Mimar Sinan'ın memleketinde yüzlerce yıllık gelenek gün yüzüne çıkıyor
Kayseri'nin Melikgazi ilçesi Ağırnas Mahallesi'nde yoğurdun süzülerek muhafaza edilmesini sağlayan dorak taşı geleneği gün yüzüne çıkıyor.
Mimar Sinan'ın doğup büyüdüğü yer olarak bilinen Kayseri'nin Melikgazi ilçesi Ağırnas Mahallesi'nde çıkarılarak yöreye özgü olan yoğurdun süzülerek muhafaza edilmesini sağlayan dorak taşı kültürü yaşatılıyor. 20 yıllık taş ustası olan Dursun Güven, “Dorak taşını ham hali ile taş ocaklarında kesip getiriyoruz. Pergelle çizip, taşın içini boşaltılıyoruz. Sonra taşı tertemiz yıkayıp, ekşiyen yoğurdumuzu peynir kıvamında yemek için dökeceğiz. Bu işe babamın yanında çıraklık yaparak, toprak atarak başladım. Taşın patentini almak için de çalışma yapıyoruz” dedi.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ndeki Koramaz Vadisi'nde yer alan, aynı zamanda Mimar Sinan'ın doğup büyüdüğü yer olarak bilinen Kayseri'nin Melikgazi ilçesi Ağırnas Mahallesi'nde çıkarılarak yöreye özgü olan yoğurdun süzülerek muhafaza edilmesini sağlayan dorak taşı, yaz aylarında yoğurdu serin tutup, lezzet katması ile yöre halkı tarafından yaygın olarak kullanılıyor. Dorak taşı, yoğurda farklı aroma katmasıyla biliniyor. Bölgede yaşayan taş ustası Dursun Güven, dorak taşına yıllardır şekil veriyor. Güven, dorak taşının patentini almak için çalışma yürütüyor.
‘Kültürümüzün Yaşatılmasını İstiyoruz’
20 yıllık taş ustası olduğunu belirten Dursun Güven, “Dorak taşını ham hali ile taş ocaklarında kesip getiriyoruz. Pergelle çizip, taşın içini boşaltılıyoruz. Sonra taşı tertemiz yıkayıp, ekşiyen yoğurdumuzu peynir kıvamında yemek için dökeceğiz. Daha önceleri bu taşı su arıtma cihazı olarak da kullanırlarmış. Yoğurdu yaptıktan sonra kaba döküp, tuzluyorsunuz, ardından da tekrar tuzlayıp yoğurt ekliyorsunuz. Taşın gözenekli yapısından dolayı dorak yoğurdun suyunu atıyor ve susuz kalıyor. Yazın serin tutar. Kışın da yemekler için kullanılırdı. Dorak taşına yoğurdu koyduktan sonra yağı alınır, yoğurdu da tarhana yapılırdı. Eski dönemlerde buzdolabı olarak kullanılan bir taş. Bu işe babamın yanında çıraklık yaparak, toprak atarak başladım. O da dedemden öğrenmiş. Bu işi 20 yıldır yapıyorum. Sürekliliği olan bir iş değil. Bu işin bize kazanç getirdiğini söyleyemem. Taşın patentini almak için de çalışma yapıyoruz. Bu kültürümüzün yaşatılmasını da istiyoruz. Patent süreci uzun ve maliyetli olduğu için destek bekliyoruz” ifadelerini kullandı.