- Haberler
- Güncel
- Şok iddia! Kayseri'de hangi iki kurumun denetimin konuşulduğu süreçte kamera kayıtları silindi!
Şok iddia! Kayseri'de hangi iki kurumun denetimin konuşulduğu süreçte kamera kayıtları silindi!
Kayseri'de gündeme getirdiği yolsuzluk iddiasıyla dikkatleri üzerine çeken isimden dikkat çeken bir açıklama daha! ''Tesadüfe bakın. Tam da iki gün önce ilimizde iki kurumun kamera kayıtları 'kendiliğinden' silinmiş' Bu iddia akıllarda soru işaretleri bıraktı. Detaylar Kayseri Olay'ın Kayseri haberinde.
Kayseri'de devletin ödeneğini suiistimal edildiği ve bu yolla haksız kazanç sağlandığı iddiası akıllarda soru işaretleri bırakmıştı. Bu yöndeki iddiaları gündeme taşıyan isim kamuoyunun yakından tanıdığı ve aynı zamanda özel eğitim alanındaki çalışmalarıyla da bilinen Metin Demircan oldu.
Kayseri'de akıllarda soru işaretleri bırakan iddialar
Demircan ‘Bazı rehabilitasyon merkezlerinde, devlet ödeneklerini haksız şekilde artırmak amacıyla kamera kayıtlarının ve öğrenci kimlik doğrulama prosedürlerinin manipüle edildiğine dair kapsamlı iddialar gündeme getiriliyor. İddialar, yüzeysel şikayet niteliğinde olmayıp, teknik olarak incelenebilir, dijital izi olan, 90 günlük kayıt süresine bağlı somut deliller içeriyor’ diye konuştu.
'Bu tür kayıtların yok olması, genelde denetim süreçlerinin konuşulduğu dönemlere denk gelir'
Demircan, bu yöndeki iddialarının ardından yeni ve dikkat çeken bir iddiayı daha gündeme taşıdı ve kamera kayıtlarının silindiğini söyledi. Demircan, şu ifadeleri kullandı: Vah vah… Tesadüfe bakın. Tam da iki gün önce ilimizde iki kurumun kamera kayıtları ‘kendiliğinden’ silinmiş. Ne ilginçtir ki bu tür kayıtların yok olması, genelde denetim ve sorgulama süreçlerinin konuşulduğu dönemlere denk gelir. Gerçekten büyük bir ‘rastlantı’ olmalı…
‘Millî Eğitim Bakanı bana alanda çok yolsuzluk olduğu söyleniyor, siz ne diyorsunuz? diye sordu'
Diğer yandan özel eğitime yönelik mücadelesiyle de hafızalara kazınan Demircan, Bakanla bu konularda arasında geçen bir konuşmaya dikkat çekere, uyardı. Demircan, ‘Kameraların tek tek izlenemeyeceğini, izlenirse bile çocukların kimliklerinin ayırt edilemeyeceğini düşünerek kendilerini güvende zannetmektedirler. Buradan tüm çalışanlara sesleniyorum: Bugüne kadar kurumların yaptığı usulsüzlüklere zorunlu olarak ortak edilmiş olabilirsiniz; ancak bu noktadan sonra kendinizi riske atmayın. Ödeme belgelerinde sizin imzanız olmadığı için alacağınız en ağır ceza kınama veya disiplin cezasıdır’ dedi. Demircan, şunları söyledi: Uzun yıllar önce, dönemin Millî Eğitim Bakanı bana “Alanda çok yolsuzluk olduğu söyleniyor, siz ne diyorsunuz?” diye sormuştu. Ben de yapılan usulsüzlüğün rakamsal boyutunu ifade ettiğimde Sayın Bakan oldukça şaşırmıştı. Ardından kendisine, bu yolsuzluğun yalnızca sektörden kaynaklanmadığını, aynı zamanda bazı bürokratların göz yummasıyla sürdüğünü özellikle belirtmiştim. Geçtiğimiz günlerde benzer bir konuyu yeniden gündeme getirdiğimde, üst düzey bir bürokrat bu zamana kadar neden şikayette bulunmadığımı sorguladı. Oysa yıllardır sistemin başında olan kendisidir; istese kimse kımıldayamazdı. Şikayet yoksa hiçbir şeyin ortaya çıkmaması, mevcut denetim mekanizmasının etkisizliğinin bir sonucudur.
Bugün asıl bakılması gereken; denetim yapıldığı halde hiçbir usulsüzlük tespit edilemeyen kurumların kimler tarafından, nasıl denetlendiğidir. Bu kurumlarla denetçileri arasında bir ilişki ağı olup olmadığı araştırılmalı, varsa gerekli yaptırımlar gecikmeden uygulanmalıdır. Bu noktada özellikle belirtmek isterim ki; Diyarbakır’da yapılan geniş çaplı inceleme örneğinde olduğu gibi, en az 20 Bakanlık müfettişinin görevlendirilerek işaret ettiğimiz konuların özellikle çocukların gerçek ve güncel fotoğraflarının kayıtlarla karşılaştırılması halinde nelerin ortaya çıkacağı çok kısa sürede görülecektir. Bu tür bir kapsamlı inceleme, sürecin ne kadar kolay aydınlatılabileceğini ortaya koyacaktır. MEB, ilimizdeki tüm kurumlara kamera kayıtlarının incelenmesi için resmi yazı göndermiştir. Ancak herkes işleyişi çok iyi bildiği için, çalışanlar ve kurum sahipleri son derece rahattır. Sorduklarında “Böyle bir şey mümkün değil” deme konusunda birbirlerini tembih etmiş durumdalar. Kameraların tek tek izlenemeyeceğini, izlenirse bile çocukların kimliklerinin ayırt edilemeyeceğini düşünerek kendilerini güvende zannetmektedirler. Buradan tüm çalışanlara sesleniyorum: Bugüne kadar kurumların yaptığı usulsüzlüklere zorunlu olarak ortak edilmiş olabilirsiniz; ancak bu noktadan sonra kendinizi riske atmayın. Ödeme belgelerinde sizin imzanız olmadığı için alacağınız en ağır ceza kınama veya disiplin cezasıdır. Devletten alınan haksız paranın bir kuruşu size verilmedi; siz sadece maaşınızı aldınız. Sizler kurumlarınıza ve amirlerinize güvenerek çalıştınız. Bu nedenle, kurumları korumak adına suça ortak olmayın. Kendinizden başka kimseyi savunmak zorunda değilsiniz. “Size bir şey olmaz” diyerek rehavet verenler, işin ciddiyetini anlamamış kişilerdir. Onlara güvenip de hataya düşmeyin. Aksi halde bunun sonuçları sizi derinden üzer.


