Türkiye Cumhuriyeti’nin kısa tarihi bir anlamda darbeler tarihidir.
Darbeler hukuku askıya alıp, demokrasiyi sekteye uğratıp, Türkiye’yi geriye götürmüştür.
Ve daha da önemlisi darbeler ortaya çıkardığı kötü tablolar nedeniyle Türkiye’nin yakın tarihinin net bir şekilde okunmasının da önüne geçmiştir.
Tartışılması gereken konular tartışılmamış,
Sorulması gereken sorular sorulmamıştır.
Birkaç gün önce yıl dönümü olan 27 Mayıs 1960 darbesi gibi…
Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın darbe hukukunun uygulandığı bir dönemde idam edilmelerinin dramatik boyutu, Türkiye’de 27 Mayıs 1960 tarihinden önce yaşanan olayların sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesinin önüne geçmiştir.
Bir türlü sıyrılamadığımız kutuplaşma iklimi nedeniyle ya siyah dedik ya beyaz. Gri tonlar kaybolup gitti.
Örneğin 1960 darbesinin ardından hayata geçirilen 1961 Anayasası Türkiye için büyük bir kazanımdı.
1980 Anayasasının aksine özgürlükler anayasasıydı.
1961 Anayasası, 1980 darbesi ile bıçak gibi kesilen sendikal hareketlerin güçlenmesinin önünü açmıştı.
Günümüzde en çok eksikliğini hissettiğimiz yasama, yürütme ve yargının birbirinden ayrılması yani güçler ayrılığı da 1960 darbesinin ardından hazırlanan anayasa ile sağlanmıştı.
Önce 1971 muhtırası ile değişiklikler yapıldı sonra 1980 darbesi ile değiştirildi.
Toplum olarak ne kazandık tartışılır.
Bugünlerde yine anayasa değişikliği konuşuluyor.
Darbe Anayasasından Türkiye’nin kurtarılması gerektiği söyleniyor.
Ama bu anayasadan toplum olarak kazanacağımız bir tablo göremiyorum.
Çünkü AK Parti iktidarı bu konuda defalarca sınıfta kaldı.
AK Parti daha özgürlükçü, daha kapsayıcı bir anayasa istemiyor. Bunun yerine, iktidarını sürdürebilmek için yol arıyor.
“Ayinesi İştir Kişinin Lafa Bakılmaz” derler.
Basit bir örnekle açıklamak gerekirse, AK Parti 1980 darbe anayasasından rahatsız olsaydı YÖK’ü kaldırır, üniversitelere kendi rektörlerini seçme şansı tanır, onların seçtiği isimlere saygı duyardı.
AK Parti kötüyü iyileştirmek yerine daha da kötüleştirmeyi tercih etti.
Peki anayasa değişirse ne değişir?
Evet anayasanın içeriği önemli ama daha da önemli o anayasayı kimin ve nasıl uygulayacağıdır.
