TÜM YAZILARI SON GÜNCELLEME: 04 Eylül 2013 19:14
Bu şehirde dedikodu bol... Her konuda herkesle ilgili dedikoduyu duymanız mümkün. O kadar güçlü bir dedikodu iletişimi var ki; duymayı geçtik, dedikodular şehirdeki gazetelerde manşetlere, köşe yazılarına bile konu oluyor zaman zaman.Önce fısıltı gazetesine manşet olan konular sonra bir bakmışsınız ki, şehirdeki yazılı basının manşetinde.Kimi dedikoduyu, “böyle bir dedikodu var” diye sütununa taşıyor kimi kıyısından kenarından konuya girerek kamuoyuna duyuruyor kimi “diyorlar” deyip işin içinden sıyrılıyor kimi de “tu-kaka” ederek yazıyor... Şehrin birçok yöneticisiyle ilgili özellikle de özel hayatla ilgili dedikodunun bol bol yapıldığı bir şehir haline geldik.Dedikoduda iş “Hocanın keçisini çalmışlar” konusunun kulaktan kulağa “Hoca keçi çalmış”a döndüğü fıkraya döner. Duyumda ise dedikoduya konu olan mevzuyla ilgili bilgi parçacıkları vardır, istihbarat aşamasında bilgiye ulaşır haberleştirirsiniz.Habere giden yol önce dedikoduyla başlar, dedikodu duyuma, duyum istihbarata, istihbarat da bilgiye ve dolayısıyla da habere dönüşür yani...Meslek gereği habere giden yolda her türlü dedikoduyu da duyuyoruz. Her duyduğumuzu yazsak zaten mahkeme kapılarında duruşma nöbeti tutar halde olurduk.Dedikoduyla ilgili şehrin önde gelenlerinin bir tanımlaması var; “Dedikodu Üretim Merkezi” diyorlar, kısaca “DÜM” adını veriyorlar... Aslında bu dedikodunun öyle bir merkezi falan yok... Yaygın bir hastalık... Bizans'tan geçtiği rivayet edilir Türk Milleti'ne.Bazı dedikodular DÜM'den mi yoksa yaygın dedikodusever çevreden mi yayılıyor bilmem ama sonuçta gerçek de çıkabiliyor. DÜM'ün işi denilen bazı konular vereceğim örnekte olduğu gibi bir bakıyorsunuz ki, GÜM oluyor.Kayseri Şeker Fabrikası'na kayyum olarak atananlarla ilgili “Fabrikanın imkanlarıyla gazinolarda pavyonlarda eğleniyorlar” diye bir dedikodu vardı uzunca bir süredir.Operasyona kurban giden eski öneticilere yakıştırılan bir konu olduğu için kimse AKP milletvekillerinin organizasyonuyla koltuğa oturan kayyumculara konduramıyordu.Sonra gazetelere bir fotoğraf ulaştırıldı... Ben de bu fotoğraftaki duruma sebebiyet veren konunun perde arkasını araştırıyordum; özel hayatın bir parçasında mı yaşanmış yoksa söylendiği gibi fabrikanın imkanlarıyla yaşanmış bir çarpıklık mı diye..Şahsen, bu tür görüntülerin insanların ailesini de düşünerek yayınlanmaması gerektiğine inandığım için yayınlamadım. Haber merkezindeki arkadaşlarımın kanaati de bu yönde gelişti. Fotoğrafı yayınlamasak da fotoğrafın perde arkasındaki durum söylendiği gibiyse yazarız dedik..Derken dedikoduyla başlayan, servis edilen bir fotoğraf karesiyle duyum ve istihbarat sürecine varan olay şehrimizdeki gazetelerde patladı.Konu farklı şekillerde yazıldı çizildi, kayyum üyesinin yüzü kapatılarak fotoğraf yayınlandı.Peki perde arkasında ne var?Bendeki bilgiye göre perde arkası şu;Kayseri Şeker Fabrikası adına yapılan bir davete, Kayseri Şeker Fabrikası Başkanı'nın onayı, resmi bir izin olmadan fabrikayı temsilen katılan kayyum üyesi felekten bir gece çalmış. Fabrikanın imkanıyla gitmiş yani. Fabrika kasanından para çıkıp çıkmadığını bulmak da müfettişin işi. Ve kayyum üyesi GÜM'lemek üzere... Yakında ya istifa eder ya da istifa ettirilir. Zira; Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Şeker'deki irade sahibi olan milletvekilinin savunamayacağı bir durum.