Şerafettin Bahadır: Tuzak kurdular. Kızımın yanında, beni de kızımı da darp ettiler!

Cumhuriyet Halk Partisi'nin Pınarbaşı Belediyesi Meclis Üyesi adayı Şerafettin Bahadır'ın darp edilmesinin ardından tabanca ile vurularak yaralandığı olayın sanıkları Kayseri 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde bir kez daha hakim karşısına çıktı. Duruşma sonrası konuşan Şerafettin Bahadır, 'Bizi takip ettiler, tuzak kurdular. Kızımın yanında beni de kızımı da darp ettiler.' dedi. Ayrıntılar Kayseri Olay haber bülteninde…

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Şerafettin Bahadır: Tuzak kurdular. Kızımın yanında, beni de kızımı da darp ettiler!
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Tekrarlanan Pınarbaşı Belediye Başkanlığı seçimlerinin ardından CHP Pınarbaşı Belediye Meclis Üyesi adayı Şerafettin Bahadır’ın, 21 Haziran 2024 tarihinde darp edilmesinin ardından tabanca ile vurularak yaralandığı olayın sanıkları Kayseri 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir kez daha hakim karşısına çıktı. Önceki dönem Pınarbaşı Belediye Başkanı Memduh Uzunluoğlu’nun ağabeyi Ejder Uzunluoğlu ve yeğeni Mehmet Uzunluoğlu’nun tutuklu olarak yargılandığı davanın bugün ki duruşmasında da karar çıkmadı. 
Mahkeme heyetini eksikliklerin giderilmesi için sanıklarının tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı 11 Eylül 2025 tarihine erteledi.  

Şerafettin Bahadır: Tuzak kurdular. Kızımın yanında, beni de kızımı da darp ettiler!

Duruşma sonrasında açıklamalarda bulunan CHP Kayseri İl Başkanı Feyzullah Keskin, “Tanık dinlenmeleri ve yeni ifadelerden sonra mahkeme 11 Eylül’e ertelendi. İki sanığın da tutukluluğu halinin devamına karar verildi. Bu bizim vicdanlarımızı rahatlatıyor mu? Rahatlatmıyor. Şerafettin Bahadır içeride de ifade etti. ‘Çocuk gibi oldum. 13 aydır çocuk gibi bakılıyorum. Bütün düzenim değişti.’ dedi. En kötüsü bu olayın hiçbir gerekçesi olmadan bir seçimle ilgili yapılan bir kin gütmeydi. İnsanlık dışı bir davranıştı. Biz bunu 13 ay geçmesi rağmen bugün yine aynı nefretle kınıyoruz. Adaletin yerini bulacağını, bir insanı öldüresiye, hunharca dövenlerin cezasını çekilmesi gerektiğini savunuyoruz. Ben tekrar Türk yargısına olan güvenime yineleyerek, suçluların cezaların en ağır şekilde olacağına inanıyorum.” dedi.

Kızımın yanında beni de kızımı da darp ettiler

Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Şerafettin Bahadır ise sanıkların savunmalarında önceki belediye başkanını taklit ettiğini öne sürdüğünü ve bunu gerekçe olarak sunduklarını belirterek,  “İçeride bana zarar verenlerin ifadesinde tuhaf bir şey oldu. Diyor ki: ‘Topal bir ağabeyimiz vardı. Onu taklit etti. Düğünlerde oynadı.’  Ben önceki belediye başkanımızın topal olduğunu görmedim bile. Yeminle görmedim. İnsanların özrü üstünden hareket edecek kadar küçülmedim ben. Ben nerede özürlü bir insan görsem ona saygı duyarım. Sahip çıkmaya çalışırım, yardımcı olmaya çalışırım. Ne demek yani bir insanın engeliyle alay etmek demek. Böyle bir yüzsüzlük olur mu? Bizi takip ettiler, tuzak kurdular. Kızımın yanında, beni de kızımı da darp ettiler. Arabanın camını kırdılar. Beni de dövdüler. Şu elimin kolumun hali hep onların eseri.  Yemeğimi yiyemedim, eşim yedirdi. Hiçbir şey yapamadım ben. Ot gibi yaşadım. Onların da gerekli cezayı alması lazım.”

Bu bir terör eylemi 

Şerafettin Bahadır’ın avukatlarından Emre Ayan ise açıklamasında, olayı terör eylemi olarak değerlendirerek, şunları söyledi: “Tabii toplumu terörize edenler hukuk önünde hesap vermeye devam ediyor. Özgürlükleriyle bu bedeli ödüyorlar. Bu bir terör eylemi arkadaşlar. Yani bu maalesef bir ilçede halkı kamplaştıran, kutuplaştıran bir eylem. İnsanları ikiye bölen bir eylem ve kin, nefret saikiyle, siyasi saiklerle yapılmış bir eylem. Bu demokrasilerde kabul edilebilir değil. Ve hukuk devletinde de bunun bedeli tabii ki bu olmalıydı. Uzun süreden beri tutuklular ve sanıyoruz ki tutukluluk halleri bu şekilde devam ederek dava sonlanacak. Biz adalet arayışımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Ama topluma da bir mesaj olsun istiyorum. Hiç kimse bu tip toplumu terörize eden siyasi saiklerle eylemlere kalkışmasın. Bunun bedelinin çok ağır olacağını görsün. Bakın şimdi onları adalet önünde hiç kimse kurtaramıyor. Çünkü adaletin kılıcının tarafsız ve keskin olduğuna inanıyoruz. Ve ülkemizdeki tüm adalet aksaklıklarına rağmen de herkes bakımından adaletin her yanda geç tecelli edeceğine inanıyoruz. “