Kayseri'deki üniversitede sendika krizi!

Türkiye Sağlık İş Sendikası Kayseri Şube Başkanlığı tarafından, kentte faaliyet gösteren Nuh Naci Yazgan Üniversitesi ile ilgili dikkat çeken bir çıkış geldi. Sendika, üniversite yönetiminin çalışanların sendikal haklarını engellediğini ve toplu iş sözleşme sürecinde işbirliği yapmadığını iddia etti. Detaylar haberimizde.

Kayseri'deki üniversitede sendika krizi!
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Kayseri’de 2009 yılından bu yana eğitimdeki başarısıyla ön plana çıkan Nuh Naci Yazgan Üniversitesi, son olarak sendikal hak tartışmasıyla gündeme geldi. Türkiye Sağlık İş Sendikası Kayseri Şube Başkanı Soner Salcanlıer, üniversite yönetimiyle ilgili dikkat çeken iddialarda bulundu.

Başkan Salcanlıer, üniversite yönetiminin çalışanların sendikal haklarını engellediğini ve toplu iş sözleşme sürecinde işbirliği yapmadığını öne sürdü. 

Kayseri'deki üniversitede sendika krizi!

Salcanlıer’in açıklamaları şöyle; 

“Şehrimizde 2009 yılından bu yana faaliyet gösteren, Kayseri Yükseköğrenim ve Yardım Vakfı tarafından kurulan Nuh Naci Yazgan Üniversitesi, kısa sürede eğitim kalitesini bilimsel araştırmalarla pekiştirerek ulusal ve uluslararası düzeyde tanınan bir eğitim kurumu haline gelmiştir. Ne var ki, bu ilim yuvasını yönetenlerin, kime nasıl hizmet ettiği, neyi amaçladığı konusunda şehir halkının dahi bir bilgisi bulunmamaktadır. Üniversite yönetimi, adeta şehirden izole bir yaşam sürmektedir.

Üniversite bünyesinde Hukuk ve Diş Hekimliği Fakülteleri başta olmak üzere birçok bölüm ve Diş Hastanesi bulunmaktadır. Bu hastanede görev yapan sağlık emekçileri, sosyal ve mali haklarının korunması ve iyileştirilmesi amacıyla 2023 yılında anayasal haklarını kullanarak sendikamıza, Türkiye Sağlık İş Sendikasına, üye olmuşlardır. Emekçilerimizin beklentisi; insan onuruna yaraşır ücret, iyileştirilmiş sosyal haklar ve yıllık izin haklarının düzenlenmesiydi. Ancak sendikamıza üye olmalarıyla birlikte asıl süreç o noktada başladı.

‘Hiçbir geri dönüş alamadık’ 

2023 yılı Temmuz ayında, işyerinde çoğunluğu sağlayarak T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü’ne yetki tespiti başvurumuzu yaptık. Bakanlıktan gelen olumlu yetki tespiti sonrasında üniversite rektörlüğüyle görüşme talebinde bulunduk; fakat tarafımıza hiçbir dönüş yapılmadı. Bunun üzerine, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’ndaki boşluklardan faydalanarak, rektörlük yetki tespitine itiraz etti. Hukuk fakültesinde hukuk eğitimi veren bir kurumun, böylesine açık bir hakkı engelleme çabası, gerçekten düşündürücüdür.

‘Birçok emekçi iş bırakma zorunda kaldı’

Üyelerimize baskı yapılmış, sendikadan istifaya zorlanmış, hatta bir kısmı tazminatları ödenerek işten ayrılmaya yönlendirilmiştir. Bu baskılar sonucunda birçok emekçi işini bırakmak zorunda kalmıştır.
Dahası, işten ayrılanların yerine alınan işçilerin iş kolları yanlış gösterilerek, sağlık alanında çalıştıkları halde büro iş kolunda gösterilmeye başlanmıştır. Bunun tek nedeni, iki yıl sonra açılacak davayı kazanacağımızı ve toplu sözleşme hakkımızı elde edeceğimizi bilmeleridir. Bu şekilde, toplu sözleşmeden yararlanacak işçi sayısını düşürmeyi hedeflemişlerdir.

Yerel mahkemenin olumsuz kararına rağmen, Yargıtay tarafından sendikamız lehine karar verilmiş, yaklaşık bir ay önce Bakanlık yetkimiz taraflara bildirilmiştir. Bu gelişmenin ardından, toplu iş sözleşmesi taslağımızı hazırlayarak Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Rektörlüğü’ne ilettik ve imzaların atılması için randevu talep ettik. Ancak yine hiçbir geri dönüş yapılmadı.

'Sağlık emekçilerinin hakkı asgari ücret değildir'

Son olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne başvurarak resmi davet yapılmasını sağladık; fakat rektörlük bu davete de katılım göstermemiştir. 

Şimdi soruyoruz: Burası nasıl bir vakıf üniversitesidir, nasıl bir yönetim anlayışı bu kadar hukuk tanımaz olabilir? Biz, Türkiye Sağlık İş Sendikası olarak, Nuh Naci Yazgan Üniversitesi yönetimini göreve davet ediyoruz.
İşçinin hakkını teslim edin! Sendikal hakları engellemeye çalışmaktan vazgeçin! Bu tutum, ne üniversiteye ne de topluma bir fayda sağlar. Emekçiler birlik olup haklarını aramaktan, adaletsizliğe ve hukuksuzluğa karşı dimdik durmaktan asla vazgeçmeyecektir.

Unutmayın: Sağlık emekçilerinin hakkı asgari ücret değildir. Tüm vakıf ve özel sektörde çalışan emekçileri, örgütlenmeye ve haklarına sahip çıkmaya davet ediyoruz.”