Nejdet KALA

O'nu anlamak için kaybetmek gerekmiyor

Nejdet KALA

Tarih 16 Mayıs 1919… 
Bandırma Vapuru’nun Kayserili Kaptanı İsmail Hakkı Bey, İstanbul Boğazı’nda bir milletin kaderini değiştirecek olan yolcusunu alıp, Samsun’a hareket etti. 
Üç gün süren yolculuğun ardından Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastığında Anadolu’da yükselen kıvılcımlar, bağımsızlık ateşine dönüşüyordu. 
O ateş yandığı günden bugüne birileri hep Atatürk’ü hedef aldı.  
Sağcısı, solcusu, liberali, muhafazakarı, lümpeni kendini kanıtlamak adına önce Atatürk’ü hedefe koydu. 
Atatürk’ü hedef alınca ileri oldular, 
Atatürk’ü hedef alınca, ecdada sahip çıktılar, 
Atatürk’e saldırınca özgürlükçü oldular, 
Atatürk’e saldırınca dini kurtardılar, 
Atatürk’e saldırınca ‘kahraman’ oldular. 
Memlekette 5816 sayılı Kanun, halk arasında bilinen adıyla Atatürk'ü Koruma Kanunu vardı ama kimse Atatürk’ü korumadı. 
Zaten Atatürk’ün korunmaya da ihtiyacı yok. 
O öylesine çağının gördüğü en büyük devlet adamı olarak sadece yaşadığı döneme değil geleceğe de ışık tuttu. 
Atatürk’ü anlamak için bazen bazı şeyleri kaybetmek gerekiyor. 
Bunu en güzel Edip Akbayram’ın tabutunun başında konuşan Zülfü Livaneli anlattı. 
Livaneli, ‘Bizim kuşakta şöyle bir şey oldu. Uğur Mumcular da, Tarık Akanlar da, geçmiş bütün değerlerimiz de ve şu anda yaşayan değerlerimizde şöyle bir durum oldu: Biz Cumhuriyet çocuklarıyız. Cumhuriyeti demokratikleştirmek istedik. Hukuk devleti olsun istedik. İnsan haklarına saygılı bir ülke olsun ve demokratikleşmeyle taçlansın diye uğraşıyorduk. Çünkü Cumhuriyetin sahipleri vardı çok da iyi temsil etmiyorlardı ama vardı. Ama daha sonra Cumhuriyetin tehlikeye düştüğünü görünce, demokratikleşme çabamızı, sınıf mücadelesi çabamızı bu sefer Cumhuriyetin ilk kurucu değerlerine dönerek savaşmaya başladık. Edip de onun için Atatürkçüydü, sosyalisti, sınıf mücadelesine inanıyordu’ sözleriyle olayı çok güzel özetledi. 
Birileri ülkenin kötü yönetilmesinin sorumlusu olarak hep Atatürk’ü gördü. 
Oysa Atatürk sorunun değil çözümün adresi… 
O yaşadığı çağda, eşsiz öngörüsüyle, ülkesinin aydınlık geleceği için yapılabilecek her şeyi yaptı. 
Bugünden bakarak geçmişi yargılamaya kalkanlar, tarihi masallardan ibaret sananlar bunu anlayamaz. 
Anlayamadı da. 
Ne mutlu ki anlayanların sayısı her geçen gün artıyor. 
Bazı şeyleri kaybetmeden anlayabilsek çok daha güzel olacak.
 

Yazarın Diğer Yazıları