Üç kişiden biri icralık!

İcra dosyalarının artışına dikkat çeken Cumhuriyet Halk Partisi Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, yılın ilk dokuz ayında icra dairelerine 7,7 milyon yeni dosya geldiğini ve toplamda ise 24,6 milyon dosya derdest durumda olduğunu belirterek, 'her üç vatandaştan birinin icra kıskacında olduğu anlamına gelmektedir.' dedi. Ayrıntılar Kayseri Olay haberde…

Üç kişiden biri icralık!
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, işsizlik fonunun kullanımına, vatandaşların borç yüküne, icra dosyalarının artışına ve reel sektörün döviz açığına dikkat çeken bir açıklama yaptı. 

Üç kişiden biri icralık!

İşçinin hakkının işçiye değil, başka kesimlere gittiğini belirten Genç,  “Türkiye ekonomisinde yaşanan sorunlar rakamlarla çok net bir şekilde ortaya çıkıyor. İşsizlik Sigortası Fonu, adı üzerinde işsiz kalan vatandaşlarımız için kurulmuş bir fondur. Ancak bugün geldiğimiz noktada fonun birikimi 517 milyar lirayı aşmış olmasına rağmen, bu kaynak işsizlere yeterince ulaşmıyor. Bu yılın ilk sekiz ayında işsizlik ödeneği için 1 milyon 186 bin kişi başvuru yapmış, fakat sadece 579 bin kişiye ödeme yapılabilmiştir. Yani başvuranların yarısından fazlası bu haktan yararlanamamış, fonun büyük bölümü ise farklı alanlara, özellikle de işveren teşviklerine aktarılmıştır. Bu tablo, işçinin hakkının işçiye değil, başka kesimlere gittiğini göstermektedir.

Batık kredilerin tutarı, bir yılda yüz 68 arttı

Batık kredilerin tutarının bir yılda yüzde 68 artarak 485 milyar liraya yükseldiğini belirten Genç, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Vatandaşlarımızın borç yükü de tarihi seviyelere ulaşmıştır. Bankalara, finans kuruluşlarına, TOKİ’ye ve varlık yönetim şirketlerine olan toplam borç 5,3 trilyon lirayı bulmuştur. Bu, Türkiye’de her hane halkının ortalama borçlu hale geldiğinin göstergesidir. Üstelik bankaların tahsil edemediği batık kredilerin tutarı 485 milyar liraya yükselmiş, son bir yılda yüzde 68 artmıştır. Vatandaş hem yüksek faizle borçlandırılmış hem de ödeyemediğinde icra tehdidiyle karşı karşıya bırakılmıştır. Nitekim icra dairelerinin verileri de bu tabloyu doğrulamaktadır. Sadece bu yılın ilk dokuz ayında icra dairelerine 7,7 milyon yeni dosya gelmiş, toplamda ise 24,6 milyon dosya derdest durumdadır. Bu, neredeyse her üç vatandaştan birinin icra kıskacında olduğu anlamına gelmektedir. Türkiye’deki ekonomik yönetim, yurttaşı üretimin ve refahın öznesi haline getirmek yerine, borç ve icra düzenine mahkum etmiştir. Reel sektörün döviz açığı ise ekonomideki kırılganlığı artırmaktadır. Döviz açığı 183 milyar dolara çıkmıştır. Bu şu demektir: Kurda yaşanacak her 1 TL’lik artış reel sektörün bilançosuna 182 milyar TL ek yük olarak yansıyacaktır. Yüksek faiz ortamı nedeniyle TL ile borçlanamayan şirketler dövize yönelmiş, bu da ekonomiyi dış şoklara karşı savunmasız bırakmıştır. Bu kırılganlık, üretim ve istihdam üzerinde ciddi riskler taşımaktadır.

Kamu hizmetlerine kaynak azaldı

Bütçedeki faiz yükü nedeniyle kamu hizmetlerine ayrılan kaynağın azaldığını belirten Genç, açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi: “Bütçedeki faiz yükü de giderek ağırlaşmaktadır. Bu yılın ilk sekiz ayında faiz ödemeleri 1,4 trilyon liraya ulaşmıştır. Yıl sonunda bu rakamın 2,1 trilyon lirayı bulması beklenmektedir. Faiz ödemelerinin bu denli artması, kamu kaynaklarının vatandaşın ihtiyaçlarına değil, borç ve faiz ödemelerine aktarıldığını göstermektedir. Bu yük nedeniyle bütçede tasarrufun adresi personel harcamaları olmuş, kamu hizmetlerine ayrılan kaynak reel olarak azaltılmıştır. Bugün işçinin hakkı işsizlik fonunda işverene, vatandaşın vergisi bütçede faize, halkın emeği ise icra dairelerine gitmektedir. Vatandaşlarımız borç, icra ve yüksek kur baskısı altında ezilirken, iktidar bu tabloyu gizlemeye çalışmaktadır. Biz CHP olarak halkın yanında durmaya, bu ekonomik gerçekleri bütün açıklığıyla dile getirmeye ve vatandaşın sesi olmaya devam edeceğiz.”