İş Adamlarının FETÖ Savunması
KAYSERİ'deki FETÖ davasında aralarında işadamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak ile Hamdi Kınaş, Necmi Somtaş ve Halit Gazezoğlu'nun da yer aldığı 68 sanığın yargılanması devam etti. İş adamları 'Mağduruz, tahliyemizi istiyoruz' dedi.
KAYSERİ'deki FETÖ davasında aralarında işadamları Hacı, Memduh ve Şükrü Boydak ile Hamdi Kınaş, Necmi Somtaş ve Halit Gazezoğlu'nun da yer aldığı 68 sanığın yargılanması devam etti. İş adamları “Mağduruz, tahliyemizi istiyoruz” dedi.
Aralarında Boydak kardeşlerinde bulunduğu ve Kayseri 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) soruşturması kapsamında 65 kişi hakkında açılan davanın 5’inci duruşmasına dün de devam edildi. Duruşmanın ikinci gününde mahkeme başkanı, gizli tanıkların yanı sıra, talimatla ifadeleri alınan tanıkların bayanlarını okudu. İlk gün öğleden sonra başlayan tanık beyanları ve tanık ifadelerinin okunması tamamlandıktan sonra sanıkların ve sanık avukatların savunmaları alınmaya başlandı. Mahkemede sanıklar, tahliyelerini istedi.
Kayseri 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün tanık ifadeleri ile başlayan FETÖ davası davası sanıkların savunmaları ile devam etti.
SOMTAŞ: BİZE AİT OLMAYAN EMANET PARA
Terör örgütünün “gizli kasası” olduğu belirtilen sanık Necmi Somtaş ile ilgili tanık beyanlarının sorulması üzerine savunma yaptı. Somtaş, tanık beyanlarında işyerine getirildiği belirtilen paraların emanet para olduğunu söyledi. Somtaş, “İşyerim çarşı merkezinde. Her kuyumcunun yaptığı bir şey var. Tanık beyanlarında söylenen para, kişilerin alacakları ile ilgili parayı bize emanete bıraktırmaları ve kısa süre sonra gelip almalarıdır. Yani başka birinden alacağını kendisi o an çarşıya gelemediği için bize bıraktırdığı paradır. Bize ait olmayan emanet paradır. ” dedi.
KINAŞ: AMERİKA’YA GÖNDERDİĞİM PARA ÇOCUKLARIMIN EĞİTİMİ İÇİN
Sanıklardan işadamı Hamdi Kınaş, terör örgütüne finansman sağlamak suçundan tutuklandığını ve tanık beyanlarında kendisi aleyhine bir beyanın olmadığına savunarak, tahliyesini istedi. Kınaş, isnat edilen suçlama ile ilgili Amerika’ya gönderdiği paranın orada eğitim alan iki çocuğu ile ilgili okul ödemesi ve giderleri ile ilgili olduğunu belirtti. Bununla ilgili Nuh Elmacıoğlu’nun tanıklığını gösteren Kınaş, “Kendisi de çocuğunu o okula gönderdiğini ve para yatırdığını beyan etti. Milli Eğitim Bakanlığı ile denkliği olan okuldan alarak Türkiye’ye getirdiğini belirtti. Bizde o okula çocuğumuzun eğitim ödemesini yaptık. Belgelerini sunduk. Bu durum ortaya çıktığı için artık tutuklanmama dair bir neden kalmamıştır. 640 gündür tutukluyum. Çok ciddi mağduriyetler yaşıyorum. Tutukluluğum sona erdirilerek, tahliyemi istiyorum” diye konuştu.
GAZEZOĞLU: BAKAN ÖZHASEKİ VE AK PARTİLİ MİLLETVEKİLLERİ DE VARDI
Sanık Halit Gazezoğlu, kendisi ile ilgili suçlamaları kabul etmeyerek, Van depremi sonrasında yapılan Van programı, Pakistan’da okul açılışı ile ilgili yapılan yurtdışı gezisinde dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’nin de olduğunu belirtti. Büyükşehir Belediyesi’nin Van için düzenlediği geziye AK Partili 7-8 milletvekilinin de katıldığını ve orada insanlara kurban bağışında bulunduklarını anlattı. Kendisinin de burada bağışta bulunduğunu söyleyerek savunma yaptı.
TÜRKMEN: HAKKIMDAKİ SUÇLAMALARI BİLMİYORUM, BANA İFTİRA ATILDI
Vatandaşlıktan çıkarılmasına karar verilen ama belirtilen tarihten önce yakalanarak cezaevine konulan sanıklardan işadamı Ahmet Türkmen, kendisi ile ilgili yapılan suçlamaları bilmediğini, sadece silahlı terör örgütü üyesi olmaktan suçlandığı için ifadesi alındığını belirtti. 4 aydır hücrede kaldığını belirten Türkmen, ek klasörlerle ilgili suçlamaları görmediğini ve bununla ilgili esas savunma hakkı verilmesini istedi. Tanık beyanlarında somut delil, somut bilgi sunulamadığını ve iftira atıldığını ileri sürdü.
Diğer yandan ÖSYM’de çalışan ve askeri okul sınavlarına giren öğrencilerin talimatla alınan ifadeleri de duruşmada okundu. Duruşmada, o dönem ÖSYM’de görevli olan kişilerle, ÖSYM’nin soru kitapçıklarını imha için ihaleyi alan şirkette görev yapan şahısların ifadeleri de mahkeme de okundu. İfadelerde, soru kitapçıklarının ihale ile imhasının alındığı ve ihale işlemleri ile ilgili sürecin nasıl yapıldığını, buradaki görevlerini anlattıkları tanık beyanları aktarıldı. Gizli tanık beyanlarında “Durdu hocadan sonra Kayseri’de örgütün kasasının Necmi Somtaş ve Boydak ailesi olduğu” yönündeki iddialar da okundu.
ydak kardeşlerinde yargılandığı davada bazı tanıklarla, tanık beyanlarına karşı sanıkların avukatları ile birlikte yaptıkları savunmalar şöyle:
TANIK ZİYA EREN: İşyerim daha önce Kayseri’de idi ve şuan Kocaeli’nde demir çelik işleriyle uğraşıyorum. Emniyette verdiğim ifade aynen geçerlidir. Örgütle ilgili bildiklerimi anlattım. Melikşah Üniversitesi için bana yardım talebinde bulundular. Mustafa diye bir şahıs yardım talep etti ve ben vermedim. Vermeyince tartışma çıktı. Bana devlet için yaptırdığım okullar için sözler sarf etti ve burada ateist öğrenciler yetişiyor. Nasıl yardım edersin gibi sözler sarf etti. Bende kızdım ve ayrıldılar. Lojmanlarla ilgili 13 katı aldılar. Buradan benden yardım istediler. Ahmet Çetin vardı. Bende yapmayacağımı söyledim ve gittiler.
MEHMET AVENER: ÖSYM’nin soru kitapçıklarının imhası ile ilgili ihaleye alan firmada çalışıyordum. Kepçe operatörünün işten ayrılmasından sonra ben bu işe başladım. Kasım 2014’da bu ihaleye firma aldı. ÖSYM’nin Gölbaşı’ndaki yerinden soru kitapçıklarını güvenlik kamera görüntüleri ve ÖSYM’nin güvenlik görevlileri nezaretinde kamyona yükleyerek imha alınana getiriyorduk. Bu imha için jandarmadan izin alınmıştı. İmhada kullanılan makinenin gelmesiyle bu iş başladı. İmha sırasında makine bozuldu ve bazı kitapçıklar imha edilemedi, arıza tamamlanınca yeniden imha edildi. İmha edilen kağıtlar atık olarak geri dönüşüme yollandı. İmha için zaman yetmeyince jandarmadan yine ek süre alındığını duydum. İmha işlemi 6 ay sürdü. Sonra ben işten ayrıldım.
SANIK HALİK GAZEZEOĞLU: Hakkımda tanık beyanlarında yapılan suçlamalarla ilgili savunmayı yapmıştım ve belgeleri vermiştim. Tanıklardan Ali Çamlı, şahit olmadığı bir olayla ilgili tanıklık yapıyor. Emniyette verdiği ifadesini mahkeme huzurunda değiştirdi ve gerçek ortaya çıktı. Ali Çamlı, Ergün Bilen’e yaptığımız ziyarette ne konuştuğumuzu bilmiyor. Biz ziyarette yeni alınan araçları için hayırlı olsun temennisinde bulunduk. Sonra kurban kesilmesiyle ilgili konuşmamız oldu. Talebimiz olmadı. Bu yöndeki ifadeyi zaten Ergün Bilen söylemişti. Ali Çamlı emniyete giderek neden böyle ifade verdi bilmiyorum. Kurban istediğimize dair. Böyle bir şey olmamıştı. Mahkeme huzurunda verdiği ifade de doğruyu söyledi. Emniyetteki ifadesini değiştirdi. Buradaki beyanı doğrudur. Çünkü bizim Ergün beyle ne konuştuğumuzu duymadı ve bilmiyor da.
Tanık Nuh Elmacıoğlu, 1999 yılındaki olayı anlattı. Tanık Şaban Güç ile o tarihte Kayseri oturmalarında idik. Melikgazi Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ve Şaban Güç gelirdi. Komşu olmaları hasebiyle. Bende orada buluşmuştum.
Ortağının bağışı ise 2004-2004’de yaşanan olaydır. Ortağı İsmail Zenger bir yurtdışı seyahatin de Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki’ninde bulunduğu bir seyahatten bahsediyor. Bu Pakistan gezisi idi. Gezi de iş görüşmeleri sonrasında okul tanıtımı oldu. Bu tanıtım sonrasında Mehmet Özhaseki teşekkür etti. Başkan, buradaki yatırımla ilgili konudan bahsetti. Zenger girişken bir arkadaştır. Bu sırada Özhaseki başkan Zenger’e ne vereceğini söyledi. Orada bir rakam söylemiş. Ne kadar bir rakam söyledi bilmiyorum ama ortağı burada telaffuz etti. Hatta bağışla ilgili parayı ödemediğini de burada ortağından öğrendim.
Tanık T.Ş.B, babasını ziyaret ettiğimizi söyledi. Melikşah Üniversitesi ile ilgili bilgi verdik. Sonrasında babasının bu üniversite için katkısı oldu mu bilmem.
Tanık Şeref Özdemir’den kurban istenilen tarih bellidir. Van depremi sonrasında kurban bayramı için talep söz konusudur. Kayseri’den bölgeye giden destekler vardı. Bir uçak dolusu buraya giden insanlar oldu. Bu uçakta Başkan Mehmet Özhaseki ve 7-8 AK Partili milletvekilimiz vardı. Oradaki depremzedelere et bağışı yapıldı. Bende kendim bunun için bağış yaptım. Tanıdıklarımıza da rica ettim.
Şuan cezaevinde bulunan iki kardeşim var. Onlarda burada mağdur durumdalar. Bende mağdurum. Birisi 15-20 gün hastanede yattı. Sağlık durumu iyi değil. En azından onların tahliyesini istiyorum.
Sanığın avukatı yaptığı savunmada, gizli tanıklardan birisinin deşifre olduğunu, Mehmet Fındık’ın yanında çalıştığını beyan ederek kendisini deşifre ettiğini ve mahkeme huzuruna gelerek sanıklarla yüzleşmek suretiyle ifade vermesi gerektiğini belirtti. Avukat, Halit Gazezoğlu ile Hamdi Kınaş’ın Kırgızistan’a giderken yapılan ihbarla hava limanında arandıklarını hatırlatarak, burada devletin gizli sırlarının örgütün Kayseri imamına vereceklerine dair ihbar olduğunu anımsattı. Yapılan aramalarda herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığını, hatta gidebilme imkanlarına sahip olmasına karşın müvekkilinin İstanbul’dan geri dönerek gitmediğini açıkladı. Burada yapılan ihbarla ilgili bilgi ve belge bulunmamasına karşın savcılığın dava açmasının doğru olmadığını ifade ederek savunma yaptı.
SANIK HAMDİ KINAŞ: Benim inşaat sektöründeki nüfusumu kullanarak sektördeki insanlardan zorla kurban, himmet, burs bağışı aldığıma dair iddialar var. Benimle ilgili olmasa da burada tanıklık yapan sektördeki firma yetkililerine sorular sordum. Onlar kendilerinden böyle bir talep olmadığını beyan ederek iddiaların doğru olmadığını gösterdi. Somut bir şey de yok. Ben sadece teröre finansman etmek suçundan tutukluyum. Benim yurtdışında Amerika’da eğitim gören iki çocuğum var. Onlara gönderdiğim para var. Eğitim masrafları söz konusu. Çocuklarım, tanık Nuh Elmacıoğlu’nun beyanıyla da ortaya çıktı Milli Eğitim Bakanlığının denklik verdiği okulda eğitim görüyordu. Cumhurbaşkanımızın yeğeni de bu okulda okuyordu. Birçok bürokrat ve AK Partili belediye başkanlarının çocukları da bu okulda eğitim aldı. Benim terör örgütüne finans için para yatırdığım beyan ediliyor ama bunu belgeleriyle sunduk çocuklarımızın eğitim masrafları için banka yoluyla resmi olarak para gönderdim. Paranın kime gittiği bellidir. 640 gündür tutukluyum. Adli kontrol şartı ile tahliyemi talep ediyorum.
Sanığın avukatı Atilla Kart, müvekkilinin terör örgütünü finansman etmekle suçlandığını ve yapılan suçlama ile ilgili verdikleri bilgi ve belgelerin bu iddiaları ortadan kaldırdığını söyleyerek, tahliyesini talep etti.
SANIK MEHMET FİLİZ: Ticaret odasında meclis başkanı idim. Benim yürütme organı olan yönetim kurulunda bir görevim yok ve buradaki kararlarla ilgili yetkimde bulunmaz. Personel alımı ve çıkartılması da dahildir. Mehmet Kılnamaz, bu konudaki huzurunuzda verdiği ifade de benimle ilgili iddiaları çürüttü. Benim personel alım ve çıkartma ile ilgili yetkim olmadığını söyledi. Tehdit konusunda da tehdit etmediğimi belirtti. Kendisi 2007-2010 yıllarını kast ederek yazdığı yazılardan dolayı tehdit var dedi. Bizim göreve gelmemiz ve İlhan Miraboğlu’nun tanıdığını söylediği tarih 2013’tür. 2010 yılında bırakmış olduğu yazılardan dolayı tehdit edilmesi mümkün değildir.
Hacılar kod isimli gizli tanık benim kurban bağışı istediğimi söylüyor. Kendisi kimdir, nerede ne zaman istemişim bununla ilgili bilgi yok. Mehmetleri karıştırmış olabilir. Çok sayıda Mehmet var davada yargılanan. Ben tutuklanacağımı bile bile kaçmadım. Çünkü suçsuzum ve bununla ilgili sonuna kadarda savunmamı yapacağım. Mağdur ediliyorum ve tahliyemi istiyorum.
SANIK NECMİ SOMTAŞ: Ben bankalar caddesinde 28 yıldır işyeri olan ve kuyumculuk yapan birisiyim. Bütün sarrafların yaptığı bir şey var. Bende yapıyorum. İşyeri çarşıda olduğu için müşterilerimiz, tanıdık çevremiz, alacakları ile ilgili borçlularının getirdiği parayı bize bırakmalarını söyler. O an kendisi gelemediği için. Sonra gelir bu parayı alır yada başka birisine aldırır. Bunu bütün kuyumcular müşterilerine yönelik yapar. Bankalar caddesinde olmamızda bu talepleri artıyor. Bizde alıcının ismini yazarak o parayı kasaya koyarız. Sonrasında o parayı sahibi gelir alır. Yada birisine aldırır. Gizli tanık ve diğer tanıklar bu paralarla ilgili beyanda bulunmuş ve örgütün gizli kasası olduğumu ifade etmiş. Hatta bu paranın örgütün parası olduğunu söylemiştir. Öyle değil. Burada tanıklık yapması durumunda her şey ortaya çıkacaktır. Eşimle ilgili de bir ifade vermiş. Oysa eşimle ilgili böyle bir şey yaşanmamıştır. Kaldı ki, şahıs burada 3-4 bayan olsa hangisinin benim eşim olduğunu sorsanız gösteremez.
Kılıçaslan Eğitim Vakfı ile ilgili o vakıf mütevelli heyetinden sadece tutuklu ben kaldım. Vakfın başkanı Yılmaz Akansu, sürekli emniyet müdürünün yanına gidip geldiğinden bahseder. Damadı İlhan Miraboğlu başkan yardımcısıydı. Yapılan bütün yardımlar yada burslarla ilgili kendisinin imzası vardır. Bununla ilgili imzaların incelenmesinde de ortaya çıkacaktır. Vakıf başkanı ve yöneticileri tahliye edilirken sadece bu saçtan benim içerde olmamda doğru olmadığını düşünüyorum. Biz burs taleplerini inceler karar verirdik. Başvuranın kim olduğunu bilmezdik. Sadece şartlarına bakardık. Tahliyemi istiyorum. Bu yönde tahliye edilerek mağdur edilmememi istiyorum.
Sanığın avukatı Sümer Erol, burs başvurusunda bulunarak bankamatik kartı çıkartılan bir kişinin şikayetçi olduğunu hatırlattı ve bu şahsın kartı ağabeysine vererek burs parasını almasını sağladığını, delillerle bu ispat edildiğini, ama şahsın burs parası almadığı beyanının doğru olmadığını söyledi. İddiaların asılsız olduğunu ortaya çıktığını ve müvekkilinin tutuksuz yargılanmasını talep etti.
SANIK MEHMET FINDIK: Bylock kullanmadım telefonuma da indirmedim. Kullandığıma dairde bilgi yoktur. Benimle ilgili iki tanık var. Kemal Karakaya. Bu şahsı tanıyorum. Benim defterlerine baktığım kişilerin yüzde 85’inin cemaate mensup olduğunu söylenmiş. Maliye Bakanlığının inceleme yaparak defterlerine baktığım kişilerin ne kadarı hakkında terör örgütü işlemi yapılmış tespiti mümkündür. İş bulma ve yerleştirme yapan kişi olarak beyan edilmişim. Benim öz yeğenim ve kayınbiraderim mahkeme salonunda ve işsizler. Ben onlara iş imkanı sağlama işe yerleştirmelerini yapardım. Ama böyle bir şey yok. Gizli tanıklardan biri yanımda çalışan şahıs olduğu deşifre olmuştur. Ekonomik sıkıntıları vardır ve para ile satın alınabilir kişidir. Bülent Sönmez isimli şahıs gizli tanık olmaktan çıkmıştır. Husumetlimdir. İfadeleri çelişmektedir. Amerika’da eğitim alan çocuğum var. Onların eğitim masrafları için para gönderiyorum. Orada evim var.
Yine hakkımda şahitlik yapan kişi ile ilgili bir durum söz konusudur. Ben yeminli olarak adliyede bilirkişilik yapıyorum. Bir davada da bilirkişi olarak görev yaptım. O günkü raporumu bugünde olsa aynı şekilde yazarım. Şahıs benimle ilgili ifade vermiş. PKK ile kaçak hayvancılık yaptığından dolayı yargılanmıştır. Ceza almıştır. Bende bu davada bilirkişi olarak görev yaptım. Ondan dolayı husumeti vardır. Zambak AŞ ile ilgili bir şirketten bahsediliyor. Ben 10 yıl önce bu şirketten ayrılmışım. Beni ilgilendirmeyen bir şirketi tekrar gündeme gelmesi doğru değil. 2012 yılında umrede ailemle birlikte çekinmiş olduğum bir fotoğraftan dolayı tutuklandım. Bir şey yoktu. Mağdur ediliyorum. Tahliyemi istiyorum.
SANIK MEHMET ALBAYRAK: Ben Develi’de görev yapıyordum. Valilik emriyle 2012 yılında muhakkik olarak görevlendirildim. İzmir’de bir olaya karışan polis amiri ile ilgili olarak görevim vardı. Bu şahıs meslekten ihraç edildi. Benimle husumeti olduğu için, ülkemizin içinde bulunduğu durumu fırsata çevirerek beni de ihbar etmiştir. Benim terör örgütü ile bağlantım yok. Burada ki sanıkları bile tanımam. Dosyaya dahil edilmişim. Suçsuzum ve beraatımı istiyorum.
SANIK NURETTİN İLGÜN: 2012 yılında emniyet müdür yardımcısı iken, 1. Sınıf Emniyet Müdürü oldum ve Ankara’ya tayinim çıktı. Başmüfettiş olarak. Benim hakkında İzmir’de bur sıça karışmış polis amiri ihbarda bulunmuş. Kendi dosyası ile ilgili ihracında beni suçlamış. Ancak bu dosyada ihracı ile ilgili Ankara’dan gelen başmüfettişin raporu ile olmuştur. Bizim bir dahilimiz yoktur. Ama husumet beslemiştir. Benim Bank Asya’daki hesabın olduğuna dair iddialar ise şudur. Babam vefat ettikten sonra miras olarak babamdan kalan para vardı. Bu para Bankasya’da olduğu için banka bize ödemeyi yapamadı ve hesap açtı. Buraya para aktarıldığında bizde çektik. O hesaptır. Başka bankalarda param vardır. Buna rağmen bu paralarımı Bankasya’ya yatırmadım. Hakkımda şikayetçi olan bir personel var. Tam 75 kez şikayetçi olmuş. Ancak yaptığı şikayetlerle ilgili hem savcılıkta hem de idari soruşturmada suçsuz bulunduk. Kendisinin emekli olmasıyla ilgili bizim bir dahilimiz yoktur.
SANIK ABDURRAHMAN HASKARAMAN: Hastalıklarımla ilgili raporlarım var ve bu konuda ameliyatlar olmam gerek. Bunula ilgili raporları mahkemeye sunuyoruz. Hakkımda isnat edilen suçla ilgili olarak bir tanık beyanı yok. Suçsuzum. Kaçma olasılığım yok ve acil ameliyat olmam gerekiyor. Bunun için tahliyemi istiyorum.
SANIK AHMET TÜRKMEN: 4 aydır hücrede yaşıyorum. Yaşadıklarımı burada anlatamam. Baskılar ve zorlamalar oldu. Bana isnat edilen terör örgütü üyesi olduğuma dair suçlama vardı. Bunanla ilgili ifade verdim. Ama başka suçlar olduğunu mahkemede ek dosyalar olduğunu gördüm. Bununla ilgili olarak asıl savunma yapmam gerekiyor. Bu hakkımın gizli kalması şartıyla şimdi savunma yapıyorum. Tanık beyanlarından da anlaşılacağı kadarıyla benimle ilgili somut bir delil yok. İddialar da bulunulmuş ama hep söylem ve duyumla verilen ifadeler var. Ben suçlamalarla ilgili ek klasörlerin verilmesinin ardından savunma yapmak istiyorum. Ben 2012 yılında kalp ameliyatı oldum ve o tarihten beride sağlık sorunlarıyla uğraşıyorum. Benim 30 yıldır aynı yerde hizmet veren işyerim var. Birçok insan gelmiştir. 24 saat güvenlik kamera kaydı vardır. Burada terör örgütü eylemleri toplantıları yapılması mümkün değildir. Mağdurum. Sağlık sorunlarım var ve tahliyemi istiyorum.