'MAKAM SAHİBİ OLUNCA BAZILARI GÜÇ ZEHİRLENMESİNE UĞRUYOR'
Eğitim-Bir-Sen Kayseri Şubesi üniversite üyeleri istişare toplantısında buluştu. Toplantıya sendikanın Genel Başkan Yardımcısı Teyfik Yağcı da katıldı. Yağcı, “İnsanlar makam sahibi olunca maalesef bazıları güç zehirlenmesine uğruyor” sözleriyle dikkat çekti.
Toplantıda Erciyes Üniversitesi Temsilcisi Mehmet Akgün yaptığı konuşmada, “Sendikanın kurucu Genel Başkan Mehmet Akif İnan yedi güzel insandan biridir” dedi. “Üniversitelerde oldukça zayıfız, bunun üniversitelerin özerk olması ve bu kurumlarda sendikacılık anlayışının henüz olgunlaşmamış olması gibi bazı faktörlerden kaynaklanmaktadır” diyen Akgün, “Son çalışmalarımızla hızla güçlenmekteyiz, inşallah yakında şube oluşturarak daha güçlü bir mücadele ruhu oluşturacağız” dedi. Üniversite Kadın Komisyonu Başkanı Saadet Çakır, kadın çalışanların sayılarının kamu kurumlarında hızla arttığını belirterek, “Kamuda çalışan kadınlara yönelik pozitif ayrımcılıkta ve serbest kıyafette sendikamızın büyük katkısı olmuştur. Kadın çalışanların sendikalara daha fazla üye olması ve faaliyetlere daha fazla katılması gerekmektedir” diye konuştu. Eğitim-Bir-Sen Kayseri Şube Başkanı Aydın Kalkan ise sendikaların önemli bir sivil toplum kuruluşu olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Memur sendikacılığı ülkemizde henüz istenilen seviyeye ulaşmamıştır. Özellikle üniversite çalışanları arasında sendika üye oranları çok düşüktür. Bu alanda gelişmek için yoğun bir çaba sarf etmekteyiz. 15 Mayıs mutabakatına kadar üye sayılarımızı artırmak için çalışmalarımızı artırmalıyız”
“BAZILARI GÜÇ ZEHİRLENMESİNE UĞRUYOR”
Genel Başkan Yardımcısı Teyfik Yağcı da, üniversitede çalıştığı yıllarda bazı haksızlıklar ve bazı hukuksuzluklar yaşadığını öne sürerek, şunları söyledi. “Sendikacılık tek başına ya da birkaç kişinin yürütebileceği bir alan değildir. Dertleri, sıkıntıları ve problemleri çalışanların sorunlarını çözmek değil de memlekette kaos çıkarmak olanlar, 1 Mayıs’ta yine ortalığı karıştırmaya çalışmaktadırlar. Sendikacılık yapmak gözü karalık yapmaktır. Eğer biz bu gözü karalığı yapmasaydık, üniversite çalışanlarının mağduriyeti daha fazla olacaktı. Çok şükür yaptığımız çalışmalar neticesinde üniversite çalışanlarına yönelik yapılan hak mağduriyetlerini önledik ve önlemeye devam ediyoruz” diye konuşmasını sürdürdü. Hepinizin bildiği gibi, üniversitelerdeki en büyük sorun, YÖK kanunudur. Bu kanunun mutlaka değişmesi gerekmektedir. Çünkü şu andaki üniversite ve bu üniversitenin bilim anlayışı ile modern ve muasır bir Türkiye oluşturmak, bilimsel çalışmalar yaparak bilim üretmek, dünya ile rekabet ve yarış yapabilmek mümkün değildir. Konuşmasında, “İnsanlar makam sahibi olunca maalesef bazıları güç zehirlenmesine uğruyor. Hatta bu güç zehirlemesi bazen bizim arkadaşlarımızı bile etkileyebiliyor” diyen Yağcı, “Bu yüzden de biz, bazı zamanlar kendi arkadaşlarımızla mücadele etmek durumu ile karşı karşıya kalıyoruz” diye konuştu.