Kayserili Finans Profesörü Boztosun: Vergi denetimi tehdit olmamalı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in vergi denetimleri konusunda yaptığı açıklamaların ardından ülke gündemine oturan vergi denetimi konusunda Kayserili Finans Profesörü Derviş Boztosun dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Kayserili Finans Profesörü Boztosun: Vergi denetimi tehdit olmamalı

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in vergi denetimleri konusunda yaptığı açıklamaların ardından ülke gündemine oturan vergi denetimi konusunda Kayserili Finans Profesörü Derviş Boztosun dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, "Organize sanayi bölgelerinin, hallerin giriş çıkışlarına vergi memurları yerleştireceğiz. Büyükşehirlerin ana yolları dahil giriş ve çıkışlarına maliyecileri yerleştireceğiz" açıklaması, iş dünyasında büyük yankı uyandırmış Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarciklioglu, "Kayıtdışı ekonomiyle mücadeleyi destekliyoruz. Vergi sistemi adil ve şeffaf olmalı. Girişimcinin çalışma şevkini kırmamalı. Her işletmenin, her fabrikanın kapısına vergi memuru koyarak, polisiye tedbirler alarak, vergi gelirleri arttırılamaz. Hakkaniyet de sağlanamaz." açıklaması vergi denetimi konusunu gündeme getirmişti.

Kayserili Finans Profesörü Derviş Boztosun, vergi toplamanın ve kayıt dışı ekonomiyle mücadelenin önemine vurgu yaparak, bu süreçte adalet ve şeffaflık ilkelerinin ön planda tutulması gerektiğini belirtti.

Boztosun açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Devletin en temel gelir kaynağı olan vergilerin toplanması, kamu hizmetlerinin sürdürülebilirliği için hayati önem taşıyor. Elbette kayıt dışı ekonomiyle mücadele de hepimizin ortak menfaati. Ancak vergi toplama ve kayıt dışıyla mücadele yöntemleri, adalet ve şeffaflık ilkeleriyle yoğrulmalı, girişimcinin çalışma şevkini kırmamalıdır.

Son zamanlarda sıkça duyduğumuz "vergi denetimi" söylemi, ne yazık ki çoğu zaman bir tehdit ve baskı aracı olarak algılanıyor. Sanki her işletme potansiyel bir suçluymuş gibi yaklaşılarak, kapısına sürekli bir müfettiş dikmek, polisiye tedbirlerle vergi gelirlerini artırmaya çalışmak, hem maliyetli hem de uzun vadede sürdürülebilir bir çözüm değil. Bu yaklaşım, işletmeler üzerinde bir güvensizlik ve tedirginlik ortamı yaratırken, girişimcilik ruhunu da olumsuz etkiliyor.

Unutmayalım ki her fabrika, her atölye, her küçük işletme bu ülkenin ekonomik dinamosudur. İstihdam yaratır, katma değer üretir. Onları sürekli bir denetim korkusuyla yaşatmak, enerjilerini işlerine odaklamak yerine bürokrasiyle boğuşmaya itmek, uzun vadede hepimizin kaybetmesine yol açar.

Peki ne yapmalı? Vergi gelirlerini artırmanın ve kayıt dışıyla mücadele etmenin daha akılcı yolları yok mu? Elbette var. Öncelikle adil ve şeffaf bir vergi sistemi inşa etmeliyiz. Vergi oranları makul olmalı, muafiyetler net bir şekilde belirlenmeli ve uygulamalar anlaşılır olmalı. Mükellefler, vergi yükümlülüklerini kolayca anlayabilmeli ve devlete güven duymalıdır.
İkinci olarak, gönüllü uyumu teşvik edici mekanizmalar geliştirmeliyiz. Vergi ödeme konusunda bilgilendirme ve rehberlik hizmetleri artırılmalı, süreçler basitleştirilmeli ve mükelleflere kolaylıklar sağlanmalıdır. Vergi bilincini artırmaya yönelik eğitimler ve kampanyalar düzenlenmeli, vergi ödemenin sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olduğu vurgulanmalıdır.

Üçüncü olarak, denetimler risk odaklı yapılmalı, tüm işletmeler aynı baskıya maruz bırakılmamalıdır. Kayıt dışı olma olasılığı yüksek olan sektörlere ve mükelleflere yoğunlaşarak denetimlerin etkinliği artırılabilir. Teknolojinin etkin kullanımıyla vergi süreçleri daha şeffaf hale getirilebilir ve denetimler daha verimli bir şekilde yürütülebilir.

Sonuç olarak, vergi denetimine karşı değiliz. Ancak vergi toplama ve kayıt dışıyla mücadele yöntemlerinin, adalet, şeffaflık ve girişimcilik ruhunu destekleyen bir anlayışla yeniden şekillendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Her işletmenin kapısına müfettiş dikmek yerine, adil bir sistem kurarak, gönüllü uyumu teşvik ederek ve risk odaklı denetimler yaparak hem vergi gelirlerimizi artırabilir hem de ekonomik kalkınmamızı sürdürülebilir kılabiliriz. Aksi takdirde, korku ve baskı üzerine inşa edilen bir vergi sistemi, uzun vadede hepimizi yorar ve asıl hedefimiz olan güçlü bir ekonomiye ulaşmamızı zorlaştırır."