ÇED tartışmalarına cevabı Özsoy verdi!

AK Parti Milletvekili Bayar Özsoy, Meclis'te İYİ Parti'nin ÇED önergesine yanıt verdi. Özsoy, ÇED süreçlerinin keyfî değil, bilimsel ve hukuki bir omurga olduğunu belirtti.

Youtube Kanalı
Youtube Kanalı
Abone Ol
ÇED tartışmalarına cevabı Özsoy verdi!

TBMM Genel Kurulu’nda, İYİ Parti Grubu’nun Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreçlerine yönelik sunduğu Meclis Araştırma Önergesi üzerine AK Parti Grubu adına söz alan Kayseri Milletvekili Bayar Özsoy, ÇED sisteminin keyfî ve bilim dışı olduğu iddialarına sert tepki gösterdi. Milletvekili Özsoy, ÇED sürecinin devlet aklıyla yerleşmiş, bilimsel çerçevesi güçlü bir sistem olduğunu vurguladı.

'İddialar gerçeği yansıtmıyor, kurumsal emeği değersizleştiriyor'

AK Parti Kayseri Milletvekili Bayar Özsoy, konuşmasına İYİ Parti’nin iddialarına cevap vererek başladı. 

Milletvekili Özsoy, “İYİ Parti tarafından ortaya konulan iddialar çerçevesinde Çevresel Etki Değerlendirmesi—yani ÇED—sürecinin sanki keyfî, bilim dışı ve kapalı kapılar ardında yürütülen bir mekanizma olduğu yönünde bir algı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Oysa bu iddialar, hem gerçeği yansıtmamakta hem de onlarca yıllık kurumsal emeği haksızca değersizleştirmektedir. Açık konuşalım: ÇED, bu ülkenin çevre politikasının omurgalarından biridir. 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ÇED Yönetmeliği’ne dayanır; verilen her karar dosyalarca teknik bilgi, kurum görüşleri ve uzman raporları üzerinden şekillenir. Bu nedenle burada söz konusu olan, günübirlik idari tercihler değil; devlet aklıyla yerleşmiş, bilimsel çerçevesi güçlü bir sistemdir” dedi.

Özsoy, ÇED süreçlerinin bilimsel olmadığı yönündeki iddiaların tamamen yanlış olduğunu, raporların çok geniş bir teknik yelpazede hazırlandığını belirtti. 

Milletvekili Özsoy, “ÇED süreçlerinin bilimsel olmadığı iddiası ise gerçeği tamamen çarpıtmaktadır. Bugün bir ÇED raporunda jeolojiden hidrojeolojiye, flora ve faunadan gürültü ve atık yönetimine, hava ve su kalitesinden kümülatif etkilere kadar çok geniş ölçekte teknik veri sunmak zorunludur. Bakanlık bu raporları değerlendirirken üniversitelerin, ilgili kamu kurumlarının görüşlerini dikkate almakta; eksiklik tespit ettiğinde dosyaları revizyona göndermekte, gerekirse olumsuz karar verebilmektedir. Yani raporu hazırlayan firmanın değil, idarenin bilimsel ve hukuki denetimi belirleyicidir” dedi.

Ayrıca, Özsoy raporu hazırlayan firmaların denetim altında olduğunu da sözlerine ekleyerek “Bu kuruluşlar Bakanlıktan yeterlik belgesi almış, personel niteliği ve teknik altyapısı mevzuatla belirlenmiş profesyonel kurumlardır. Mevzuata aykırı davrananlar için uyarıdan belge iptaline kadar uzanan yaptırımlar vardır. Nihai karar ise her zaman idarenindir” dedi.

Milletvekili Özsoy, halkın katılımının göz ardı edildiği ve "ÇED Gerekli Değildir" kararlarının keyfî olduğu iddialarını da tepki gösterdi. Milletvekili Ersoy, “Halkın katılımının olmadığı yönündeki iddia da doğru değildir. Ek-1 projelerinde Halkın Katılımı Toplantısı zorunludur; toplantılar ilan edilir, tutanak altına alınır ve raporlara yansır. ÇED dosyaları askıya çıkarılır, süreçler kamuoyuna açıktır. Katılımın düşük olduğu münferit örnekler üzerinden bütün sistemi yaftalamak haksızlıktır. Buna rağmen, halkın katılımını daha da güçlendirecek dijital yöntemler üzerinde çalıştığımızı da özellikle belirtmek isterim” dedi.

"ÇED Gerekli Değildir" kararlarının da bir seçme-eleme sürecinin sonucu olduğunu kaydeden Özsoy, yargı kararlarının titizlikle uygulandığını vurgulayarak, "Yargı kararları ise titizlikle uygulanmakta; mahkemelerin işaret ettiği alanlar sürekli olarak iyileştirilmektedir. Bu yargısal denetim, sistemin zayıf değil güçlü olduğunun kanıtıdır" dedi.

Konuşmasının sonunda AK Parti Grubu'nun eleştirilere açık olduğunu ancak önergenin amacını sorguladığını dile getirdi. Milletvekili Özsoy, "Elbette hiçbir yönetim sistemi kusursuz değildir. Çevre aktivistlerinin, akademinin ve milletimizin eleştirilerini dikkate alıyor; sahadaki uygulamaları geliştirmek için çalışmalarımızı sürdürüyoruz... Ancak tüm bu gerçekler ortadayken, bugün önerilen Meclis Araştırma Komisyonu, mevcut sistemin işleyişini tartışmalı hâle getirmeyi amaçlayan siyasi bir girişimden öteye geçmemektedir. AK Parti Grubu olarak çevreyi korumayı anayasal bir sorumluluk olarak görüyoruz; bilimsel verileri, kamu yararını ve hukukun üstünlüğünü esas almaya devam edeceğiz" dedi.