Kayserili Finans Profesöründen kritik 'Lehman' uyarısı!

Kayserili Finans Profesörü Derviş Boztosun, The Economist kapağı üzerinden uyardı: Küresel borç 310 trilyon doları geçti. Enflasyonun 'can yeleği' değil, karar vericileri körleştiren bir maske olduğunu belirten Boztosun, kurtuluşun üretim ve verimlilik artışında olduğunu söyledi.

Kayserili Finans Profesöründen kritik 'Lehman' uyarısı!

Kayserili Finans Profesörü Derviş Boztosun, The Economist dergisinin çarpıcı kapağı üzerinden küresel ekonominin borç ve enflasyon çıkmazını değerlendirdi. Borç denizinde çırpınan ve kafası turuncu bir enflasyon yeleğiyle sıkışmış adam görseline dikkat çeken Prof. Boztosun, derginin "Pull for inflation" (enflasyonu çek, seni kurtarsın) ifadesinin karar vericilerin tehlikeli kısa vadeli stratejisini yansıttığını belirtti. Boztosun, "O ipi çekenin görüşü kapanıyor, nefesi daralıyor" diyerek bu stratejinin uzun vadede boğulmaktan farksız olduğunu vurguladı.

Kayserili Finans Profesörü Derviş Boztosun'un konuyla ilgili açıklaması şu şekilde: "Dünya ekonomisi yeniden “can yeleği”ne sarılmış durumda. The Economist dergisinin bu haftaki kapağı, borç denizinde çırpınan bir adamı gösteriyor — kafası, enflasyonun sembolü olan turuncu bir yeleğin içinde sıkışmış. Altında tek bir ifade var: ‘Pull for inflation.’
Yani ‘enflasyonu çek, seni kurtarsın.’ Ama o ipi çekenin görüşü kapanıyor, nefesi daralıyor.

Bu görsel, bir dergi kapağından çok daha fazlası: küresel ekonominin halini anlatan bir röntgen filmi gibi. Pandemiyle başlayan borç genişlemesi, Ukrayna savaşıyla, yeşil dönüşüm harcamalarıyla ve faiz şoklarıyla birleşti. Sonuçta dünya kamu borcu 310 trilyon doları geçti.
Artık birçok ülkenin bütçesinin beşte biri yalnızca faiz ödemelerine gidiyor.

ABD’nin borcu GSYH’nin %135’ine, Japonya’nın %260’ına, Çin’in toplam borcu ise %290’a dayandı. Avrupa cephesinde Fransa ve İtalya alarm veriyor. Türkiye de bu dalgadan muaf değil; TL borç yükü göreceli olarak düşük görünse de, enflasyonun ‘can simidi’  gibi kullanılmasının bedeli ağır olabilir. Çünkü bu simidin içi hava dolu — suya dayanıklı değil.

Merkez bankaları artık bir paradoksun içinde: Faizi artırırsan, bütçe patlar. Faizi indirirsen, enflasyon kaçar. İşte bu yüzden 2025 sonbaharı, 1970’lerin stagflasyonunu hatırlatıyor: büyüme yavaş, fiyatlar yüksek, politika çaresiz. Kurtulmak için ‘ip çekiliyor’ ama her çekişte daha derine batıyoruz.

Kapağın asıl mesajı ise çok daha insani: Takım elbiseli adam, yani karar vericiler, gerçekliği göremiyor. Yelek kurtarmıyor, körleştiriyor. Enflasyon, borcun ağırlığını gizliyor; kısa vadede borçları eritiyor gibi görünse de, uzun vadede güveni, gelir dağılımını ve toplumsal huzuru eritiyor. Yani can yeleği, aslında bir maskeye dönüşüyor.

Gelecek yılın en büyük sınavı, bu maskeyi çıkarabilmek olacak. Çünkü 2026’da hem ABD seçimlerinin hem de ECB’nin bilanço küçültmesinin aynı döneme denk gelmesi, sistemi yeniden sarsabilir. Küresel faiz ödemeleri 12 trilyon doları bulurken, ‘bir sonraki Lehman anı’ çok uzak değil.

Ekonomik tarih bize şunu öğretir: Borçtan kurtulmanın yolu enflasyon değil, üretim ve verimlilik artışıdır. Ama kolay yol caziptir; o ipi çekmek bir anlık rahatlama sağlar. Yine de hatırlayalım — deniz ortasında kafanı suya sokmak, boğulmaktan farksızdır."