Böhürler: İnsanların zihninde diziler format atıyor

Anadolu Buluşmaları, bu yıl Bosna Hersek ve Makedonya'dan sivil toplum kuruluşlarını da ağırlayarak uluslararası bir boyut kazandı. Etkinliğin 'Kültür Endüstrisi' başlıklı oturumunda söz alan Milletvekili Ayşe Böhürler, küresel güçlerin toplumu nasıl dönüştürdüğünü anlattı.

Böhürler: İnsanların zihninde diziler format atıyor

"Ailenin Geleceği" temasıyla düzenlenen 19. Anadolu Buluşmaları'nda konuşan AK Parti Kayseri Milletvekili Ayşe Böhürler, küresel kültür endüstrisinin aile ve toplum üzerindeki etkilerine dikkat çekti. "Makineleşmiş, baskıyla yapılan şeylerin sanatsal ve kültürel değeri olmuyor" diyen Böhürler, bilinçli bir toplum için daha çok okuma ve izleme çağrısı yaptı.

Anadolu Buluşmaları, bu yıl Bosna Hersek ve Makedonya'dan sivil toplum kuruluşlarını da ağırlayarak uluslararası bir boyut kazandı. Etkinliğin "Kültür Endüstrisi" başlıklı oturumunda söz alan Milletvekili Ayşe Böhürler, küresel güçlerin toplumu nasıl dönüştürdüğünü anlattı.

Böhürler, "Bir şeyin felsefesini bilmezseniz; teknolojisini sadece bilirseniz çırak olarak kalırsınız" diyerek konuya giriş yaptı. Frankfurt Okulu'ndan Adorno ve Gramsci'nin teorilerine atıfta bulunan Böhürler, kapitalizmin tekel dönemde kitleleri kültür endüstrisi aracılığıyla esir aldığını belirtti. Dijitalleşme öncesinde sinema endüstrisi ile başlayan bu sürecin, günümüzde daha da etkili hale geldiğini ifade etti. Böhürler, "Teknoloji ve kültürü bir arada değerlendirmekte fayda var. Tüm bu sistem... Hollywood haline gelmiş. Endüstrinin en büyük amacı sanayicilerin ürünleri için rıza ve talep oluşturmak" dedi.

Böhürler: İnsanların zihninde diziler format atıyor

'Kültür Endüstrisi, kültürel seviyesizleşmeye neden olur'

Kültür endüstrisini hava kirliliği gibi görmek gerektiğini vurgulayan Ayşe Böhüler, “Kültür endüstrisi, kültürel seviyesizleşmeye neden olur. Kültürel seviyesizleşmenin karşısında durmak için politize ederek değil derinlemesine çalışmalıyız. Hatta bu bile kültürel endüstriyel malzeme olmuş durumda. Makineleşmiş, baskıyla yapılan şeylerin de sanatsal ve kültürel değeri olmuyor. Marshall Mcluhan’a göre bir şeyi bize ileten mesaj kaynağından çıktığı gibi bize gelmez sosyal medya aracılığıyla başka bir şeye dönüşür. Kullanıcı mesajın muhatabı. Yeni çağ yeni dinler empoze ediyor. Hayatımızı oluşturan pek çok tüketim nesnesi bu yeni dinlerin yeni paganların ortaya çıktığı bir süreç. Yeni ruhani akımların temel dinamiklerini öğrenmek gerekiyor. Eski dinlere pagan dinlere insanlık neden gidiyor? Bir tür performans annelik var, çok iyi anne olmak istiyoruz, her şey en iyisi olmalı, hayatın akışına bırakan, performans şovmenliğinden uzaklaşan bir annelik bakışına ihtiyaç var. İnsanların zihninde diziler format atıyor. Amerika Çin’e uyguladığı ambargoyu devam ettiriyor. Çin sınırlamalar getiriyor. Ülkelerarası kavgaların kültür içinde bir taarruzu içindeyiz.

Her ülke kendi filminde kendi misyonunu izliyor. Kimin neyi niçin yaptığını bilmek zorundayız, bu sembolik ayrıştırmaları bilenler çıkacak mutlaka. Yapay zekâ ile yapılan filmler bu ekonomik dili devam ettiriyor. Biz bir grup topluluğu, hakikatin peşinde olan insanlara ikna etmek zorundayız. Bu kavramlar hakkında ne kadar bilinçli olursak yeni yüzyıldaki kültürlere karşı da o kadar hazırlıklı olabiliriz. Daha çok okumaya ve seyretmeye ihtiyacımız var.” dedi.