Salcanlıer isyan etti
Türkiye Sağlık İş Sendikası Kayseri Şube Başkanı Soner Salcanlıer, 'Faize para var, kamu işçisine yok!' diyerek Kamu işçilerine yönelik ücret politikalarına isyan etti. Ayrıntılar Kayseri Olay haber bülteninde…
600 bin kamu işçisini yakından ilgilendiren toplu sözleşme görüşmelerinde üçüncü teklif masaya yatırıldı ama kamu işçilerinin tepkileri dinmiyor. Türkiye Sağlık İş Sendikası Kayseri Şube Başkanı Soner Salcanlıer de kamu işçilerine yönelik ücret politikaları ile faize ödenen miktarı karşılaştırarak isyan etti. Yılın ilk 6 ayında bütçe harcamalarının yüzde 17’sinin faize ödendiğini buna karşılık bütçenin sadece yüzde 2’sinin kamu işçisine ödendiğini belirten Salcanlıer, “2025 yılının ilk 6 ayına dair bütçe verileri açıklandı. Rakamlar, ülkenin ekonomik gerçekliğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıkladığı resmi verilere göre, bu yılın ilk yarısında bütçe harcamalarının yüzde 17’si – yani tam 1 trilyon 111 milyar TL – sadece faiz ödemelerine gitmiş durumda.
Evet, yanlış okumadınız. 1 trilyon 111 milyar lira sadece paradan para kazananlara, bankalara, tahvil sahiplerine ödenmiş. (Sorsanız, “Faiz haramdır” diyen bir İslam ülkesiyiz!) Peki, üretimin belkemiği olan, gece gündüz demeden çalışan, iş kazalarında hayatını kaybeden, emeği yıllardır ötelenen yaklaşık 600 bin kamu işçisine ne kadar ödendi?
Sadece bütçenin yüzde 2’si: 141 milyar TL!
Bu rakamı kıyaslayınca vicdanları sızlatan bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz.
Bir yanda sermayeye akan milyarlar, diğer yanda evine ekmek götürmeye çalışan kamu işçisine reva görülen sus payı.” dedi.
Emekçinin alın teri hiçe sayılmaya devam ediyor
Emeğin değersizleştirildiği, alın terinin görmezden gelindiğini ifade eden Salcanlıer, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Ülke adeta yangın yerine dönmüş durumda. Enflasyonun halkın cebinde bıraktığı izler artık sadece dar gelirlileri değil, orta sınıfı da yakıyor. Ama ne yazık ki milyonlarca emekçinin alın teri hiçe sayılmaya devam ediyor. Emeği değersizleştiren, alın terini görmezden gelen bu düzenle ne kadar daha idare edilecek?
Geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek, Türkiye’nin kredi notunun yükseldiğini ve ekonominin olumlu bir döngüye girdiğini söyledi. Bu açıklama, halkın alım gücü yerlerde sürünürken yapıldı.
Sayın Şimşek’e açıkça sormak gerekiyor:
Kredi notumuz yükseliyor da vatandaşın alım gücü neden her geçen gün daha da düşüyor?
Aynı gün bazı meslek gruplarının beyan ettikleri yıllık gelirler de paylaşıldı:
Meslek Grubu Aylık Brüt Gelir
Eczacı (özel sektör) - 66 bin 236 TL
Eczacı (kamu) - 107 bin 64 TL
Doktor (özel) - 61 bin 31 TL
Doktor (kamu) - 226 bin 942 TL
Kuyumcular- 42 bin 360 TL
Avukat (özel) - 33 bin 641 TL
Taksici - 12 bin 961 TL
Bakkal ve marketler - 10 bin 149 TL
Berberler - 3 bin 633 TL
Ancak şu gerçek unutulmamalı:
Bu ülkede vergisini düzgün ödeyen tek kesim bordrolu çalışanlardır.
Vergi yükü ne yazık ki onların sırtına yıkılmış durumda.
O halde diyoruz ki: Biz de beyana dayalı vergi ödemek istiyoruz!
İlkokul çağlarımızda bize ‘Ülke vergiyle büyür’ denirdi, şiirler yazdırılır, resimler çizdirilirdi. Yarışmalar düzenlenir ve Vergi vermek bir sorumluluk olarak öğretilirdi. Şimdi büyüdük, aklımız erdi ve gördük ki:
Bu ülkede sadece bodrolu halk vergisini tam ve zamanında veriyor.
Bugün bir işçi brüt 55 bin TL maaş alıyorsa, bunun 20-25 bin TL’si vergiye gidiyor. Kalanıyla ev mi geçindirsin, çocuğunu mu okutsun, kirasını mı ödesin?
Diğer yandan Cengiz, Limak, Kalyon, Kolin, Makyol gibi yandaş şirketlere bakıyoruz. Son 10 yılda 128 kez vergi muafiyeti sağlandığı iddia ediliyor. Bu iddia doğruysa, adaletsizlik en üst perdede!
Şimdi soruyorum:
Bu ülkede vergide adalet ne zaman sağlanacak?
Kamu işçisinin hakkı ne zaman verilecek?
Emeği görmezden gelenler bu vicdan yüküyle daha ne kadar devam edebilecek?
Biz Türkiye Sağlık-İş Sendikası olarak, alın terinin karşılığını sonuna kadar savunmaya devam edeceğiz. Bu adaletsizlik sona erene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Doğru bildiğimizi de söylemeye, paylaşmaya devam edeceğiz.”