Kayserili Profesör Boztosun: Şirketler neden tökezliyor?
Kayserili Finans Profesörü Derviş Boztosun, Türkiye'nin ekonomik dalgalanmalarla dolu gündeminde şirketlerin finansal sağlığını masaya yatırdı.
Türkiye ekonomisinin çalkantılı gündeminde, şirketlerin finansal sağlığı her zamankinden daha fazla sorgulanıyor. Kayserili Finans Profesörü Derviş Boztosun, bu konuda önemli tespitlerde bulunarak, masaya yatırılması gereken üç kritik konuya açıkladı: devasa döviz açık pozisyonları, duran varlıklarının yanıltıcı cazibesi ve şirketlerin borç sarmalındaki çaresiz çırpınışları. Profesör Boztosun, "Bu üç mesele, sadece şirketlerin değil, tüm ekonomik ekosistemin kırılganlığını gözler önüne seriyor." dedi.
Devasa döviz açık pozisyonları: Bir saatli bomba
Profesör Boztosun, şirketlerin döviz açık pozisyonlarının 155 milyar dolara ulaştığını belirtiyor ve ekliyor: "Evet, yanlış duymadınız: 155 milyar dolar! Bu, adeta bir saatli bomba. Bugün 'riskli değil' dediğimiz şey, yarın kurlardaki ani bir sıçramayla elimizde patlayabilir. Küçük bir kur hareketi bile milyonlarca liralık kayıplara yol açabilir." Boztosun, şirketlerin bu pozisyonları hedge etmezse, yani korunmazsa, bir gecede nakit akışlarının altüst olabileceği konusunda uyarıyor. Çözüm olarak ise "Forward kontratlar, opsiyonlar ya da swap anlaşmaları gibi araçlarla riski bugünden yönetmek. Yarın için hazırlıksız yakalanmak, affedilir bir hata değil" önerisinde bulunuyor.
Duran varlıklar: Güvenli liman mı, yanıltıcı cazibe mi?
Bir şirketin bilançosunda sabit varlık görmenin çoğu zaman "güvenli" hissettirdiğini ancak bunun "tehlikeli bir yanılsama" olduğunu ifade eden Boztosun, şunları dile getirdi: "Mülk sahipliği homojen değil: Büyük bir KOBİ’nin beş mülkü varken, orta ölçekli bir şirketin elinde hiçbir şey olmayabilir. Daha da önemlisi, mülk sahibi olmak, likidite ya da borç ödeme kabiliyeti anlamına gelmiyor. Nakit akışı sıkışan bir şirket, mülkleri olsa bile batabilir."
Profesör Boztosun, şirketleri değerlendirirken sadece mülklere bakmak yerine nakit akışına, borç/özkaynak oranına ve kârlılığa odaklanılması gerektiğini vurgulayarak, “Gerçek güvenlik, bilançonun satır aralarında gizlidir.” dedi.
Borç sarmalındaki çaresiz çırpınışlar
Bazı şirketlerin takibe düşmemek için adeta bir cambaz gibi hareket ettiğini belirten Boztosun, bu durumu şöyle açıklıyor: "Çek kırdırıyor, daha fazla borçlanıyor, kredi yüzdürmek için yapılandırmadan yapılandırmaya koşuyor. Bu, kısa vadede nefes aldırsa da, uzun vadede borç sarmalını derinleştiren bir strateji. Şirketler, batmamak için çırpınırken suyun altına daha çok gömülüyor."
İş ortaklarının bu durumda olması halinde dikkatli olunması gerektiğini belirten Boztosun, alacaklılar için ödeme vadelerini kısaltmak, teminat talep etmek ya da alternatif partnerler aramanın bu dalgadan korunma yolları olduğunu ifade etti.
Profesör Derviş Boztosun, ekonomik belirsizlikler, döviz kurlarındaki oynaklık ve şirketlerin kırılgan finansal yapılarının herkesi proaktif olmaya zorladığını belirterek, "155 milyar dolar döviz açık pozisyonu, mülk sahipliğinin aldatıcı güveni ve borç sarmalındaki şirketler, bize bir gerçeği hatırlatıyor: Risk, bugünden yönetilmezse, yarın kapıyı alacaklılar çalar. Finansal sağlığınızı korumak için nakit akışınızı analiz edin, risklerinizi hedge edin ve iş ortaklarınızı daha dikkatli seçin. Çünkü bu fırtınada ayakta kalmak, sadece hazırlıklı olanların başarabileceği bir iş." diyerek sözlerini tamamladı.