Evet, bir yılın daha sonuna geldik.
Aslında 2024’ün nasıl geçtiğini yılın son günlerinde açıklanan asgari ücret üzerinden yorumlayabiliriz.
İktidarın bile göğsünü gere gere ‘Emeğin hakkını verdik’ diyerek savunamadığı asgari ücreti savunanlara bir bakın…
İşte onlar için 2024 iyi geçti.
Onlar için 2023’te iyi geçmişti, emin olun 2025’te iyi geçecek…
Başta iktidarın kalemşorleri olmak üzere varlıklarını iktidara borcu olan çevreler, patronların dahi savunamadığı bir şekilde, asgari ücreti savunuyor.
Asgari ücretin daha fazla artması durumunda enflasyonun yükseleceğini belirterek, asgari ücret sebep enflasyon sonuç teorisini hayatımıza enjekte etmeye çalışıyorlar.
Onların yüksek sesle söylemediği şey ise vatandaş yemeyecek, içmeyecek, harcamayacak böylece enflasyon dizginlenecek.
Tabii tuzları kuru…
Doğalgaz faturası çok gelmesin diyerek, kombiyi kısıp, üst üste giyinenlerden habersizler…
Çocuğuna harçlık veremeyen ana-babaların içine akıttıkları gözyaşını görmezler…
Vatandaşın asgarinin de asgarisinde yaşadığını bilmezler.
Asgari ücretin bu ülkede temel ücret olduğunu, çalışanların çok büyük bir bölümünün bu ücretle hayatlarını sürdürdüğünün farkına varmazlar.
Onlar için hakkını arayan, yoksulluğa isyan edenler ise hainlerdir.
Onlar kendileri için doğru olanı yapıyor.
Onlar kendi varlıklarının gereğini yapıyor.
Peki, kendi gerçeğinin farkında olmayanlara ne demeli?
Tanık dahi olmadığı yağ kuyruklarında çile dolduran;
Haritada yerini dahi gösteremeyeceği ülkelerin insanlarının kıskançlığı ile övünen;
Tek sorguladığı şey ‘çıkar telefonu’ diyerek başka insanların cebindeki telefon olan;
Kendi gerçekliğinden kopmuş milyonlara ne demeli?
Bunun cevabını Nazım Hikmet, ‘Kabahatin çoğu senin, canım kardeşim’ diyerek yıllar önce vermiş.
Böyle olunca da güzel günler yeni yıl temennilerinde kalmaktan öteye gidemiyor.
Yeni yıl tüm dünyaya barış, huzur, mutluluk getirsin…