Nejdet KALA

Kusura bakmıyoruz

Nejdet KALA

Her gün birileri çıkıp Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusuna içindeki kinini kusmasın…
Kimi zaman bunu direk yapıyor, kimi zamanda direkt Atatürk demeyi göze alamadıkları için Kurtuluş Savaşı kahramanları, Cumhuriyetin kurucuları üzerinden dolaylı yapıyorlar. 
Çok akıllılar ya kimse onların niyetini anlamıyor. 
Son olarak, depremde vatandaşa parayla çadır satarak bu ülkenin en değerli kurumlarından birini tartışılır hale getirenler bir zihniyet tarafından yönetilen Kızılay’dan geldi bu çıkış. 
Kızılay Kayseri Şube Başkanı Cafer Beydilli, Kent Konseyi’nin yazıştığı grupta kinini kusmuş. 
Atatürkçü Düşünce Derneği Kayseri Şube Başkanı Hakkı Temiz’in tepki gösterdiği yazışma da Beydilli, iki kişiyi referans almış. 
Biri Kadir Mısıroğlu, diğeri Necip Fazıl Kısakürek… 
Kadir Mısıroğlu, cebinde İngiliz pasaportu ile gezip Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İngilizlerin adamı olduğunu söyleyen, Kurtuluş Savaşı’nı Yunan kazanmadı diye feryat eden bir kişi… 
Beydilli, Mısırlıoğlu’nun Mareşal Fevzi Çakmak için anlatımını alıntılamış. 
O alıntıda Cumhuriyetin ilk yılları işaret edilerek, “Hocalar asılırken” Fevzi Çakmak’ın sessiz kalması eleştiriliyor. 
Şimdi Beydili’ye soralım, ‘Fetullah Gülen’e onca hakaret edilirken niye sustun diye?
Geçmişte ‘Hoca Efendi’ için ne derdi bilmiyorum ama bugün vereceği yanıt ‘O hain’ olacaktır. 
Bugün “O hain” diyenlerin büyük çoğunluğu 15 yıl önce ona hain diyenlere din düşmanı diyerek savaş açıyordu. 
Orduya kumpas kurulurken, avuçları patlarcasına FETÖ’yü alkışlıyordu.  
Çok yazdım, bir kez daha yazıyorum, geçtim iktidarın milat kabul ettiği 17/25 Aralık sürecini 15 Temmuz yaşanmasaydı Beydilli ve türevleri için FETÖ ‘Büyük din adamıydı’ 
Ama bugün hain… 
Beydilli’nin hocaları da şapka taktığı ya da dindar olduğu için değil Türkiye Cumhuriyeti’ne ihanet ettiği için cezalandırıldı. 
Beydilli’nin diğer referansı da Necip Fazıl Kısakürek… 
İçkiye kumara ‘tövbe’ edip doğru yolu bulan Necip Fazıl.
Öyle bir doğru yolu bulmuş ki, her parasız kaldığında da, ‘Haşmetlim bana üç-beş kuruş ver de seni öven yazılar yazayım’ diyerek Adnan Menderes’ten örtülü ödenekten para almış. 
Yani tüyü bitmemiş yetimin hakkını cebe indirmekten hiçbir sakınca görmemiş. 
‘Ver kavurmayı gör savurmayı’ ne kadar ulvi bir davranış, ne kadar asil bir duruş. 
Beydilli’nin referansları işte bunlar. 
Sonra tepki gelince ‘Kusura bakmayın’ 
Biz kusuru bakmayalım ama siz referanslarınızın kusurlarını bir görün… 
Bir düşünün;  İngilizler, Kadir Mısıroğlu’nun cebine neden İngiliz pasaportu koydu. 
Bir düşünün aldığı para kadar yazan biri ne kadar doğru yazar.
 

Yazarın Diğer Yazıları