Kocaeli'nde greve çıkan işçiler Kayseri'de ses yükseltti!

Kocaeli Gebze'de faaliyet gösteren Smart Solar işçileri 69 gündür grevde… İş verenin Kayseri'de bir firmada üretim yaparak grev kırıcılığı yaptığını belirten işçiler Kayseri'de ses yükseltti. Smart Solar'da örgütlü DİSK Birleşik Metal İş Sendikası Gebze 1 Nolu Şube Mali sekreteri Mahmut Polat, ülkede ekonomik bir krizin olmadığını, siyasi bir krizin olduğunu ve bu krizin faturasının işçilere ödetilmeye çalışıldığını söyledi. Ayrıntılar Kayseri Olay haber bülteninde…

Kocaeli'nde greve çıkan işçiler Kayseri'de ses yükseltti!
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Kocaeli Gebze’de faaliyet gösteren Smart Solar işçilerinin grevi 69. gününe girerken grevdeki işçiler bu kez Kayseri’de ses yükseltti. Yaklaşık 40 işçi Smart Solar patronlarının Kayseri OSB’de faaliyet gösteren Vespa’da üretimine devam ederek grev kırıcılığı yaptığını belirterek, Vespa önünde basın açıklaması yaptı. 
Basın açıklamasının ardından Kayseri Olay’a özel açıklamalarda bulunan DİSK Birleşik Metal İş Sendikası Gebze 1 Nolu Şube Mali sekreteri Mahmut Polat, Smart Solar patronlarının toplu iş sözleşmesi sürecinde hiçbir şekilde uzlaşmaya yanaşmadığını belirterek, “Her masaya geldiğinde hep sıfır zamla geldi. Düşünün 60 günlük müzakere süreci bitti. Arabulucu süreci başladı. Orada da usul engeline takılmamak için çok komik bir rakamla 3 bin lira ile geldi.  İşverenin bu şekilde katı tutum takılmasının sebepleri, güç aldığı yerler vardı. Smart Solar’ın ardından İzmir Aliağa’da yine güneş paneli üreten bir fabrika inşa etti. Bu fabrikayı enerji iş kolundan çıkartarak enerji iş konuna geçirdiler. 
E tabii burada bu kadar katı davranmasının bir sebepleri tabii ki vardı. Güç aldığı yer vardı. Birincisi İzmir Aliaga'da da aynı güneş panelini üreten bir fabrikası var ve onu da yakın zamanda yani Smart'tan sonra işte bir arsa alıp oraya da işte bir fabrika inşa etti. Smart'la ama bir şekilde iş kolunu enerji iş koluna çıkardılar. Sonra kendi elleriyle bu fabrikayı TES-İŞ’e teslim ettiler. Güvendikleri birinci nokta buydu.  
Yani şöyle düşünün bir patron aynı üretim yapan aynı malzemeyi çıkaran iki fabrika düşünün biri enerji iş kolunda biri metal iş kolunda metal iş kolunda olması gerek gitdiği halde enerji iş konunu aldılar. İşte bunu da bürokrasiyle, siyasetle bir şekilde ısmarlama bir şekilde hatır gönüllü işleriyle halledip Tesiş sendikasına kendi elleriyle orada teslim ediyorlar. Güvendiği birinci nokta bu. Planları İzmir Aliağa’da TES-İŞ ile sıfır zamda uzlaşıp aynı sözleşmeyi bize de dayatmayı planlıyorlardı. Ama biz onların planlarını tersine çevirdik. Smart Solar işçilerinin direngenliği, mücadeleci tavrı, sendikamızın mücadeleci tavrı İzmir’deki işçilere de umut oldu. Orada da bir hareketlilik başladı. 100’den fazla istifa oldu.” dedi. 
Smart Solar işçilerine ile İzmir Aliağa’daki işçilerin dayanışması sonucu İzmir’deki işçilerin bir nebze olsun güzel bir sözleşmeye imza attığını ifade etti. Bu süreç devam ederken Smart Solar’daki grevi kırmak için işverenin Kayseri OSB’de faaliyet gösteren Vesba’da üretimine devam etmeye çalıştığını belirten Polat, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Biz bunu tespit ettik, görüntüler aldık. Suç duyurusunda bulunduk. Şikayette bulunduk ama bizim şikayetimizi reddettiler. Öncesinde işveren yasaların tanıdığı bitmiş mamulleri fabrikadan çıkartıyor, grevde mecrasında ilerliyordu. Patron patronluğunu, işçi işçiliğini, sendika da sendikalığını yapıyordu. Biz bunu öğrendikten sonra harekete geçtik. Yetersiz olan yasalar bile işletilmiyor. Bunun üzerine fabrika önünde üyelerimizle, sınıf dostlarımızla nöbete başladık. Bir direnç oluşturduk. Maalsef kolluk kuvvetleri bizim 10 katı polisle geldi fabrikanın kapısına… Sonra işveren içerden mal kaçırdı. İşveren kendini, ‘Yasa bana ürettiğim tam mamulleri dışarı çıkarma hakkı veriyor’ diye savunuyor ama aynı yasa ‘sen grevdeki işçinin yerine işçi çalıştıramazsın’ da diyor.” 

Bunların sorumlusu işçi değil

İşçiler olarak buna tepki gösterdiklerini belirten Polat, herkesin iktidarın orta vade programından dert yandığını belirterek, “ İşte ekonomik krizden dert yanıyorlar. Yüksek faizlerden dert yanıyorlar. Kurun baskılanmasından dert yanıyorlar. İşte kar edemediklerinden dert yanıyorlar.” dedi. Türkiye’nin dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında yer aldığını ancak Türkiye’de gelir dağılımında eşitsizlik ve adaletsizlik olduğunu belirten Polat, “Ülkenin kaynakları nereye gidiyor? Kur korumalı mevduatlarla patronlara gidiyor. Teşviklerle patronlara aktarılıyor. İşte bizim işsizlik fonumuzun bile yani dokunulmazlığı varken şu an ne olduğunu bile bilmiyoruz… Ama yaşananların faturasını bize kesmeye çalışıyorlar. Gerekçeleri yeterince kar edemedikleri bunun sorumlusu biz değiliz ki… 

Tarihsel bir grev

69 günlük Smart Solar grevinin tarihsel bir özelliğinin olduğunu belirten Polat, greve çalışanların büyük çoğunluğunun kadınlar olduğunu belirterek, 1800'lü yılların sonunda nasıl ki kadınlar, nasıl ki canlarıyla 1 Mayıs'ları yarattıysa yani bugünkü Smart Solar’daki o grevci kadınlar da o tarihsel zincirin bir halkasıdır. İkincisi de bugün Türkiye'de en büyük metal sanayiciler sendikası biliyorsunuz MESS'le 3 konferansın arasında yürütülen ve yaklaşık 150 bin metal işçisini hem ilgilendiren, Türkiye'de belirleyici olan toplu iş sözleşmesinin ne de bir cevaptır.  Çünkü biz yıllardır grev yasakları yaşıyoruz. Yani anayasal olan grev hakkımızı bile elimizden işte düzmece kararlarla alıyorlar.”

Vespa işçisine kızgınlığımız yok

Bugün önünde basın açıklaması yaptıkları Vespa işçilerine bir kırgınlıklarının olmadığını belirten Polat, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Onlar bizim sınıf kardeşlerimiz. Asla ve asla onlara karşı bir kinimiz olamaz ama onlara biz şunu söyleyebiliriz. Bütün yeryüzündeki bütün güzellikleri yaratan ve üreten işçi sınıfıdır. İşte su içtiğimiz bardaktan, yemek yediğimiz tabaktan, giydiğimiz elbiseden, yürüdüğümüz yoldan, işte yemek yediğimiz bütün güzellikleri üreten ve yaratan bizleriz. Bizler sınıf kardeşiyiz. Bizim kesinlikle kesinlikle tavır koymamız gerekir. Yani bir patron kendi ekmeğini büyütebilmek için işte kendi sınıf kardeşlerinin sırtının üzerine basarak geçiyor. İşçilerin bunu görüp ve bunu kabul etmemeleri gerektiğini biz onlara söylemek istiyoruz. Tabii ki bu onların suçu değil. İşte bir kula kulluk sistemi var bu ülkede. Maalesef, insanlar yoksullukla terbiye edilmeye çalışıyor. İnsanlar o yoksullukla artık sesi kestirilmeye çalışılıyor. Bugün örgütsüz fabrikalarda çalışan işçilerin de kaderi bu. Hani suç onların değil. Tabii ki bu bizim de sorumluluğumuz. Bir sendikacı olarak yüz100 bizim sorumluluğumuz. Kabahat o işçilerinde değil. Bizim onlardan tek istediğimiz hiçbir şey yapamıyorlarsa da en azından bilsinler ki onların sırtından patron bizim ekmeğimize kan doğruyor. Bunu bilsinler. O bilinçle gidip gelsinler.”