Şahin: Yarın neyin bayramını kutlayacağız?
Tüm İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Şahin, Cumhuriyet Meydanı'nda yaptığı basın açıklamasında 1 Mayıs öncesi Taksim tartışmalarına tepki göstererek, 'Yarın neyin bayramını kutlayacağız?' diye sordu. Ayrıntılar Kayseri Olay haber bülteninde…
Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlanacak mı kutlanmayacak mı tartışmaları sürerken Tüm İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Şahin, Kayseri Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlediği basın açıklaması ile yaşananlara tepki gösterdi.
Sendikacılığa başladıkları 7 yıldan beri 1 Mayıs’ta neyin bayramını kutladıklarını sorguladıklarını ifade eden Şahin, ‘Yarın bir kısım diyecek ki, ‘Biz Taksim'e çıkacağız. Taksim Meydanı'nda kutlayacağız.’ İşte doğal olarak siyasette ‘hayır çıkartmayacağız.’ Bir aydır bu tartışma başladı. Taksim Meydanı'na çıkacağız, çıkartmayacağız, çıkacağız, çıkartmayacağız. Bu kavga, gürültü arasında işçi hakları güme gidiyor ve kayboluyor. Şimdi ben de bunu temsilen, meydanı temsilen Kayseri'nin meydanına geldim. Çıktım, meydandayım şu anda. Peki, ne değişecek? Ben bu meydanda olunca ne değişecek? Ben meydana çıktım, havası mı atacağım? Meydana gel tamam da işçi adına ne kazandık? Yıllardır bu ülkede 1 Mayıs kutlanıyor. Meydana çıkmak işçiye ne kazandırdı? Allah aşkına, ne kazandırdı? Ya da diğer kesim işçiyi dolgun malzemesi yapıp işçiden aldığı aidatla konserler düzenleyip, halaylar çektirip, otobüslerle işçileri taşıyıp, işçinin bir gün dinlenme hakkı varsa onu da elinden alıp bir dürüm ayranla 1 Mayıs kutlayacaklar. Ne olacak sonuçta ya? Yani bu bayram işçinin bayramı falan değil. Kimse kimseyi kandırmasın. Bu ülkede bayram kutlamayı kim kaybetmiş de işçiyle bayram kutlatacağız biz?’ dedi.
Ağlayan işçiler var
Bir kazanç elde edilmeden bayram kutlanamayacağını belirten Şahin, açıklamalarını şöyle sürdürdü: ‘Türkiye'de şu anda ağlayan işçiler var. İşten atılan işçiler var. Hala yargısız yargısız infaz gibi işverenin bir işçiyi çıkarttım seni diye bir kod vererek çıkartması yanlışı var. İşçi bir kodla çıkartılıyor, tazminatını alamıyor, iş bulamıyor ve bunu kaldırmak için işçi mahkemeye gidiyor. İşveren değil de işçi mahkemeye gidiyor. İşverene kimse, ‘Sen buna bu kodu niye verdin? Elinde bir belgen var mı? Bir delilin var mı? Bir yargı kararın, polis tutanağı var mı? diye sormuyor bu ülkede. ‘Ben verdim. İşçi kaldırsın. İşçi bu kodu bilmiyor bile nasıl kaldıracak? İşçi, iş aramaktan vazgeçip avukat tutup dava peşinde mi koşacak ? Ya bu zulmü bitirin de bayram olarak kutlayalım. Ya da Rize'de Çaykur'da çalışan Doğu Karadeniz'de mevsimlik işçiler var. 6 ay iş var, 6 ay iş yok. Bunlara bir 12 ay çalışma garantisi verin, yarın bayram olarak hep birlikte kutlayalım. Devlette kadro bekleyenler var. ‘Bir milyon işçiyi kadroya aldık’ dediler ama 70.000 yemekhane çalışanını, işte bilgi işlem çalışanlarını kadroya almadılar. Bunları alın da bayram yapalım. Ya da ‘Belediyelerde çalışan işçilere kadro verdik’dediler. Açıkça yalan söylediler. Belediyedeki işçiler bir şirketten başka bir şirkete transfer edildi. Adına kadro dendi. Hala belediyedeki bir yetkilinin iki dudağının arasında, bu nasıl iş garantisi? Daha iş güvencesi olmayan bir memlekette yarın 1 Mayıs'ı kutlamaya utanmayan sendikacılar var. İşçinin parasıyla kutlayacaklar. İşçiye bir dürüm ayran verecekler. ‘Tamam, sen bugün bayramı kutladın’ diyecekler. Yarın eğer bir bayramsa arkadaşlar, bu bayram işçinin bayramı falan değil, bu bayram işçinin aidatlarıyla milyonluk, milyarlık hale gelen sendikacıların bayramıdır. Onlar kutlasınlar. İşçiyi de burada dolgu malzemesi yapmasınlar. Yarın göreceğiz. İşçiyi alkışlatacaklar kendilerini. Sahtekar, sarı sendikalar. Bu sendikalar işçi haklarını yiyen sendikalardır ve bunlar olduğu sürece Türkiye'de işçi bayramı falan olmaz. 1 Mayıs'ı kutlamayı bırakın. 1 Mayıs'ta bir anma töreni olarak devam ettirin ama asla bayram olarak kutlamayın. Buna asla biz razı değiliz. Türkiye'deki işçiler adına bunu söyleyemeyen işçiler adına, mobbing'e tabi olan işçiler adına, bakın hala Sağlık Bakanlığı'nda işçiye mobbing göz göre göre yapılıyor. Yetkili sendikanın çalışanları şef yapılıyor işçilerin başına. ‘Başka bir sendikaya geçmek isterseniz işte sizin işinizi değiştiririm, mesainizi değiştiririm’ diyen zavallı yöneticiler var bu memlekette, zavallı.
'Biz hükümetin sendikasıyız' lafını utanmadan edebiliyorlar
'Şimdi bütün işçilerin beklediği sözleşme var. Bu sözleşme ile birlikte bir takım haklar alacaklar. Geçen seneki enflasyon farkını falan bekliyorlar. Fakat hala sırf başka sendikaya geçilmesin diye bize üye olmasınlar diye 5 aydır, 4 aydır sözleşme imzalamayan sendikacılar var. Ne yapıyorsunuz 4 aydır ya? 4 ay önce yetki almışsınız. Tam 8 ay olmuş. Hala sözleşme imzalamamışsınız. Beceriksiz, kifayetsiz adamlar.
Ama 10 milyonluk, 20 milyonluk arabaya binmesini biliyorlar. Bakanlarla, Cumhurbaşkanı'na poz vermeyi biliyorlar. İşçinin hakkını aramaya gelince patronun yanında duruyorlar. Adı üzerinde sarı sendika, biz hükümetin sendikasıyız lafını da utanmadan edebiliyorlar. İşçilerin bilinçleneceği ve hakkını kendisinin arayacağı 1 Mayıs'larda görüşmek dileğiyle diyorum.’