Güler Ruhsar AKTAŞ

KADININ FITRATINDA VAR OĞLU VAR

Güler Ruhsar AKTAŞ

Dün 25 Kasım 1999 yılında kadına yönelik şiddete karşı toplumda farkındalık yaratmak amacıyla BM Genel Kurulu kararı ile ilan edilen gündü.

BM Genel Kurulu 1999 yılında 25 Kasım gününü Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan etti.

Bu günün 25 Kasım olarak belirlenmesinin nedeni 1960 yılında Dominik Cumhuriyeti'nde meydana gelen bir olaya dayanmaktadır.

Ülkeyi diktatörlükle yöneten Rafael Trujillo'ya karşıtlığıyla bilinen Mirabal kardeşler adlı üç kız kardeş, Trujillo'nun: "Ülkede iki tehlike var: Kilise ve Mirabal Kardeşler" şeklinde yaptığı açıklamadan günler sonra tecavüz edilerek vahşice öldürüldüler.

 İşte bu olayın ardından Kadına şiddete karşı 25 Kasım bir milat oldu.

Oldu da ne oldu derseniz işte orası biraz sıkıntılı zira bugün gelinen noktada erkekler öldürüyor herkes adeta sadece bakıyor.

Kadınlar ölüyor, bazı başka kadınlar bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyerek, yılanın 900 küsur yaşına gelene kadar, bu bakış açısıyla büyüdüğünün neredeyse farkında olmuyor.

Anlaşamayınca ayrılık uyuşmayınca efendice sonlandırmak mı dediniz?

Valla bugünlerde o işler ayrılmakla bitmiyor.

Öyle ha deyince kafamız uyuşmuyor ruhumuz, bedenimiz, fikrimiz, bakış açımız bir değil anlaşamıyoruz dediğiniz adam(!)dan ayrılmak da kolay olmuyor afedersiniz.

Zira bunun tehdidi var, ev basması var, işyeri basması var, vurulması var, vurması var, çamur atması var, iftirası var, sürüm sürüm süründürürüm seni’si var.

 O da yetmezse o zaman ‘öldürme hakkımı kullandım’ı var

Öyle kolay değil yani…

Ha diyelim ki yanınızda yok o bitirmek istediğiniz ilişkinin aktörü adam; güvendeyiz en azından huzurluyuz demeyin.

O zaman da bunun firar etmesi var, gelmesi var, takip etmesi var gece balkondan girmesi bıçaklayıp sizi öldürmesi var.

Ekonomik özgürlüğüm var, zaten anlaşamıyoruz, kimsenin eline de bakmam, yeter ki : huzurlu olayım diyebilirsiniz.

Siz dersiniz demesine de değerli emektar çilekeş kadın kısmısı 

Eeeee…

Eeee’si şu ki onunla da o iş bitmez ablacım, güzel bacım değerli kardeşim.

Niyesi mi var bunun işyeri basması var,  tüfekle iş arkadaşınızı, sizi yaralaması var, var oğlu var işte.

Haa ! İyi de benim ilişkim yolunda, adama çok güveniyorum, yaşım küçük ama yaptım bir cahillik hamile kaldım lakin güvenim dediğim gibi tam. Evleniriz biz onunla. Çok da mutlu oluruz. Bu adam iyi diyenleri duyuyorum aranızda.

Hahhh işte o iş de öyle evlilikle falan sonuçlanmayabilir.

O zaman da o adamın, çocuk benden değil höykürmesi var. Sonra bunu kafada kurup, sizi parka çağırması var, konuşurken tartışma çıkması, size  inanmaması, sizi oracıkta vurması ,karnınızda 3 aylık bebeğinizle ölmek var.

Sonra adamın ben de ölmeliydim timsah gözyaşı var. Var kızı var işte.

Diyeceksiniz ki kadın korunma evi var, aile sosyal politikalar bakanlığı var, Cumhurbaşkanlığı var.

Moralinizi bozmayın diyeceğim ama nafile çünkü Aile sosyal politikalar bakanının kadın cinayetleri sorulduğunda rakamları adalet bakanlığından temin edebilirsinizi var.

Anlayacağınız kadın erkek eşit değil ki; eksik etek olmak var, sen kadınsın elinin hamuruyla erkek işine girme var. Kadın kısmısı evinde oturur erkek işine burnunu sokmazı var. Var oğlu var kızı var işte !

Yani kısacası ey okur, ey ablalar, ey kadınlar, ey bacılar, ey analar, ey kız kardeşler, bence siz birleşin çünkü birlikte güç, ayrılıkta, azap, şiddet, cinayet, var.

Ha birleşmeyiz namuslu olan öldürülmez zaten diyorsanız o zaman size diyeceğim şey şu ki:

BU ÖLÜMLER,

BU CİNAYETLER, 

BU ÖĞRETİLMİŞ ÇARESİZLİK,

BU KADER,

BU ÇİLE

KADININ FITRATINDA VAR (!) 

Yazarın Diğer Yazıları