Nejdet KALA

Biter mi, bitmez…

Nejdet KALA

Yıllar önce, Cumhuriyet Gazetesi’nde Uğur Mumcu’nun Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nde (SSCB) başlayıp,  Demirperde ülkelerinin bir bir yıkılmasının ardından kaleme aldığı bir yazıyı okumuştum. 
Tüm dünyada ve Türkiye’de yükselen ‘Sosyalizmin bitti, kapitalizm zafer kazandı’ iddialarına karşı Uğur Mumcu, yıkılanın sosyalizm değil bürokratik diktatörlük olduğunu, kapitalist sömürünün bitmediği sürece de sosyalizmin insanlığının gündeminde düşmeyeceğini, ‘artı değer’ var oldukça da emek kavgasının süreceğini anlatıyordu. 
Öngörülerinde hep haklı çıkan Uğur Mumcu’nun bu konuda da haklı çıkacağından kuşkum yok. 
Emek ile sermayenin kavgası hep var olacak. 
Ve birileri bunu gölgelemek için farklı kavgalar ortaya çıkartacak. 
Yakın tarihimize bir bakın: 
Bu ülkenin çocuklarını karşı karşıya getiren 1980 öncesi yaşanan olayların temelinde de, kardeş kavgasını bitirdiği düşünülen 12 Eylül Darbesi’nin arkasında da aslında bu kavga vardı. 
1980 darbesinin asıl hedefi yükselen işçi hareketlerine darbe vurmaktı ve vurdu. 
Darbenin ardından çıkarılan yasalar örgütlenmenin önüne geçerek, sendikal hakları kısıtladı. 
1980 öncesi işçilerin yüzde 40’ının sendikalı, bugün ise sadece yüzde 14’ünün sendikalı olduğu düşünüldüğünde ve bugünkü sendikalarının ne kadar sendika olduğu tartışılmaya açıldığında nereden nereye gelindiğini görebiliyoruz. 
Saadet Partisi Genel Başkanı Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan haftalık grup toplantısında olayı çok güzel özetleyerek, 
“Emeğin sömürülüyorsa, akıttığını terin hakkı verilmiyorsa sağcı olsan ne olur, solcu olsan ne olur?
Açlık sınırının altında bir ücrete mahkum ediliyorsan Sünni olsan ne olur Alevi olsan ne olur?
Yıllarca çalışıp didindikten sonra 14 bin lira emekli maaşı ile hayatta kalmaya çalışıyorsan Kürt olsan ne olur, Türk olsan ne olur?’ dedi. 
İşçiler, emekçiler bu durumun ne zaman fakına varır bilmem ama süreç her geçen gün kötüye gidiyor. 
Bir yanda insanların hayatını kolaylaştıran teknolojik dönüşüm, yapay zeka, otomasyon diğer yanda emeği ile yaşayan insanlar için farklı tehlikeleri beraberinde getiriyor. 
Bugün ekonomik kriz, enflasyon, işsizlik gibi önemli sorunlar ile boğuşan milyonların artık kendi gerçekliğinin farkına varması ve kendi geleceğine sahip çıkması gerekiyor. 
Kendi geleceğine sahip çıkmaması için elbette yine farklı oyunlar sahnelenecektir. 
İşçiler ne zaman bu oyunların farkına varır ve kendi davasının peşine düşerse işte o zaman güçlü olacaktır. 
1 Mayıs İşçi Bayramı’nın Bayram olduğu günlerde buluşmak dileğiyle, esen kalın…
 

Yazarın Diğer Yazıları