Kayseri'den giden kadınlar böyle anlattı: Tuzda çimdik, çok insan öldü!

Türkiye ile Yunanistan arasında gerçekleşen mübadelede Develi'den Rumların gidişi ile yerlerine Türkler getirildi. Kayseri'nin Develi ilçesinden giden Rumların karantina sürecinden geçtiği bilinirken neler yaşandığı da yazılan kitapta yer aldı.

Kayseri'den giden kadınlar böyle anlattı: Tuzda çimdik, çok insan öldü!
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Türkiye ile Yunanistan arasında gerçekleşen mübadele esnasında Kayseri’de yüzlerce yıldır yaşayan Rumlar, göç etmek zorunda kaldı. Kayseri’nin kırsal ilçelerinden olan Develi’den yapılan göçleri Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Recep Özkan, 10 yıllık çalışmaları sonucunda kitap haline getirirken, yaşanan acılar bir kez daha gözler önüne serildi. 

Kayseri'den giden kadınlar böyle anlattı: Tuzda çimdik, çok insan öldü!

Kadınlar aktardı

Nezir Ötegen'in sosyal medya hesabında yaptığı paylaşıma göre, Develi’nin Çukuryurt Köyü’nden Yunanistan’a göç etmek zorunda kalan Sultan Aslanoğlu, gittiklerinde yaşadıkları karantina sürecini anlattı. Yunanistan’da yapılan zulüm hakkında Sultan Aslanoğlu, “Agios Georgios adasına gelincik, cilbattılar, hepimizin saçını kestiler... Karantina mi neyse orda koydular.  Bir kamara vardı, tuz varıdı, tuzda çimdik, , alayımız cıscılbağıdık, urbalarımızı verdik ciscılbak oturuyok... Çok insan öldü. Büyük bir mezar eştiler ondan sonra alayını oraya patır patır döktüler" dedi.

Karantinadan sonra neler yaşandı?

Karantinanın ardından bir çadırda 2-3 aile ile yaşadıklarını aktaran Anastasia Merküroğlu, Anadolu'dan geldikleri için mundar olarak görüldüklerini belirtti. Anastasia Merküroğlu, Agios Georgios adasında karantinaya tabi tutulduktan sonra tekrar gemilerle Pire'ye gittiklerini burada da yaklaşık altı ay iki üç aile aynı çadırı paylaşarak yaşamak zorunda kaldıktan sonra yük trenleriyle Larissa veya Karditsa'ya gönderildiğini açıkladı.

Kayseri'den giden kadınlar böyle anlattı: Tuzda çimdik, çok insan öldü!

‘Köyün yarı nüfusu bir çiftlikte’

Merküroğlu'nun belirttiğine göre Larissa’ya gidenler bir Amerikalının yaptırmış olduğu ahşap ‘tahtadan evlerde’ barınırken Larissa dışındaki yerlerde ise genellikle ya Müslümanlardan geriye kalan evlerde ve çiftliklerde ya da yine çadır veya kendi imkânları ile yapmış oldukları barakalarda yaşamış. Bazen bir çiftliğin yaklaşık bir köyün yarıya yakın nüfusunu aylarca barındırdığını da açıklayan Merküroğlu, genel anlamda Yunanistan'ın iskân ile ilgili ciddi sıkıntı çektiğini burada belirtmek gerektiğini belirtti.