Kayseri, Türkiye ikincisi oldu

Kayseri Ticaret Odası Mayıs Ayı Meclis Toplantısı'nda konuşan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, 'üretim eksenli büyüme için dengeli ve erişilebilir finansman şart' dedi.

Kayseri, Türkiye ikincisi oldu
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Kayseri Ticaret Odası (KTO) Mayıs Ayı Meclis Toplantısı’nda konuşan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, "Ekonominin üretim eksenli büyüyebilmesi adına, dengeli ve erişilebilir bir finansman yapısı oluşturulmalıdır" dedi.

KTO Konferans Salonu’nda gerçekleşen meclis toplantısına Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, yönetim kurulu üyeleri ve oda üyeleri katıldı. Ekonomi ve küresel piyasaların oldukça hareketli olduğunu söyleyen KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, "Uluslararası gündemden kısaca bahsedecek olursak; ekonomi siyaset gündemi ve küresel piyasalar oldukça hareketli. Bir gün yumuşama olurken, ertesi gün başka bir gerilime uyunabiliyoruz. Bu sıkıntılar kolay bitecek gibi görünmüyor. Bu sebeple tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Bu gelişmelerden de ister, istemez bizlerde etkileniyoruz. Rusya- Ukrayna savaşı, Orta Doğuda artarak devam eden kaos ve çatışmalar, Pakistan-Hindistan gerilimi, Suriye’de yaşanan gelişmeler, ABD-Çin ticaret savaşları küresel ekonomiyi derinden etkiliyor. Tedbiri elden bırakmadan gelişmeleri dikkatle takip etmeliyiz. Çünkü bu gelişmeler kolay bitecek gibi gözükmüyor. Son dönemde iyice ısınan ticaret savaşları, Rusya Ukrayna savaşı, Pakistan Hindistan gerilimi ve Orta Doğuda artarak devam eden kaos ve çatışmalar yerini temkinli bir yumuşama sürecine doğru bıraktığı günümüzde gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz. Yurt içine baktığımızda ise; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele kapsamında sürdürdüğü sıkı para politikası, elbette makroekonomik istikrar açısından önemlidir. Ancak bu durum, ticari kredi maliyetleri üzerinde ciddi bir baskı oluşturmaktadır. Son dönemde, ticari kredi faiz oranlarının yüzde 4,30 ile yüzde 5,34 bandında seyretmesi, iş dünyamızın finansmana erişimini zorlaştırmakta, yatırım iştahını azaltmakta ve üretim planlarını sekteye uğratmaktadır. Bu faiz oranları altında üretim yapmak, yeni yatırımlar planlamak ve mevcut istihdamı korumak her geçen gün daha da güçleşmektedir. Bizler elbette enflasyonla kararlı mücadelenin arkasındayız. Ancak üreticinin, sanayicinin ayakta kalması için sürdürülebilir bir finansman politikasına da acil ihtiyaç olduğunu hatırlatmak istiyorum. Ticari kredi maliyetlerinin makul seviyelere çekilmesi ve finansmana erişimin kolaylaştırılması artık bir tercih değil, bir zorunluluktur. İş dünyasının üretmeye, istihdam sağlamaya ve ihracat yapmaya devam edebilmesi için bu alanda somut adımlar atılması gerekmektedir. Ekonominin üretim eksenli büyüyebilmesi adına, dengeli ve erişilebilir bir finansman yapısı oluşturulmalıdır. Çünkü güçlü bir ekonomi, ancak güçlü bir reel sektörle mümkündür" dedi.

Başkan Gülsoy, daha güçlü bir ekonomi için üretmeye ve ihracat yapmaya ihtiyaç olduğunu söyleyerek, "Geçtiğimiz Cuma Günü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimizin ev sahipliğinde Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz, Bakanlarımız, Bakan Yardımcılarımız, Bürokratlarımız ve Oda/Borsa Başkanlarımızın katılımıyla "TOBB Türkiye Ekonomi Şurası" gerçekleştirildi. Yaklaşık 7 saat süren bu toplantıda, ülkemizin ekonomik gündemine dair oldukça verimli ve yapıcı bir istişare ortamı oluştu. Üç temel başlık etrafında görüşlerimizi dile getirdik, çözüm önerilerimizi sunduk. Birincisi, Finansmana Erişim: Bugün reel sektörün en büyük sorunu, finansmana erişimdir. Hem kredi büyümesine getirilen kısıtlamalar hem de yüksek faiz oranları, özellikle KOBİ’lerimizin elini kolunu bağlamaktadır. Ayakta kalmaya, üretmeye, istihdam oluşturmaya çalışan işletmelerimiz bu yükün altından kalkmakta zorlanmaktadır. Bu kapsamda, iş dünyası olarak talep ettiğimiz ve Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından açıklanan KGF destek paketinden dolayı teşekkür ediyoruz. Ancak altını çizmek isterim ki; uygun maliyetli ve erişilebilir finansman, üretimin ve istihdamın sürdürülebilirliği açısından hayati önemdedir. İkinci konu, emek yoğun sektörler: Özellikle tekstil, hazır giyim ve mobilya başta olmak üzere, emek yoğun sektörlerde ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu sektörlerimiz artan maliyetler karşısında rekabet gücünü kaybetmekte, ihracat pazarlarını korumakta zorluk yaşamaktadır. Üretim kabiliyetimizin devamlılığı için bu sektörlere özel destek mekanizmalarının devreye alınması gerektiğini ifade ettik. Üçüncü Başlığımız, İhracata Yönelik Destekler: Türkiye’nin sürdürülebilir büyüme hedefleri doğrultusunda, ihracat pazarlarını koruması ve rekabet gücünün yüksek olduğu sektörlerde pazar kaybı yaşamaması büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, ihracatçımıza daha proaktif, hedef odaklı ve yeni destek modelleri sunulmalıdır. Dünya ile rekabet edebilmek için ihracatçımızın yanında olmaya devam etmeliyiz. Beklentimiz ise; el birliği ve akıl birliği ile piyasalarda ve sektörlerde yaşanan sorunların çözümüne odaklanılmasıdır. Reel sektörün sesi daha fazla duyulmalı, daha fazla dikkate alınmalıdır. Hep birlikte, daha güçlü bir ekonomi için üretmeye, ihracat yapmaya, istihdam sağlamaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

‘Vergilendirme sisteminde köklü bir reforma ihtiyaç duyuyoruz’

Vergi sistemi yapılandırmasının iş dünyasının uzun zamandır ortak sorunu olduğunu söyleyen Başkan Gülsoy, "İş dünyamızın uzun süredir dile getirdiği ortak bir soruna, vergi sistemimizin yeniden yapılandırılması ihtiyacına dikkat çekmek istiyorum. Vergilendirme sistemimizde köklü bir reforma ihtiyaç duyuyoruz. Vergi sistemimizin, adil, şeffaf ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulmasını istiyoruz. Yüksek dolaylı vergiler, işletmelerimizin rekabet gücünü zayıflatmakta, üretim maliyetlerini artırmakta ve nihayetinde tüketiciye yansıyan fiyatları da olumsuz etkilemektedir. KDV ve ÖTV gibi dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki yüksek oranı, aynı zamanda vergi adaletini de derinden zedelemektedir. Vergi, bir vatandaşlık görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi, sadece cezai yaptırımlarla değil; makul, öngörülebilir, güven veren ve istikrarlı bir sistemle mümkün olur. Sürekli değişen düzenlemeler ve geçici çözümler, ekonomide güven zeminini zedelemekte, iş dünyasının planlama kabiliyetini sınırlamaktadır. Bizler, iş dünyasının temsilcileri olarak; hukuki güvenliğin ve vergide istikrarın yatırım ortamının en temel şartı olduğuna inanıyoruz. Olağanüstü dönemler dışında, vergi sistemine sürekli müdahale edilmemeli, sistemin ana ilkeleri toplumun tüm kesimleriyle birlikte belirlenmelidir. Beklentimiz ise; ekonomiye dinamizm kazandıracak, mükellefin yükünü azaltacak, kayıt dışılığı azaltacak, yatırım ve üretimi teşvik edecek adil bir vergi reformunun en kısa sürede hayata geçirilmesidir" dedi.

Gülsoy, Kayseri’nin e-ticaret uyum endeksinde Türkiye’de 2. sıraya yerleştiğini söyleyerek, sözlerine şu şekilde devam etti: "Bu ay içerisinde E-Ticaret Uyum Endeksi sonuçları açıklandı. Kayseri, 11 bin 383 işletme ile İstanbul’un ardından Türkiye genelinde ikinci sıraya yerleşerek yine büyük bir başarıya imza attı. Buda şehrimizin e-ticaret konusunda iyi bir ivme kazandığımızın kanıtıdır. Bu başarı, Kayseri iş dünyasının dijitalleşmeye verdiği önemin ve girişimcilerimizin vizyoner yaklaşımının açık bir göstergesidir. Kayseri Ticaret Odası olarak; dijitalleşme ve e-ticaret konusunda bugüne kadar vermiş olduğumuz eğitimlerimizin, panellerimizin de büyük katkısı olduğunu düşünüyoruz. Akıl ve alın teriyle e-ticaret alanında büyüyen, sınırları aşarak yurtdışına açılan tüm girişimcilerimizi ve işletmelerimizi gönülden kutluyorum. E-ticaretin bu denli büyümesi, hem girişimcilerimiz hem de ekonomimiz açısından son derece sevindirici bir gelişmedir. Kayseri olarak dijitalleşen dünya düzenine hızla uyum sağlıyor, geleceğe güçlü adımlarla ilerliyoruz. Bu ivmeyi daha da ileriye taşımak için Kayseri Ticaret Odası olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye, üyelerimizi dijital dönüşüm konusunda desteklemeye kararlılıkla devam edeceğiz. Dijitalde büyüyen, dünyaya açılan bir Kayseri için hep birlikte çalışmaya tüm hızıyla sürdüreceğiz. İş dünyamızdan desteklerini esirgemeyen Ticaret Bakanımız Prof. Dr. Ömer Bolat ile Dünya Odalar Federasyonu ve TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’na teşekkür ediyorum."