Enflasyonun sebebi asgari ücret değil!

Asgari ücrete yapılacak zam enflasyonu tetikler mi? Bu iddianın gerçeği yansıtmadığını belirten DİSK Dev Yapı İş Kayseri Bölge Temsilcisi Haydar Baran, asgari ücretin uzun süreden beri açlık sınırının altında tutulmasına rağmen ekonomik dengelerin düzeltilemediği belirterek, işçilere birlikte mücadele çağrısı yaptı. Ayrıntılar Kayseri Olay haberde…

Enflasyonun sebebi asgari ücret değil!
TAKİP ET >> Google News ile Takip Et

2026 asgari ücretin belirlenmesi için süreç işlerken  DİSK Dev Yapı İş Kayseri Bölge Temsilcisi Haydar Baran’dan konuyla ilgili bir açıklama yaptı. 

Enflasyonun sebebi asgari ücret değil!

Asgari ücrete yapılan yüksek zammın enflasyonu tetikleyeceği iddialarına tepki gösteren Baran, “15 milyon işçiyi ve ailelerini ilgilendiren asgari ücreti tespit edecek komisyon toplanacak. Yıllardır bu masadan işçi sınıfının lehine bir karar çıkmadı. AKP iktidarı bir defa daha TÜİK’in tutmayan enflasyon rakamına göre artış yapmaya hazırlanıyor. 
Patronlar 10 Aralık’ta gerçekleştirilecek asgari ücret toplantısı öncesinde ağızlarındaki baklayı çıkardı. TÜİK’in rakamlarına sarılan patronlar, 2026 yılı için öngörülen enflasyon da rakamlarına göre artış istiyorlar. Asgari ücretli işçiyi aileleriyle birlikte sistematik bir şekilde açlık sınırının altında bir yaşama mahkum etmeyi hedefliyorlar. On beş milyon asgari ücretli işçi ile aileleri tok yatacağı bir gelire sahip değil, sermayedarlar buna rağmen sefalet ücretini dayatmakta ısrarlılar. Israrlılar, çünkü düşük asgari ücret onlar için yüksek kârlar elde etmek demektir.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da patronlar asgari ücrette yüksek artışın ‘enflasyonu artıracağı’ yalanına sarılıyorlar. Koro halinde ‘yüksek asgari ücret ekonomik dengeleri bozar’ diye vaaz veriyorlar. Oysaki asgari ücret uzun süreden beri açlık sınırının altında tutulmasına rağmen ekonomik dengelerin bozukluğu giderilemedi.” dedi. 
AKP iktidarının sözcüleri de ‘yüksek asgari ücret, yüksek enflasyon demektir’ safsatasını dille getiriyorlar. Merkez Bankası başkanının sermayeyle uyumlu asgari ücret önerisinin bir diğer nedeni İMF’nin uyarılarıdır. 
Her yıl asgari ücret tespitinde TÜİK’in çarpıtılmış enflasyon rakamları ve Merkez Bankası’nın uydurma enflasyon tahmini esas alınıyor. Asgari ücretli işçilerin ‘enflasyona ezdirilmediği’ yalanı tam bir pişkinlikle yineleniyor. Sonuçta ise yapılan kırıntı düzeyde artış oluyor ve bu da gerçek enflasyon karşısında hızla eriyor.
Düşük asgari ücret, bir tık daha yüksek maaş alan çalışanları da dolaysız bir şekilde etkiliyor. Zira asgari ücrete yapılacak zam oranı toplamda ücretlerin artış oranını da belirliyor. Sendikalı işçilerin TİS’lerinde patronlar asgari ücrete yapılan zammı dayatmaya hazırlanıyorlar. ” dedi.

İnsanca yaşamaya yetmeyen asgari ücret

Temel gereksinim maddelerinin fiyatlarının her geçen gün arttığını buna karşılık iktidar ve patronların insanca yaşamaya yetmeyen asgari ücreti dayattığını belirten Baran, işçilere birlikte mücadele çağrısı yaparak açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Krizin etkileri her geçen gün daha yakıcı biçimde kendini gösteriyor. Temel tüketim maddelerine her gün yeni zamlar yapılıyor. Elektrik, su, doğalgaz faturalarını asgari ücretli milyonlarca işçi ödeyemez duruma düşürüldü. Tüm bu gerçeklere rağmen AKP iktidarı insanca yaşamaya yetmeyen asgari ücreti dayatıyor.    
Patronların ve AKP iktidarının insanca yaşamaya yetmeyen asgari ücret dayatması ancak işçi sınıfının birliği ve mücadelesinin gücüyle durdurabilir. İşçi sınıfı birlik olmazsa sefaleti derinleştiren asgari ücreti bir kez daha dayatılacaktır.
Türk-İş ve Hak-İş işçi tepkisi nedeniyle bu yıl asgari ücret masasına oturmayacaklarını açıkladılar. İnsanca yaşamaya yeten asgari ücret için bir mücadele programı açıklamadılar.  Buna karşı, işçi sınıfı ve emekçiler işyerlerinde bir araya gelmeli, örgütlü bir güç olarak insanca yaşamaya yeten asgari ücret mücadelesini büyütmelidir.  
‘İnsanca yaşamaya yeten ücret’,’işten atmaların yasaklanması’, ‘herkese iş, tüm çalışanlara iş güvencesi’, ‘7 saatlik iş günü, 35 saatlik çalışma haftası’, ‘her türlü kuralsız, esnek çalışma biçimlerinin yasaklanması’, ‘kıdem tazminatının gasp edilmemesi’, ‘İşsizlik Fonu’nun yağmasına son verilmesi’, ‘örgütlenmeye yönelik engellerin kaldırılması’, ‘baskı ve saldırıların son bulması”’için işçi sınıfının örgütlü mücadeleyi yükseltmekten başka bir seçeneği yoktur.”