Kayseri'nin bilinmeyenleri bu kazılar ile ortaya çıkıyor!

Kayseri'de devam eden kazılar ile bilinmeyenler ortaya çıkıyor. Kazılar yaptıkça yeni verilerin alındığı belirtilirken, Kayseri artık 'Açık Hava Müzesi' olarak anılıyor.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
Kayseri'nin bilinmeyenleri bu kazılar ile ortaya çıkıyor!

Anadolu'nun kadim şehirlerinden olan Kayseri'de kazılar şehrin dört bir yanında devam ediyor. Kazıldıkça farklı medeniyetlere ait eserlerin çıktığı Kayseri'de yeni veriler alınmaya devam ediliyor.

1067’de Selçuklu komutanı Afşin ile Türk hakimiyetine giren Kayseri; Selçuklu Devleti, Eratna Beyliği, Dulkadiroğulları, Kadı Burhanettin, Karamanoğulları ve Osmanlı Devleti dönemlerini yaşamış, başta Selçuklular olmak üzere her dönemde önemli bir Türk kültür merkezi oldu. İçinde hemen hemen bütün uygarlığa ait izleri halen barındıran ve ’Açık Hava Müzesi’ olarak tabir edilen Kayseri’de; birçok arkeolojik kazılar da yıllardır devam ediyor. 

Kayseri'nin bilinmeyenleri bu kazılar ile ortaya çıkıyor!

İl Kültür ve Turizm Müdürü konuştu

Devam eden kazılarda sürekli yeni veriler alındığını ve bu sayede şehrin bilinmeyen yönlerinin öğrenildiğini aktaran İl Kültür ve Turizm Müdürü Şükrü Dursun, “Şehrimiz, gerçekten birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehir. Yani her noktasında farklı bir değer bulabiliyorsunuz. Burada sürekli kazı çalışmaları var. Örneğin Kültepe’den başlayacak olursak; biliyorsunuz 1948 yılında Prof. Dr. Tahsin Özgüç hocamızın başlattığı kazılar aralıksız şekilde günümüze kadar devam etmiş. Daha sonra Prof. Dr. Kutlu Emre devam etmiş ve şu anda da Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu hocamızla beraber kazı çalışmaları devam ediyor. Kültepe’ye baktığımız zaman; aslında şehrimizin de tarihi anlamda ismini en çok duydukları, bildikleri yerlerden. Çünkü nedeni şu; Kültepe çok farklı özellikleriyle ön plana çıkıyor” dedi.

Kayseri 4 bin yıl öncesinin de ticaret merkezi

Şükrü Dursun, “Biliyorsunuz; biz şehrimizin sürekli ticaret şehri olduğundan bahsederiz ki; günümüze kadar nasıl bir ticaret geldiyse, Anadolu Selçuklular dönemindeyken çok önemli bir ticaretken ve Kültepe’nin bugünün, günümüzden 4 bin yıl öncesinin çok önemli bir ticaret merkezi. Şehrin hafızası ve belleğine baktığımızda, geçmişten gelen bir ticari geçmişi var ve bu devam ediyor. Bunu da biz; Kültepe’deki kazılardan açığa çıkan tabletler bize ticaretle ilgili önemli veriler sunuyor. Burada hangi ürünler alınıp satıldı, yani doğrudan yazı olduğu için ve Anadolu’da kullanılan ilk yazının merkezi olması açısından zaten Kültepe bu yönüyle ön plana çıkıyor. Yazı olduğu için o dönemden aktarılan bir bilgi değil, kaynağından bilgiye erişmemizi sağlıyor” diye konuştu.

Kayseri'nin bilinmeyenleri bu kazılar ile ortaya çıkıyor!

Şükrü Dursun konuşmasını şu şekilde sonlandırdı;

Fikri hocamız her yıl yaptığı kazılarda çeşitli verilere ulaşıyor. Medya aracılığı ile ve sempozyumlar, makalelerde de değiniyor. Sadece ticaretle kalan bir kısım değil; Kültepe’de bizim Karum dediğimiz ticaretin yapıldığı nokta ve bunun dışında da şehrin olduğu, sarayın olduğu ve yönetim kesiminin olduğu alanlarda çalışmalar yapıyor. Kayseri’nin, şehrimizin bahsettiğimiz 5 bin yıllık ve 7 bin yıllık sürece ulaşan verileri ortaya koyuyoruz. Bu anlamda Kültepe çok önemli. Kil tabletler değil ama topraktan yapılmış kap, kacaklar var burada. Özellikle seramik dediğimiz bu eserler de dönemin sanat anlayışını çok üst düzey biçimde yansıtıyor. Kültepe’de çalışma yapıldıkça yeni veriler hep alıyoruz ve bu yeni verilerle şehrimizin bilinmeyen kısmını öğrenmiş oluyoruz."

Kazıların uzun yıllar devam edeceğini de sözlerine ekleyen Dursun, "Fikri hocamızın kazıları devam ediyor ve inşallah uzun yıllar da devam edecektir. Farklı kazılar da var; Keykubat Sarayı kazısı, Selçuklu dönemine ait bir kazı. Burada da Prof. Dr. Erbaş hocamız tarafından kazılar gerçekleştiriliyor ama bu yıl bir ara verdiler, gelecek yıl inşallah çalışmalarımız devam edecek" ifadelerini kullandı.