IŞİD İLE DE OTURUP GÖRÜŞECEKLER Mİ?

IŞİD İLE DE OTURUP GÖRÜŞECEKLER Mİ?
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

Hükümete yurt dışına asker gönderilmesinden, yabancı askerlerin Türkiye’den geçisine kadar geniş yetkiler tanıyan tezkere dün TBMM’de görüşüldü. Tezkereye ‘evet’ diyen Milliyetçi Hareket Partisi adına gazetemize açıklamalarda bulunan MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Türkiye’nin ve Türk Milleti’nin çıkarları için tezkereye evet dediklerini vurguladı. Tezkere ile ilgili eleştirilerini de vurgulayan Halaçoğlu, Şimdi bu tezkerede hem PKK’ya terör örgütü deniyor hem de masaya oturuluyor. IŞİD’e terör örgütü deniyor, onlarla da mı oturup görüşecekler?” diye sordu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na katılmasının ardından Türkiye gündemine gelen tezkere konusu dün TBMM’de görüşüldü. MHP, hükümete yurt dışına asker gönderilmesinden, yabancı askerlerin Türkiye’den geçişine kadar geniş yetkiler tanıyan tezkereye, bazı çekincelerine rağmen, ‘evet’ dedi. Kayseri Olay Gazetesi’ne açıklamalarda bulunan MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, tezkere hakkındaki çekinceleri şu sözlerle dile getirdi: “Arzu ettiğimiz bir tezkere değil. Keşke muhalefetle görüşüp, onların da düşünceleri alındıktan sonra hazırlansaydı. Tezkerede bir çok konuda tenakuza düşülmüş. İcraatları ile tezkerede yer alan bazı şeyler birbirini uymuyor. Şimdi PKK ile ‘çözüm süreci’ adı altında görüşmeler sürüyor. Şimdi PKK’yı bir kenara bırakıp, IŞİD ya da Suriye’yi bir tehdit olarak gören bir anlayış nasıl olacak? Tezkerede PKK’ya terör örgütü deniyor ama masaya oturuluyor. IŞİD’e de terör örgütü deniyor. Onlarla da mı oturup, görüşecekler. “

“TÜRK ORDUSUNUN ELİNİ GÜÇLENDİRMEMİZ LAZIM”

Tezkereye desteklerinin hükümete destek değil Türk Ordusu’na destek olduğunun altını çizen Halaçoğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Önemli olan şey ortada bir IŞİD tehdidi var. Bu bir gerçek. Hem Suriye’de hem de Irak’ta Türkmenleri, kafa keserek, katlediyor. Onlara karşı Batı’nın her hangi bir yaptırım düşüncesi var mı? Yok. Dolayısıyla bu insanlara Türkiye’den başka destek verecek kimse yok. Kobani dediğimiz bölgede Kürtler sürgün ediliyor. Bizim derdimiz onlar değil. Orada iki terör örgütü birbiriyle karşı karşıya gelmiş, nüfus mücadelesi veriyorlar. İkisi de bizim nazarımızda terör örgütü. Ha birbirlerini kırsın diyebilirsiniz ama IŞİD’in bu iş bittikten sonra Türkmen bölgelerinde ne yapacağını kimse kestiremez. Ama acımasız olacakları kesin. Dolayısıyla Türkiye’nin, Amerika’nın IŞİD’e karşı saldırılarını göz önüne aldığımızda, Kuzey Irak’taki gibi bir oluşuma sebep olacak bir hareketin dışında kalmasını kabul etmemiz mümkün değil. Onun için Türkiye’nin bu kez bu işin içine girmesini ve Suriye’nin kuzeyinde oluşacak bir özerk Kürt bölgesinin oluşumuna izin vermemesi gerekiyor. Bunun için biz hükümetten çok Türk Ordusu’na destek veriyoruz. Bir şekilde bu tezkere ile Türk Ordusu’nun elini güçlendirmemiz lazım ki, bir caydırıcılık olsun veya gerektiğinde bu bölgeye müdahale edebilsin. Süleyman Şah bizim toprağımız. Ama 60 askerimiz kuşatma altında. Hükümetin yaptığı yanlış şurada: Musul’da bizim konsolosluğumuza saldırı yapıldıktan sonra oradaki 49 kişinin rehin tutulmasına sessiz kaldı. ‘Efendim, onları kurtaracağız’, önemli olan onlar rehin düşmeden gerekli önlemleri almaktı. Hükümetin en büyük yanlışlarından biri dış politikada düştüğü hatalardır. Bu hatalar Türkiye’yi bu güne getirdi”

 “TÜRKİYE BATACAKSA BATSIN DEME LÜKSÜMÜZ YOK!”

AKP hükümetinin hem dış politikada hem de iç politikada yanlışlar yaptığını ve bu yanlışların Türkiye’yi köşeye sıkıştırdığını belirten Halaçoğlu, hükümete tepki göstermek adına milli çıkarların göz ardı edilemeyeceğinin altını çizerek, şunları söyledi: “Türkiye’nin karşı karşıya geleceği başka sorunlar da var. Biz müdahil olmaz, PKK güçlenirse yarın PKK’yı durdurmamız da mümkün olmayacaktır. Bir taraftan Batı’nın terör örgütlerine karşı harekete geçmesini isterken diğer taraftan bizim bir terör örgütüne sessiz kalmamızı kimse beklememeli. Zira bu terör örgütüne Türkiye’den 5 bin katılımın olduğu söyleniyor. Ayrıca Türkiye’de 10 bine yakın IŞİD militanın olduğu ve bombalı araçların bulunduğu iddia ediliyor. Bu bombaların Ankara’da, İstanbul’da Konya’da patlatılması sonrasında Türkiye nasıl bir tavır takınacak? Çıkmamış bir tezkere için yeniden tezkere başvurusu mu yapılacak? Tam aksine burada Türkiye’nin elini güçlendirmemiz gerekiyor. Burada bir milli mesele olduğu için ve ulusal güvenliği ilgilendirdiği için destek veriyoruz. Hükümetin yaptığı yanlışlardan dolayı Türkiye’de batacaksa batsın deme lüksümüz yok. Biz bu sebeplerden dolayı evet diyeceğiz. IŞİD Türkmenleri katletti mi, katletti. Hükümet Türkmenleri sınırdan almadı, pasaport sordu. Buna karşılık Ezidiler’den tutun da diğer gelen bütün gelenleri kabul ettiler. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Biz oradaki Türkmenlerin korunması ve Türkiye’nin PKK ile olan mücadelesinin devamı açısından evet diyoruz. Tezkere’nin en başında PKK’nın bir terör örgütü olduğu ve Kandil’de konuşlandığı ve tehdidin devam ettiği yönünde ifadeler yer alıyor. Buna rağmen  PKK ile görüşmeler de, hükümetin ‘çözüm süreci’ dediği çözülme sürecinde,  bir taraftan devam ediyor. Ama muhakkak ki, hükümet şunu görecektir ki, yarın PKK Türkiye’deki eylemlerini artırdığı zaman ki artıracağı kesin, artırması halinde Türkiye’nin Kandil’e müdahalesini nasıl sağlayacak. Biz Türk Milleti’nin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapıyoruz. Biz AKP’ye destek olmuyoruz. AKP bugüne kadar dış politikasında iç politikasında yanlış işler yaptı. Bu yanlış işler Türkiye öyle bir çıkmaza soktu ki, köşeye sıkıştırdı. Hareket kabiliyeti kalmadı. Şimdi AKP’yi cezalandıracağım derken, Türkiye’yi ve Türk Milletini cezalandırmamız mümkün değil.”