Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, TBMM’de devam eden Bütçe görüşmeleri sırasında çocuk işçilik konusuna dikkat çekti.
Genç’in açıkladığı rakama göre; son 12 yılda en az 814 çocuk işçi hayatını kaybetti.
Bu yılın ilk 11 ayında kaybettiğimiz çocuk işçi sayısı ise 82…
Bu noktada son günlerin tartışmalı konusu Mesleki Eğitim Merkezileri (MESEM) gündeme geliyor.
En az ortaokul mezunu, 14 yaşını doldurmuş çocuklar MESEM'e kayıt olabiliyor; haftanın dört günü işletmelerde, bir günü okulda ders görüyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun rakamlarını göre Kayseri’de Eylül ayı itibariyle 25 bin 456 stajyer ve kursiyer, 12 bin 230 da çırak var.
TÜİK verilerine göre, 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranı 2022’de yüzde 18,7 iken, 2023’te yüzde 22,1’e ve 2024’te yüzde 24,9’a yükseldi.
Yine TÜİK verileri 15-17 yaş grubunda yaklaşık 1 milyon çocuk işçinin varlığını gösteriyor.
MESEM öğrencileri, kayıt dışı çalışanlar ve 15 yaş altı çocuklar eklendiğinde bu rakamın yaklaşık 4 milyon olduğunu ifade eden çalışmalar var.
Milli Eğitim Bakanlığı MESEM'i "gençlere meslek kazandıran, okurken gelir elde etmelerini sağlayan bir fırsat" olarak savunuyor.
Bir berber dükkanında çırak olur, bir oto tamir atölyesinde çırak olur bir çocuğun beden gücünün çok üstünde, tehlikeli bir iş yerinde bir çocuk varsa bu çırak değil çocuk işçidir, emek sömürüsüdür.
Ve devamında da iş cinayetidir.
Türkiye’deki tablo için iş kazası demek mümkün değil.
Kaza olabilmesi için öngörülemeyen olması gerekir ama Türkiye’deki iş kazalarının çoğu öngörülemeyen değil daha fazla kar hırsıyla görünmezden gelinen önlemler nedeniyle meydana geliyor.
Çocukların meslek edinmesinde sorun yok ama çocuklar ucuz iş gücü olarak sömürülüyor, hayatları hiçe sayılıyorsa sorun çok büyüktür.
Ve bu sorunun çözümü için 82 çocuk işçinin ölümünün gerçek anlamda soruşturulması ve görevini yapmayan, ihmali bulunan kim varsa hesap vermesi sağlanmalıdır.
