Nejdet KALA

95 bin lira mı çok 22 bin 104 lira mı az?

Nejdet KALA

Televizyonlarda dakikalarca, gazetelerde boy boy gösterilen çöp dağları 1994 yerel seçimlerinin belirleyici etkenlerinden biriydi…
1994 seçimleri öncesinde İstanbul’da grev kararı alan sendika bir anlamda Türkiye’nin de kaderini değiştirdi. 
31 yıl sonra yine Türkiye’nin gündeminde belediye işçilerinin grevi var. 
İzmir’de işçiler greve gitti, yine çöp dağları televizyonlarda dakikalarca, gazete sayfalarında boy boy gösteriliyor. 
Grev işçinin en temel hakkıdır. 
Günümüz ekonomik koşullarında istenen 95 bin lira çok değildir.  
Sevgili Hocam Mustafa Dördüncü sosyal medyadan şöyle bir paylaşım yaptı:  
“Ülkemde yoksulluk sınırı 81.734,00 TL.
Üniversitede aktif çalışan Doçent Dr. maaşı 70.000,00 TL.
Emekli akademisyen maaşı 35.950,00 TL.
İzmir Büyükşehir Belediyesi temizlik işçisine belediyece sunulan maaş teklifi 65.000,00 TL.
İşçinin sendikası DİSK tarafından talep edilen 95.000,00 TL.
Sonuçta grev sebebiyle sokaklarında çöpten geçilmeyen bir İzmir.
SİZCE ÇELİŞKİ VAR MI YOK MU? 
Varsa problem nerede ve çözümü nedir?”
Çelişki olmaz olur mu Sevgili Hocam?
İzmir’de çöp dağlarını göstererek siyaset yapan, greve destek verenler ‘milli güvenliği’, ‘genel sağlığı’, ‘finansal istikrarı’ ve ‘şehir içi toplu taşıma hizmetlerini bozucu’ nitelikte olması nedeniyle bugüne kadar onlarca grevi yasakladı. 
Örneğin, 21 Mart 2017’de Akbank grevi başlamadan bitti. 
İktidar devreye girdi, “bankacılık hizmetlerinde ekonomik veya finansal istikrarı bozucu nitelikte olması” sebebiyle grevi engelledi. 
Özel bir ilaç firmasında çalışan işçilerin grevi de 'genel sağlığı bozucu nitelikte'  olduğu gerekçesi ile yasaklandı. 
Özel bir şirketin grev kararı 'genel sağlığı bozucu nitelikte'  görülüyor ama İzmir’deki çöp yığınları genel sağlığı bozucu olarak görülmüyor. 
Burada işçilerin taleplerini sorgulayacak değilim ama işçilerin sorgulaması gereken çok şey var. 
Mesela Akbank’ta greve izin vermeyen iktidarın İzmir’de grevi neden desteklediğini sorgulayabilir. 
Mesela DİSK’in çok büyük oranda CHP’li belediyelerde örgütlendiğini sorgulayabilir. 
Mesela sendika başkanı ya da temsilcisinin onlarca akrabasının İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalıştığını sorgulayabilir. 
Mesela Türkiye’de asgari ücretin neden 22 bin 104 lira olduğunu sorgulayabilir. 
Sevgili Hocam çözüm ne diye de sormuş. 
Bence çözüm basit: 
Çözüm 22 bin 104 lira alan işçi,  14 bin 469 lira alan emekli başta olmak üzere bu ülkenin yurttaşlarının sorgulamasından geçiyor. 
Sorgulamaya da, “İzmir’deki işçi neden 95 bin lira alıyor” diye değil “Ben niye yoksulluk sınırının altında, 22 bin 104 lira alıyorum?” diyerek başlaması gerekiyor. 
Maalesef güzel ülkemin, güzel insanları salt ‘Kamuda çalışanlar çok maaş alıyor” diyerek özelleştirmeye, özelleştirme adı altında bu ülkenin değerlerinin yok pahasına satılmasına alkış tuttu. 
Çözüm bize yapıştırılan etiketlerden kurtulup sorunumuzun ortak olduğunun farkına varıp, birlikte mücadele etmekten geçiyor. 
Soruyorum size 95 bin lira mı çok  yoksa 22 bin 104 lira mı az?
 

Yazarın Diğer Yazıları