- Haberler
- Güncel
- 'Camilere giren insanın canının, gönlünün ve ruhunun tam güven içinde olması gerekir'
'Camilere giren insanın canının, gönlünün ve ruhunun tam güven içinde olması gerekir'
Türk Diyanet Vakıf Sen Kayseri Şube Başkanlığı tarafından, Kayseri'de bir camide meydana gelen korkunç cinayetin ardından bir mesaj yayımlandı. Detaylar haberimizde.
Kayseri'nin Melikgazi ilçesinde bir şahıs husumetlisi tarafından camide namaz kıldığı esnada öldürdü. Türk Diyanet Vakıf Sen Kayseri Şube Başkanı Salim Nursaçan, bir açıklana yaparak duruma tepki gösterdi.
Başkan Nursaçan’ın açıklamaları şöyle:
Dün Kayseri’de yaşanan ve hepimizi derin bir üzüntüye sevk eden menfur saldırı, sadece bir kişinin hayatını yitirmesiyle değil, aynı zamanda ibadet hürriyetimize, manevi değerlerimize ve kutsal mekânlarımıza yönelik büyük bir tehdit olarak karşımıza çıkmıştır.
Secde hâlinde bir insanın, cami içinde, cemaatin ortasında bıçaklı bir saldırıya uğraması; sıradan bir adli vakadan öte, toplumsal barışı, inanç güvenliğini ve cami kültürünü tehdit eden vahim bir olaydır. Olayın faili ya da gerekçesi ne olursa olsun, böyle bir saldırının cami gibi kutsal bir mekânda gerçekleşmesi, toplumsal olarak alarm verilmesi gereken bir durumdur.
Bugün toplum olarak üzerinde durmamız gereken konu; bu tür cinnet, şiddet ve husumet eylemlerinin nasıl olup da cami gibi mukaddes mekânlara kadar sirayet edebildiğidir.
Bu noktada sosyologların, psikologların ve devletin güvenlik birimlerinin birlikte hareket ederek, bu tarz olayların arka planını çok boyutlu şekilde araştırmaları büyük bir zorunluluk hâline gelmiştir. Zira bu sadece bir bireyin öfkesini değil, toplumun genel ruh hâlini ve değerler sistemindeki aşınmayı da yansıtmaktadır.
Cami, barışın, kardeşliğin, sabrın ve merhametin mekânıdır. Orada kin, nefret, intikam değil; sevgi, birlik ve arınma olmalıdır. Bu mukaddes mekânlara yapılan her türlü saldırı, sadece bir bireye değil, inancımıza, medeniyetimize ve milletimizin ortak vicdanına yapılmış demektir.
Bu olay, bir yönüyle de devletimizin ilgili kurumlarını harekete geçirmesi gereken bir çağrıdır. Nasıl ki sağlık çalışanlarına yönelik saldırılarda, okullarda veya kamu binalarında yaşanan olaylarda cezai yaptırımlar artırılmış, caydırıcı tedbirler alınmışsa; Aynı hassasiyet, aynı kararlılık ibadethanelerimiz için de gösterilmelidir.
Buradan; Adalet Bakanlığı’nı, ibadethanelerde ibadet anında ve cemaat huzurunda işlenen bu tür saldırılar için özel ve caydırıcı cezai düzenlemeler hazırlamaya, Sayın Cumhurbaşkanımızı, camilerimizin güvenliği için gerekli tüm yasal düzenlemeleri hayata geçirmeye ve bu konuda öncülük etmeye,
Toplumumuzu, inanç mekânlarına sahip çıkmaya ve manevi değerlerimizi yeniden kuşanmaya davet ediyoruz. Bizler bu olayın münferit görülmesini değil, ibadet hürriyetini koruma bilinciyle ele alınmasını istiyoruz. Bu olayın üstü örtülmeden, gerekli toplumsal ve hukuki karşılıklarıyla değerlendirilmesini talep ediyoruz.
Camilere giren insanın canının, gönlünün ve ruhunun tam güven içinde olması gerekir. Aksi takdirde camiler, birliğin değil tedirginliğin mekânına dönüşür. Buna asla müsaade edemeyiz. Rabbim, hayatını kaybeden kardeşimize rahmetiyle muamele eylesin. Milletimizin başı sağ olsun. Birlikte, inançla, ahlakla ve kararlılıkla bu tür kötülüklerin önünde duracağız.