Nejdet KALA

Kaybederken kazanmak ya da Pirus Zaferi

Nejdet KALA

Merhum Veli Altınkaya’ya karşı verdiğimiz yarışı kaybetmemizin ardından Kayseri basının duayen ismi merhum Mahmut Sabah benimle görüşmek istediğini söyleyince, Dünya Gazetesi’nin ofisinde kendisini ziyaret ettim. 
Bana söylediği “Galiptir bu yolda mağlup olan” dediğinde yarışı kazanamasak da doğru bir iş yaptığımızı anladım. 
Şikayet etmek yerine mücadele etmiş ama kaybetmiştik. 
Ve o güne kadar çok fazla muhabbet etme şansını yakalayamadığım Kayseri basının duayen ismi bizim bu mücadelemizi takdir etmişti. 
Bazıları için önemli olmayabilir ama bu bizim için değerliydi. 
Kaybederken kazanmıştık. 
Yakın dönem Türkiye siyasetinde CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için de girip de kaybettiği birçok seçimde benzer durumun söz konusu olduğunu düşünüyorum. 
28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar gerçekten Türk siyasetinde görmek istediğimiz güzel örnekler sergiledi. 
Kimileri eleştirse de CHP’yi yeni kitlelerle buluşturdu. 
Ötekileştiren değil birleştiren oldu. 
Ancak 28 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetmesinin ardından ise peş peşine hatalar yaptı. 
Ve daha büyük hata yapmak için adeta gün sayıyor. 
Türkiye’de gözler 30 Haziran’daki CHP’nin kurultayın iptali davasına kilitlendi. 
Davada Özgür Özel’in kazandığı kurultayı hükümsüz kılacak olan “Mutlak Butlan” kararının da çıkabileceği konuşuluyor. 
Yani kurultay salonunda kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu mahkeme kararıyla yeniden CHP Genel Başkanı olacak. 
Basına yansıyan açıklamalarda Kılıçdaroğlu’nun “istemen yan cebime koy” türünden açıklamalarını ibretle izliyorum. 
Demokrasi mücadelesi ile nezaketi ile birleştirici yaklaşımı ile geniş kitlelerin sevgi ve saygısını kazanan, Kılıçdaroğlu “Mutlak Butlan” kararının ardından CHP’nin Genel Başkanlık koltuğuna oturduğu gün bir zafer kazandığını düşünebilir. 
Bu zafer ancak be ancak Kılıçdaroğlu’nun Pirus Zaferi olur. 
Bugüne kadar kaybederken kazanan Kılıçdaroğlu bu kez kazanırken kaybeder. 
Ve bu kayıp Kılıçdaroğlu’nun yıllardır biriktirdiği sevgiyi, saygıyı da beraberinde götürür. 
Etrafında kendine koltuk kapmak isteyen bir avuç şakşakçı dışında kimse kalmaz. 
Kayseri ne yapacak?
Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği kurultayda CHP delegelerinin ezici çoğunluğu Kılıçdaroğlu’nu desteklemişti. 
Kılıçdaroğlu’nun mahkeme kararıyla yeniden Genel Başkan olmasının ardından Kayseri örgütünün ne yapacağını gerçekten merak ediyorum. 
Onlar da bunu bir zafer olarak görüp, yerimiz sağlamlaştı diyerek bu yanlışa sahip mi çıkacaklar yoksa Kılıçdaroğlu’nun yanlışı karşısında halkın sesine mi kulak verecekler?
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından yaşanan süreç sadece CHP seçmeninin değil iktidara tepki duyan büyük kesimleri Özgür Özel etrafında buluşturdu.
Kayseri örgütü olası bir genel başkan değişikliğinde “Az olsun bizim olsun” diyerek Kılıçdaroğlu’nun yanında yer alırsa şimdiden söyleyeyim onlar için de Pirus Zaferi’nden öte bir şey olmaz. 
Kazandıklarını sanırlar ama öyle bir kaybederler ki ne halk ne de tarih onları affetmez.
 

Yazarın Diğer Yazıları