına…
Benim itirazım; bu insanların geldikleri topraklara değil.
Benim itirazım;
“Kardeşim Esad”ın ülkesinin emperyalizmin çıkarları için parçalanmasına, insanların yurtlarından kopartılmasına…
Benim itirazım bu insanlarla ekmeğimi bölüşmek değil.
Benim itirazım;
Hans’ın, George’un huzuru bozulmasın diye 80 milyonun huzurunun bozulmasına…
Benim itirazım;
BOP eş başkanlığı hayali ile çıkılan yolda;
38 kişilik sınıfta sadece 3 tane Türk öğrenci olmasına…
Şimdi size soruyorum;
Çocuğunuzun sınıfında 3 tane Türk, 35 tane Suriyeli olmasına, çocuğunuzun böyle bir ortamda eğitim almasına itiraz etmez misiniz?
Eminin edersiniz…
Edersiniz etmesine de; siyaseten sesiniz çıkmaz, en fazla dost sohbetlerinde dile getirirsiniz.
Ama emin olun ki, bugün sessiz kalanlar yarın çocuklarına bu sessizliklerinin hesabını veremeyecek.
Yarın çocuklarınıza hesap verebilmek için bugün itiraz etmeniz gerekiyor.
Elbette bu itirazınız yabancı düşmanlığına dönüşmemeli;
Elbette bu itirazınız olayın asıl mağduru durumundaki, evinden yurdundan kopartılan Suriyeli mülteciler yönelmemeli;
İtirazınız Suriye’yi Afganistan’ı kendi çıkarları için kan gölüne dönüştüren emperyalizme olmalı…
Bu işte Türkler, Suriyeliler, Afganlar mazlum ve mağdur…
İtirazınızı mazluma değil, zalime gösterin…
Ama 38 kişilik sınıfta garip kalan 3 çocuğu unutmayın.
Şu işe bakın ki, Necip Fazıl’ın “Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya…” sözünü dillerinden düşürmeyenler; bu ülkenin evlatlarını öz yurdunda garip bıraktılar.