Onlarca fabrika, binlerce çalışan, milyarlarca lira ciro…
Kayseri’nin en büyük sanayi kuruluşu olan Erciyes Anadolu Holding’den bahsediyorum.
TMSF’nin kontrolündeki Holding’in şirketleri bir bir satılıyor.
Satılıyor ancak TMSF’nin bu süreçteki ketumluğu gerçekten dikkat çekici…
Kayseri’nin bu önemli değerlerini kaç kişi talip oldu, kim ne teklif verdi, kim aldı, ne kadara aldı, bu sorularının yanıtını bulmak için adeta papatya falı bakıyoruz.
Ancak ketum olan sadece TMSF de değil.
Bu kentin Sanayi Odası ketum, bu kentin Ticaret Odası ketum…
Sadece onlar da değil, bu kentin siyasileri de ketum.
Bu kentin ileri gelenleri bu kentin en önemli markalarını kim aldı, kaça aldı, nasıl aldı hiç mi merak etmiyor.
Görülen o ki, bu kentin en önemli markalarının kime satıldığının, kaça satıldığının ve bundan sonraki akıbetinin ne olacağının hiçbir önemi yok.
Kayseri’nin bu ketumluğuna anlam vermek gerçekten güç.
AK Parti Genel Başkan Vekili Mustafa Elitaş’a satış iddiaları gündeme geldiği dönemde bu şirketlerin Kayseri’den gitme olasılığı ile ilgili soru sormuştum.
Elitaş, özetle ‘Sırtlayıp götüremezler’ diyerek yanıtlamıştı.
Sırtlayıp götürmeyeceklerini biliyoruz, biliyoruz da…
Yarın Bellona’nın merkezinin Diyarbakır’a, Doqu Home’un merkezinin Adana’ya, Hes Kablo’nun merkezinin İstanbul’a taşınmayacağını biliyor muyuz?
Yarın yatırımı yapanların teşviklerden faydalanmak için teşvik kapsamındaki illere yeni yatırım yapmayacağını biliyor muyuz?
Bu yeni yatırımların ardından üretiminin tamamını taşımayacağının garantisi var mı, yok.
İnanın Bellona’yı sırtlayıp götürmek hiç de zor değil.
Hatırlayın bu kentte faaliyet gösteren, bu kentin insanları bile daha uygun maliyetler söz konusu olunca, rekabet güçlerini artırmak için Afrika ülkelerine gitti.
Tekstil bu konuda önemli bir örnek.
Son yıllarda Mısır’a yapılan Türk Tekstil yatırımları 200 aşmış ve yatırım miktarı 3 milyar doları geçmiş.