'Mavi Marmara'nın onuru 20 milyon dolara satıldı'

Saadet Partisi Genel Merkezi'nde düzenlenen İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı'nda konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, Mavi Marmara olayını hatırlatarak, 'Kimse kusura bakmasın! Biz bu konuda endişelenmekte çok haklıyız. Bakınız, işte elimde 'neden belgesi'! 2016'da Mavi Marmara'nın onuru, 'Ex gratia', yani 'iyi niyet' ödemesiyle 20 milyon dolara satıldı!' dedi. Ayrıntılar Kayseri Olay haberde…

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
'Mavi Marmara'nın onuru 20 milyon dolara satıldı'
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Saadet Partisi Genel Başkanı Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan, Saadet Partisi Genel Merkezi'nde düzenlenen İl Başkanları ve İl Müfettişleri Toplantısı konuştu. 

'Mavi Marmara'nın onuru 20 milyon dolara satıldı'

Konuşmasında 31 Mayıs 2010'da Filistin’e insanı yardım götürmek için yola çıkan Mavi Marmara gemisine İsrail tarafından düzenlenen aralarında Kayseri Furkan Doğan’ın da bulunduğu 10 kişinin öldürülmesi olayını üzerinden iktidara seslenen Arıkan, “Tarih tekerrür etmemeli! Trump’ın ‘eylem planı’, Balfour deklarasyonuna dönüşmemeli; Sumud Filosu, Mavi Marmara’ya dönüşmemeli. Kimse kusura bakmasın! Biz bu konuda endişelenmekte çok haklıyız. Bakınız, işte elimde “neden belgesi”! 2016’da Mavi Marmara’nın onuru, ‘Ex gratia’, yani ‘iyi niyet’ ödemesiyle 20 milyon dolara satıldı! Yetmedi, işte bu anlaşmanın altına 2016’da ‘Ankara” ve ‘Kudüs” yazdırdınız. Dikkatinizi çekerim, Ankara ve Telaviv değil Ankara ve Kudüs yazdırdınız! Milli Görüşçüler için Kudüs, Mavi Marmara, Filistin dünyanın hiçbir rakamına sığmayacak paha ve önemdedir. Biz Akparti iktidarının Dış Politika uygulamalarında bunun gibi birçok olaya şahit olduk. O nedenle, Erdoğan–Trump görüşmesini ve bugüne yansımalarını değerlendirirken tarihin tekerrür etmemesi için bu görüşmelerin içeriğini ve sonuçlarını çok dikkatli sorgulamak zorundayız.”

Asıl failin adı bile anılmadı

Trump’ın Müslüman devletlerin liderleriyle yaptığı toplantıya da değinen Arıkan, açıklamalarını şöyle sürdürdü: Öncelikle, şunu herkes bilmelidir ki; Amerika’nın planından, Müslümana hayır gelmez! Mesela, 23 Eylül günü, Müslüman devletlerin liderleriyle ile Trump çok taraflı bir zirve yaptı. Bu toplantı için çekilmiş bu fotoğraf üzerinden birçok algı yapıldı, birçok hikaye yazıldı. Toplantının ardından bir bildiri yayınlandı. İşte o bildiri burada! Bu 2 sayfalık, 425 kelimelik bildirinin özelliği ne biliyor musunuz? İçinde bir tane ‘İsrail’  kelimesi bir tane ‘soykırım’ kelimesi geçmiyor! Asıl failin, asıl sorumlunun adının bile anılamadığı bir bildiriden bahsediyorum arkadaşlar! Ne acıdır ki, bu toplantıdan sadece 6 gün sonra Trump ve Netanyahu yan yana, el ele adına ‘barış’ dedikleri 20 maddelik bir eylem planı açıkladı. Şunu çok net bir şekilde ifade etmek istiyoruz! Bu bir barış planı değil, bu, Gazze’yi, Filistin’i bütünüyle işgal planıdır. Bu Siyonizm’e hizmet planıdır. Anlaşmazlığı bitirmek değil Filistin'i ve mazlumları yok etme planıdır. Bunu nereden mi biliyoruz? Amerika’nın tarihi bu örneklerle doludur. 1835’te Cherokee’lere yaptıklarından, 1848’de Meksikalılara yaptıklarından, 2019’da Golan Tepelerinde yaptıkları neyse, bu plan da aynı şeydir. Özellikle Türkiye, Gazze’ye ‘tuzak’  kurulmasına asla izin vermemelidir. İktidara buradan bir kez daha sesleniyoruz: Sakın ha! öyle bir planın içerisinde yer almayın! Erbakan Hocamızın 2003 tezkeresinde seslendiği gibi size sesleniyorum: “Bu plan sizden kaynaklanan sebeplerle onaylanırsa; 7 ceddiniz alnını secdeden kaldırmasa bu vebalden kurtulamazsınız.” Bu planın uygulanması demek; şehitlerin aziz hatırasına hakaret demektir, Gazzelilerin tam 2 yıldır ortaya koyduğu mücadeleyi yok saymak demektir, Filistin’den vazgeçmek demektir!”

Bu milletin alın terini Amerika’ya peşkeş çekmeyin!

Konuşmasında Erdoğan-Trump görüşmesine de yer veren Arıkan, “Biz, Saadet Partisi olarak, Türkiye’nin bağımsız, onurlu ve şahsiyetli bir dış politika yürütmesinden yanayız. Bölgede huzur ve istikrarı sağlayacak, milletimizin çıkarlarını, devletimizin itibarını koruyacak, her adımı destekleriz. Fakat bunun yolu, kişisel dostluk ilişkileri üzerinden olmamalıdır. Dış politika, kişisel yakınlıkların değil, ulusal çıkarların alanıdır. Bir görüşmeden hemen sonra, fotoğraflar üzerinden mesaj vermek yetmez! Masada hangi konular konuşuldu, bunları milletimizle şeffaf biçimde paylaşmanız gerekir. Suriye’de güvenliğimiz, yaptırımlar meselesi, parasını ödeyip alamadığımız F-16'lar, F-35'lerin tedariki, Boeing’ten uçak alımı, Kaan uçaklarının motorları, Nadir toprak elementi rezervleri, “Meşruiyet” tartışmaları, en önemlisi Filistin, en önemlisi Gazze… Keşke bu başlıklar yalnızca tebessüm fotoğraflarıyla çözülebilseydi. Keşke karşılıklı övgü cümleleriyle, sandalye çekmekle sorunlar bitseydi. Dahası biz bu başlıklardan hangisini kazısak altından çıkan detaylar dehşet verici oldu! Sayın Cumhurbaşkanı! Körfez ülkelerinin doyuramadığı Amerika’yı biz nasıl doyurabiliriz? Bu milletin alın terini Amerika’ya peşkeş çekmeyin! Onca milyar dolara rağmen körfez ülkelerinin yaranamadığı Amerika’ya biz nasıl yaranabiliriz? Amerika’ya güvenmek için bir tane sebep gösterin? Ben size güvenmemeniz için bin tane sebep gösterebilirim. Kimseye inanmıyorsanız aile dostunuz, Katar yönetimine sorun onlar sizi bilgilendirecektir! Mesela, bu Boeing’ten 225 tane uçak alımı meselesi. Değerli arkadaşlar bakınız, Boeing; dünyanın en büyük 3. silah üreticisidir ve birçok rapor Boeing’in İsrail’in en büyük silah tedarikçisi olduğunu söylüyor. Millete kolayı, hamburgeri boykot etmeye çağıran iktidar, gitti Amerika’dan, silah tüccarı Boeing’ten -hem de böyle bir dönemde-225 tane uçak aldı. İşte biz tam da buna, bu iki yüzlü tavra karşıyız!” diye konuştu.

Kedi buradaysa ciğer nerede?

ABD ile yapılan doğalgaz anlaşması üzerinden iktidarı eleştiren Arıkan, 2004 yılından bugüne iktidar tarafından tam14 kez Türkiye’de yüksek miktarda doğalgaz bulunduğu açıklamasının yapıldığını belirterek, ”Yine Amerika ile doğalgaz anlaşması meselesi var. Şöyle bir araştırdık, 2004’ten itibaren günümüze, Tam 14 kez yüksek miktarda doğalgaz bulunduğu duyurulmuş. Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın bizzat kendisi, Karadeniz'deki gaz rezervimizin 710 milyar metreküpe ulaştığını müjdelemişti. Şimdi soruyoruz: Doğalgaz varsa, Amerika’yla bu 20 yıllık anlaşma niye yapıldı? Bu anlaşmaya bizim ihtiyacımız varsa, bizim doğalgazımız nerede? Bu kadar anlaşma varsa, bu kadar doğalgaz bulunduysa; bu bizim faturalar niye böyle? Kedi buradaysa ciğer nerede? Ciğer buradaysa kedi nerede? -Bakın- ben size söyleyeyim: Bu olayda tek bir gerçek var, o da kışın gelmesiyle garibanı kara kara düşündürten doğalgaz faturası!
Değerli arkadaşlar, son günlerde savunma sanayimiz üzerinden yürütülen spekülasyonları dikkatle takip ediyoruz. Öncelikle şunu ifade etmek isterim, ülkemizin savunma sanayinde kat edeceği mesafe, yalnızca Türkiye için bir kazanım olmayacaktır. Kazanılacak olan başarı, aynı zamanda mazlum milletlerin ve bütün İslam coğrafyasının umudu, kaderini yeniden tayin edebilme iradesinin sembolü haline gelecektir.

Ancak! Burada sorumluluk en çok iktidar sahiplerine düşmektedir. Biz diyoruz ki; savunma sanayi üzerinden iç politikaya malzeme üretmeyin, hamasi nutuklarla bu konuyu istismar etmeyin, hu konuyu seçim malzemesi yapmayın. Daha açık ifade edeyim! Savunma sanayimiz, sayın Cumhurbaşkanının aile meselesi değil, Türkiye’nin beka meselesidir. Ve -görüyor ve biliyoruz ki- Savunma sanayii hedefleri, ancak Milli Görüş ve Erbakan vizyonuyla hayata geçirilebilir!”