
ŞİDDET VE SEVGİ
Güler Ruhsar AKTAŞ
Her 5 gençten 1’i flört şiddetine maruz kalıyor. Psikolojik ve sözel başlayan, genellikle de önemsenmeyen bu durum evlilikte ise fiziksel şiddete dönüşüyor. Bu nedenle uzmanlar, “Beni seviyor, ondan yapıyor” diyerek flört şiddetinin hafife alınmaması gerektiğinin altını çiziyor.
“Flört şiddeti, duygusal ilişki içerisindeki evli olmayan çiftlerin karşılıklı şiddet veya tehdit içeren davranışları olarak da tanımlanır.
Yalnızca bir partnerin diğerine uygulaması gibi, her iki partnerin de birbirine flört şiddeti uyguladığı görülebilir. Genelde erkekler tarafından uygulandığı bilinse de kızlar da flört şiddeti uygulayabilir. Flört şiddetinin altında fiziksel, cinsel, psikolojik, sosyal ve teknolojik boyutlar vardır. Kontrol etmek, güç göstermek, baskılamak, ilişkiye hükmetmek ve değersiz hissettirmek en belirgin örneklerindendir.
Giyilecek kıyafetlere, gidilecek yerlere ya da kimlerle buluşulacağına partneri yerine karar vermek de flört şiddeti kapsamına girer. Şiddet uygulanan taraf genelde bu durumu "Beni seviyor, beni kıskanıyor, bana sahip çıkıyor" diyerek sevgi göstergesi olarak kabul eder. Fakat kıskançlığı içinde bulunduran bu tür davranışlar flört şiddeti yaşandığına dair en net örneklerdendir. Kıskançlık, karşısındaki kişiyi kontrol etme ve baskıcı tutumlarda bulunma gibi olumsuz davranışlara dair güçlü bir uyarıdır. Durum bir yandan böyle ki bu dikkat edilmesi es geçilmemesi gereken bir durum.
Kadına şiddiet sorunsalını daha çözememişken ve yüzlerce kadın şiddete kurban giderken sanırım flört şiddetini es geçmek çokta akılcı olmaz. Sevginin sevgiyi ifade etmenin sahiplenmenin, ezici bir baskı kurarak bunu şiddete çevirmekten daha güzel yolları mutlaka var ve bu yollar tercih edildiğinde ilişkiler daha sağlıklı olacaktır.
Şiddete bu kadar meyilliyken ve şiddetin hayatın her alanına neredeyse yansıdığını görürken sevgiye neresinden nasıl bakıyoruz dersiniz… Bence o durumda da sağlıklı bir yerde sayılmayız Ey Okur…
Bunun en son örneğini de Bodrum uçağında yaşandı…
Nasıl oldu derseniz İstanbul-Bodrum uçağında balayından dönen yeni evli çiftin kadın olanı erkeği yanağından öper..
Ve adeta kızılca kıyamet kopar; Ulu orta öpüşmeye utanmıyor musunuz?
Kıvamında mahalle baskısına maruz kalır yeni evli çift…
Kimse kocasını yanağından öpecekken birilerinden izin almaz, sınırlarını bildikçe ileri gitmedikçe kimseyi rahatsız eden zararlı bir eylem olduğunu düşünmüyorum.
Kim kimin hayatına bu kadar hadsizce müdahil olmayı kendine hak görür?
Bu ne küstahlık ayrıca?
İnsanların birbirine sevgiyle yaklaşmasından bu kadar rahatsız olunduğuna bakılırsa evet sevgiye de tahammülümüz kalmamış, hoşgörü sıfır..
Şiddetin neresindeyiz sevginin neresinde?